İdeolojik belediyecilik kentlerimizi mahvediyor
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, şehirciliğin içinde bulunduğu durumu değerlendirerek, "İdeolojik belediyecilik takıntısı şehirciliği daha da içinden çıkılmaz bir hale getirmiş' dedi.
Özhaseki, bakanlık koltuğuna oturduktan sonra ilk röportajını Anadolu Ajansı'na verdi.
Türkiye'de şehircilik tarihinin ve planlamasının batı ülkelerine kıyasla çok yeni olduğuna işaret eden Özhaseki, 'Yeni olduğunda ne kadar yaşanabilecek dezavantaj varsa onu yaşıyoruz. Üstelik bir de 1950'lerden sonra Türkiye'de yaşanmış olan bir iç göç dalgası ve ideolojik belediyecilik takıntısı şehirciliği daha da içinden çıkılmaz bir hale getirmiş. Son 10 yıldır dünya standartlarında, müthiş bir gayretle, çok iyi çalışan belediyelerimiz var. Şehirciliği iyi uygulayan arkadaşlarımız var ama bu da tam yeterli olmadı. Her şey yerine tam olarak oturmadı.' değerlendirmesini yaptı.
'Belediyeler tarihsel zenginliği yok ediyor'
Özhaseki, Türkiye'de şehircilik açısından gelinen noktada 'sağlıksız ve kimliksiz' kentlerin var olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Türkiye'deki şehirciliği değerlendirecek olursak, istisnalar hariç, sağlıksız ve kimliksiz kentler var. Sağlıksız kentler diyerek, alt yapısı tamamen bitmemiş, standartlara tamamen uymamış, Allah korusun en ufacık bir depremde birçok binanın, alt yapının yok olacağı bir yapıdan bahsediyorum. Kimliksiz kentler ise insanlarımızın değerlerini yaşatan, onu anımsatan, gösteren bir siluetin, kimliğin hakim olduğu bir şehirden de bahsetmek çok güç. Anadolu coğrafyası dünyanın en eski iki yerleşim yerinden birisi.'
Eski dönemde definecilerin, belediyecilerin bilinçsizce bu tarihsel zenginliği yok ettiğini vurgulayan Özhaseki, 'Kalan değerler ise devasa büyüyen şehirler içerisinde kaybolmuş öksüz çocuk gibiler. Koca koca devasa binalar, yeni modern yapılar yapılmış. Arada geçerken küçük bir kümbet, bin yıllık bir cami, nasıl olduysa hasbelkader ayakta kalmayı başarmış bir medrese görüyorsunuz. Bu böyle olmamalıydı' ifadesini kullandı.