HERKESİN DİLEKÇESİ ALINMAK ZORUNDA
Tüm İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Tüm-İş) Genel Başkanı Mahmut Şahin, taşeron işçilerin devlet kadrosuna alınması için başlatılan süreçte birilerinin panik havası oluşturmaya çalıştığını ifade ederek 'Hükümet ve devletin en yetkilisi bir şeyler söylerken, aşağıda bu söylenilenlerin hilafına, kasıtlı olarak bunu bozmak, değiştirmek ve çalışanları tedirgin ederek topluma 'O söylenilenle yapılanın ilgisi yok' havası vermek için bir manipülasyon yapılıyor. Öncelikle şu bilinmelidir ki başvuru dilekçesini almamak suçtur. Dilekçesi alınmayan kardeşlerimiz gerek savcılığa gerek polislere, eğer ulaşabilirlerse bize başvursunlar' dedi.
Tüm İşçi Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Şahin konfederasyon merkezinde basın toplantısı düzenleyerek, taşeron işçilerin kadroya alınması ile ilgili süreci değerlendirdi. Toplantıda konfederasyonun Hukuk Danışmanı Av. Faruk Karakaya, Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Celal Adıgüzel, Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Mehmet Soykatırcı, ve Ağaç-İş Sendikası Genel Başkanı Ömer Faruk Fırat da hazır bulundu.
Genel Başkan Mahmut Şahin, gerçek sendikacılık yapmak üzere azimle ve kararlılıkla çalışmalara devam ettiklerinin altını çizerek, başvuru sürecinde bütün taşeron işçilerin dilekçelerinin alınmasının mecburiyet olduğunu söyleyerek şu açıklamayı yaptı:
'Geçtiğimiz günlerde alınan bir karar var. Bu kararla birlikte kamu kurumlarında taşeron olarak çalışan, mahalli idarelerde yine aynı şekilde çalışan işçi kardeşlerimizin devlet kadrosuna geçirilmesi hususunda adım atıldı. Bu adımın taşeronun baskısı altındaki ya da her an kapıya konulma riski altındaki işçiler adına çok önemsedik. Çalışanların belki de daha verimli çalışacakları için, güven kaygısı taşamayacakları için gerçekten benimsedik. Bu kararı veren hükümetimize teşekkür ediyoruz' diyen Başkan Şahin; 'O gün bir takım vaatler verildi. Taahhütler bulunuldu. Bu taahhütler içeresinde çalışanların belli tarihler içerisindeki müracaatları ile birlikte süreç başlayacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımızın da dediği gibi formaliteden bir sınav yapılacak. Bu sınav çalışma alanına göre kimisine yazılı kimisine mülakat şeklinde sözlü kimisine de uygulamalı olarak yapılacak ve yaptığı işle alakalı olacak. Bakanımız çağrıda bulunarak 'Sakın ha dershaneye falan gitmeyin. Zaten yaptığınız iş ile ilgili olacak' dedi. Bununla ilgili suistimalleri görüyoruz. Çalışanlar korku içerisinde. 'Sınavdan geçemezseniz kadroyu giremezsiniz' gibi bir panikletme durumu var. Hükümet ve devletin en yetkilisi bir şeyler söylerken, aşağıda bu söylenilenlerin hilafına, kasıtlı olarak bunu bozmak, değiştirmek ve çalışanları tedirgin ederek topluma 'O söylenilenle yapılanın ilgisi yok' havası vermek için bir manipülasyon yapılıyor. Maalesef bu kamu kurumları aracılığı ile yapılıyor. Bazı çalışanların dilekçeleri alınmıyormuş. Cumhurbaşkanımız 4 aralıkta 'Bugün itibarıyla kamuda çalışan 850 bin kişi devletin kadrosuna geçecek' dedi. Burada tek etken sadece güvenlik soruşturmaları olabilir. Bu soruşturmadan geçemeyenler ki alınmayabilir. Ama bunun dışında 'şunlar giremez, bunlar giremez' şeklindeki yaklaşımlar asla hükümetin söylediği ile uyuşmuyor. Biz bu konuda Cumhurbaşkanlığımızı ve bakanlığımızı uyarıyoruz. Öncelikle şunu söylemek lazım. Dilekçeyi almamak suçtur. Başvuru esnasında alınmayan dilekçesi alınmayan kardeşlerimiz gerek savcılığa gerek polislere, eğer ulaşabilirlerse bize başvursunlar. Biz onlar için bu işin takipçisi olmaya hazırız. Eğer bize ulaşamazlarsa adli mercilere de başvurmak istemiyorlarsa noterden göndermelerini tavsiye ediyoruz. Çalışanlar hakkını kaybetmemesi için noter aracılığıyla 12 ocak tarihine kadar müracaatlarını yapsınlar' diye konuştu.
Haber-Foto: Ramazan Karakuş