II. Abdülhamid Devri'nde Kayseri İmar Faaliyetleri

Yapılan imar faaliyetlerinin, çağlar ötesine taşınabilmesi, sanat, tarih ve medeniyet adına, gelecek kuşakların taacüplerine şayan bir eser niteliğinde kayıtlara geçebilmesi elbette çok önemli. Günümüzde milyonlarca lira harcanarak yapılan mimari ve sosyal eserlerin acaba kaç tanesi 50 sene veyahut 100 sene sonrasında hl mevcudiyetini koruyabilecek ve tarih ve medeniyet kayıtlarına geçebilecek?

Yaklaşık 120 yıl önce Sultan II. Abdülhamit Devrinde, Kayseri'de yapılan imar faaliyetleri konusunda Sanat Tarihi Yüksek Lisans Tezi hazırlayan Ayşenur Kayademir'in çalışmasından derlediğimiz anekdotlar günümüze ışık tutacak nitelikte.

Bu araştırma, II. Abdülhamit'in hükümdarlığı zamanında (1876-1908) Kayseri il sınırları içerisinde yer alan cami, türbe, medrese, okul, çeşme, saat kulesi ve askeri yapıları kapsamaktadır. Bu dönem yapıları için özellikle mimarlık ve sanat değerlerinin belirlenmesine çalışılmıştır.

II. Abdülhamit Döneminde Kayseri

Sultan II. Abdülhamit zamanında yurdun bir çok bölgesinde olduğu gibi Kayseri sancağında da bir hayli imar faaliyetlerinde bulunulmuştur. Kayseri bu yıllarda Ankara vilayetine bağlı bir sancak merkezi iken daha sonra müstakil mutasarrıflık olmuş ve cumhuriyet döneminde de vilayet haline gelmiştir.

1318(1900) Ankara vilayetine mahsus salnameye göre; Kayserinin üç kaza ve iki nahiyesi bulunmaktadır.  Kazalardan birisi Develi olup, bunun Gösterce (Tomarza)isimli bir nahiyesi ve altmış iki köyü bulunmaktadır. Diğer kaza İncesu olup, bu da Karahisar (Yeşilhisar) nahiyesi ile on sekiz köye sahiptir. Merkez kazanın ise yüz bir köyü bulunmaktadır. Şimdiki kazaları olan Bünyan (Bünyan-ı Hamid) ve Pınarbaşı (Aziziye) o tarihte Sivas vilayetine bağlıydı.

Yine aynı salnameye göre Kayseri şehri yüz on dört mahalle ve 10223 haneden ibarettir. İçinde 3722 dükkan ve mağaza, yüz yirmi fırın, otuz han, on bir hamam, yüz elli cami ve mescit, elli sekiz ilkokul(sübyan mektebi), üçü erkek biri kız orta okul(iptida), bir mekteb-i idadi mülkiyesi (lise) bulunmaktaydı. Ayrıca iki kütüphane, otuz dokuz medrese, otuz bir zaviye ve tekke, sekiz kilise, yüz yirmi üç çeşme ve sebil, bir hükümet konağı, bir daire-i askeriye, bir askeri depo, bir belediye dairesi, bir güherçile fabrikası (baruthane), bir gureba hastanesi vardı.

H.1308-1309-M.1890-1891 Ankara vilayet salnamesinde Kayserinin nüfusu şöyle belirtiliyor; 'Kayseri şehri 49498 nüfusu bulunmakta, 31252'si İslam, 2419'u Rum, 14082 Ermeni ve 813'ü Katolik, 921'i Protestan milletlerinden ibaretti. Kayseri kazasına mülhak kurnada 58288 İslam, 17213 Rum, 12385 ermeni, 75 Katolik, 382 Protestan olmak üzere 88343 nüfus vardır. Azınlıklar da Türkçe konuşmaktaydı, yine aynı salnamenin ticaret ve ziraat ve sanayi-i milliye bölümünde H.1295-M.1878 tarihinden beri müteaddit şose yollarının inşa edilmesi ile nakliyat ve ihracatın kolaylaştığı, H.1288-M.1871 tarihinde vuku bulan yangından sonra çarsıların tamamen taştan ve düz şekilde inşa edildiğinden bahsedilmektedir.

Kentin is merkezi, büyük camileri ve medreseleri her ne kadar kale çevresi ve dış kale kapıları yakınlarında yer alsa da, her mahallenin kendi dini, kültürel ve ticari hizmetlerini veren birimleri de bulunmaktaydı. Her mahallenin fırını, bir veya birkaç çeşmesi, bir cami veya mescidi ve okulu olurdu. Çoğunluğu Hıristiyan olan mahallelerde camilerin yerini kiliseler alırdı. Hamamlar birden çok mahalleye ve her dinden insanlara hizmet ederdi.

Kentin baslıca zenginlik kaynağı, stratejik konumu ve gelenekleri nedeniyle ticaret ve küçük sanayinin elde ettiği gelirlerdir. 1903 yılında kentte var olan 3722 dükkan ve mağaza, otuz han ticaret sektörünün hakimiyetine işaret eder. Kayserinin yüzyıllar boyu ürettiği boya, deri, kösele, dokuma halı, kilim, pastırma, sucuk ve kuru meyve dışa sattığı baslıca ürünlerdir. Dış alım malları arasında yünlü ve pamuklu kumaşlar, tütün, pirinç, seker, kahve, petrol ve demir, bakır gibi madenler vardır. Genellikle dış satımlar, alımlardan daha yüksektir .

XIX. yüzyılın ortalarından sonra Kayserili tüccarların yabancıların ekonomik himayeleri ve dış mallara düşük gümrük vergileri sonucu Avrupa ile direkt ticari ilişkilere başladığı görülür. XIX. yüzyılın ilk çeyreğinde Osmanlı devletinin, dolayısıyla Kayseri'nin ticari ilişkileri, İngiltere ile yoğunlaşmışken, 1880'li yıllardan sonra Almanya, Fransa, Osmanlı Devletinde İngiltere'nin ekonomik hegomonyasında ciddi bir rakip olarak çıkmıştır.

1825-1880 yıları arasında Kayseri ve çevresinin esnafı, büyük şekilde zanaatsal üretimle meşguldü. Tüccar sayısı da çevrede yasayan Türk, Ermeni ve Rumların sayısıyla doğru orantılı idi. Fakat Osmanlı Devletinin içinde bulunduğu ekonomik, siyasi buhran, ayrıca Sanayi Devrimi sonucu fabrikasyon üretim, kapitülasyonlar gibi nedenler Kayseri'de yaşayan Rum ve Ermeni esnaf ve zanaatkarı batılılarla işbirliği yapmaya zorlamıştır. Bundan dolayı 1890'lı yıllarda bir çok Kayserili tüccar ticareti bırakarak İstanbul, İzmir, Samsun, Adana, Mersin v. b. gibi bir çok liman şehrine yerleşmiştir.

II. Abdülhamit Döneminde Kayseri'de Onarım Geçiren Yapılar

Çifteönü Çeşmesi

Çifteönü Cami

Kölük Çeşmesi

Huand Hamamı

Hacı Kasım Çeşmesi

Kabasakal Müftü Çeşmesi

Şeyh İbrahim Tennuri Çeşmesi

Şeyh Tennuri Mescidi

Yeşilhisar Güney (Hasan) Cami

Cıncıklı Cami Çeşmesi

Develi Camii Kebiri

Yeşilhisar Ulu Cami

Camii Kebir Çeşmesi

II.Abdülhamit Döneminde Kayseri'de Yapı Bünyesine Eklenen Yapı Elemanları

Huand Cami Minaresi

İncesu Yeni Cami Minaresi

Huand Medresesi Batı Duvarındaki Çeşme

Dini Mimari

Camiler

Keklikoglu Cami (1882)

Talas Ali Saip Paşa Cami (1887)

Pınarbası Mehmet Ali Bey Cami (1889

Tavlusunlar (Aydınlar ) Cami (1893)

Karacaoglu Cami (1896

Talas Han Cami (1896)

Develi Tirem Cami (1896

Methiye Köyü Camisi (1902)

Hilmiye Köyü Camisi ( 1904- 1906)

Sivil Mimari

Türbeler

Zeynel Abidin Türbesi (1886

Talas Esma Hanım Türbesi (1889)

Seyyid Burhaneddin Türbesi (1892)

Medreseler

Develi Şıhlı Hamidiye Medresesi (1891

Okullar

Kayseri Lisesi (1893)

Çeşmeler

Talas Ali Saip Pasa Çeşmesi (1886)

Talas Hacı Ahmet Efendi Çeşmesi (1886

Talas Meydan Çeşmesi (1888

Talas Esma Hanım Çeşmesi (1889)

Seyyid Gazi Mah. Çeşmesi (1904)

Hamamlar

Ali Saib Paşa Hamamı

Saat Kuleleri

1. Saat Kulesi (1906

Kütüphaneler

Pınarbaşı Reşit Akif Pasa Kütüphanesi (1905)

Askeri Mimari

Develi Askerlik Şubesi

Develi Askerlik Şubesi Lojmanları(1900)

II.Abdülhamit Döneminde Kayseri'de Yapılmış Olup Günümüze Ulaşamayan Yapılar

Mıhlım I. Çesmesi

Hatuniye ( Kocabey ) Medresesi Önünde Bulunan Çeşme

Kazancılar Camii Serifi Çeşmesi

Hasum Bey Çeşmesi

Lala Cami Çeşmesi

Nuriye Medresesi Çeşmesi

Askerlik Dairesi

Gümüşoglu Çeşmesi

Eski Askeri Hastane

Sinanönü Çşmesi

Büyük Bürüngüz Şerife Hanım Çeşmesi

Şıhlı Kasabasında Bulunan I Numaralı Çeşme

Şıhlı Kasabasında Bulunan II Numaralı Çeşme

Kiçi Kapı Yakınındaki Çifte Çeşme

Kayseri Mevlevihanesi

Kemer Köyü Çeşmesi

Hasbek Kirisçi Mescidi

 

Yorumlar 1
Nurettin Yamac 19 Mayıs 2014 07:31

Gecmisini bilmeyen gelecegine yon Veremez

Bakmadan Geçme