Her yıl 1 milyon kişi bu hastalıkla tanışıyor
Özellikle 40 yaş üstü kişilerde adını en sık duyduğumuz göz hastalıklarından biri olan glokom tedavi edilmediği takdirde körlüğe kadar gidebiliyor.
'Göz tansiyonu' ya da 'Karasu' hastalığı olarak da bilinen glokomun hiçbir belirti vermeden sinsice ilerlemesi tedavide zaman kaybedilmesine, ardından kalıcı görme kaybına neden olabiliyor. Dünyada her yıl 1 milyon kişinin bu hastalıkla tanıştığını söyleyen Acıbadem Kayseri Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Öner, özellikle ailesinde glokom olan kişilerin hastalığın görülmesi açısından daha fazla risk altında olduğunu söylüyor.
Göz içi sıvı basıncının çeşitli nedenlere bağlı olarak artması sonucu ortaya çıkan glokom, dünyada ve Türkiye'de en önemli körlük nedeni olarak gösteriliyor. 40 yaşın üzerinde yaklaşık her 40 kişiden birinde görülen glokom, tanı konan her 20 kişiden birinde kalıcı görme kaybıyla sonuçlanıyor. Dünya genelinde de her yıl yaklaşık iki milyon kişinin glokom tanısı aldığını belirten Acıbadem Kayseri Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Öner, özellikle risk grubunda yer alan kişilerin göz kontrollerini mutlaka düzenli olarak yaptırması gerektiğini söylüyor.
Tanıda kaybedilen zaman hasarı artıyor
Prof. Dr. Ayşe Öner, hastalığın başlangıç aşamasında hiçbir belirti vermeden yıllar içinde yavaşça ilerlediğini ve birçok hastanın belirgin görme kaybı geliştikten sonra, çok ileri dönemde sorunun farkına varabildiğini söylüyor. Kaybedilen bu zamanın hasta için geri dönüşümsüz hasarları ortaya çıkardığına işaret eden Prof. Dr. Ayşe Öner, hastalığın ortaya çıkma nedeniyle ilgili şu bilgileri veriyor: 'Göz içi sıvısı, göz içi yapılar için gerekli besleyici maddeleri bıraktıktan sonra, artık maddeleri alarak özel kanallar aracılığı ile göz dışına atar. Glokom gelişen kişilerde ise göz içi sıvısını dışarı boşaltan kanallarda yapısal olarak tıkanıklık oluşur. Sıvı yeterli miktarda göz dışına atılamadığı için göz içi sıvısının basıncı artar. Göz siniri hücrelerinin yükselen göz içi basıncı nedeniyle hasar görerek yavaş yavaş ölmesiyle birlikte çevreden merkeze doğru görme kaybı ortaya çıkar. Hücrelerin tümü öldüğü zaman kalıcı görme kaybı oluşur.'
Her yaş grubunda görülebilir
Hastalık özellikle 40 yaş üstü kişileri tehdit etse de, her yaş grubunda ortaya çıkabiliyor. Ancak kişinin ailesinde glokom olması, diyabet, yüksek tansiyon gibi bazı kronik hastalıklara sahip olmak, kalbe bağlı bazı hastalıkların varlığı, yüksek miyopi, fiziksel göz hasarının olması uzun süre steroid kullanmak glokomun ortaya çıkması açısından riski artıyor. Hastalığın ailesel geçişinin olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ayşe Öner, 'Ailesinde göz tansiyonu hikayesi bulunanların, olmayanlara göre daha fazla risk altında olduğu unutulmamalıdır. Bu özelliklere sahip kişilerin erken yaşlardan itibaren glokom yönünden mutlaka göz kontrollerini yaptırmaları gerekir' diyor.
Göz tansiyonu yüksekliği tek kriter değil
Glokom nedeniyle gelişen görme kaybının geri döndürülemez olmasının erken tanının önemini daha da artırdığını belirten Prof. Dr. Ayşe Öner, hastalığın ne kadar erken tespit edilirse, görme kaybının da o derece az olacağına dikkati çekiyor. Prof. Dr. Ayşe Öner, erken tanı için göz hekimi tarafından yapılacak ayrıntılı göz muayenesine ihtiyaç duyulduğunu söyleyerek glokom tanısıyla ilgili şunları anlatıyor:
'Göz muayenesinde rutin göz kontrollerinin yanı sıra göz tansiyonunun ölçümü ve göz sinirinin durumunun değerlendirilmesi yapılır. Glokomun görme sinirindeki en önemli bulgusu çukurlaşmadır. Gerekli görülen hastalarda bilgisayarlı görme alanı incelemesi, göz siniri analiz yöntemleri ve tomografi (OCT) ile optik sinir başı tomografisi yapılır.'
Glokom için göz tansiyonunun tek kriter olmadığı ve göz tansiyonu normal ölçülen ve göz siniri hassas olan kişilerde de hastalığın gelişebileceğine işaret eden Prof. Dr. Ayşe Öner, 'Göz tansiyonu ölçümünde kornea kalınlığı da önem taşır. Korneası kalın olan kişilerde göz tansiyonu olduğundan daha yüksek bulunur. Göz tansiyonu 21 mmhg'ya kadar normal kabul edilir ve bunun üzerindeki değerler yüksek göz tansiyonu olarak değerlendirilir' diyor.
Tedavide öncelik ilaçlarda
Glokomda görme sinirinde oluşmuş hasarın geri çevrilmesinin mümkün olmadığını ancak tanı erken konduğunda görme kaybının yavaşlatılabileceğini söyleyen Prof. Dr. Ayşe Öner, tedaviyle ilgili şu bilgileri veriyor: 'Öncelikle göz tansiyonu düşürülerek hasar görmeyen sinir hücrelerinin korunması için ilaç tedavisine başlanır. Glokom tanısı konulan hastalarda ilaç tedavisi hayat boyu devam eder. İlaç tedavisi ile sonuç alınamayan hastalarda ise lazer cerrahisi, geleneksel cerrahi veya bu yöntemlerin bir kombinasyonu uygulanır.'
Kurum Haberi
Göz içi sıvı basıncının çeşitli nedenlere bağlı olarak artması sonucu ortaya çıkan glokom, dünyada ve Türkiye'de en önemli körlük nedeni olarak gösteriliyor. 40 yaşın üzerinde yaklaşık her 40 kişiden birinde görülen glokom, tanı konan her 20 kişiden birinde kalıcı görme kaybıyla sonuçlanıyor. Dünya genelinde de her yıl yaklaşık iki milyon kişinin glokom tanısı aldığını belirten Acıbadem Kayseri Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Öner, özellikle risk grubunda yer alan kişilerin göz kontrollerini mutlaka düzenli olarak yaptırması gerektiğini söylüyor.
Tanıda kaybedilen zaman hasarı artıyor
Prof. Dr. Ayşe Öner, hastalığın başlangıç aşamasında hiçbir belirti vermeden yıllar içinde yavaşça ilerlediğini ve birçok hastanın belirgin görme kaybı geliştikten sonra, çok ileri dönemde sorunun farkına varabildiğini söylüyor. Kaybedilen bu zamanın hasta için geri dönüşümsüz hasarları ortaya çıkardığına işaret eden Prof. Dr. Ayşe Öner, hastalığın ortaya çıkma nedeniyle ilgili şu bilgileri veriyor: 'Göz içi sıvısı, göz içi yapılar için gerekli besleyici maddeleri bıraktıktan sonra, artık maddeleri alarak özel kanallar aracılığı ile göz dışına atar. Glokom gelişen kişilerde ise göz içi sıvısını dışarı boşaltan kanallarda yapısal olarak tıkanıklık oluşur. Sıvı yeterli miktarda göz dışına atılamadığı için göz içi sıvısının basıncı artar. Göz siniri hücrelerinin yükselen göz içi basıncı nedeniyle hasar görerek yavaş yavaş ölmesiyle birlikte çevreden merkeze doğru görme kaybı ortaya çıkar. Hücrelerin tümü öldüğü zaman kalıcı görme kaybı oluşur.'
Her yaş grubunda görülebilir
Hastalık özellikle 40 yaş üstü kişileri tehdit etse de, her yaş grubunda ortaya çıkabiliyor. Ancak kişinin ailesinde glokom olması, diyabet, yüksek tansiyon gibi bazı kronik hastalıklara sahip olmak, kalbe bağlı bazı hastalıkların varlığı, yüksek miyopi, fiziksel göz hasarının olması uzun süre steroid kullanmak glokomun ortaya çıkması açısından riski artıyor. Hastalığın ailesel geçişinin olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ayşe Öner, 'Ailesinde göz tansiyonu hikayesi bulunanların, olmayanlara göre daha fazla risk altında olduğu unutulmamalıdır. Bu özelliklere sahip kişilerin erken yaşlardan itibaren glokom yönünden mutlaka göz kontrollerini yaptırmaları gerekir' diyor.
Göz tansiyonu yüksekliği tek kriter değil
Glokom nedeniyle gelişen görme kaybının geri döndürülemez olmasının erken tanının önemini daha da artırdığını belirten Prof. Dr. Ayşe Öner, hastalığın ne kadar erken tespit edilirse, görme kaybının da o derece az olacağına dikkati çekiyor. Prof. Dr. Ayşe Öner, erken tanı için göz hekimi tarafından yapılacak ayrıntılı göz muayenesine ihtiyaç duyulduğunu söyleyerek glokom tanısıyla ilgili şunları anlatıyor:
'Göz muayenesinde rutin göz kontrollerinin yanı sıra göz tansiyonunun ölçümü ve göz sinirinin durumunun değerlendirilmesi yapılır. Glokomun görme sinirindeki en önemli bulgusu çukurlaşmadır. Gerekli görülen hastalarda bilgisayarlı görme alanı incelemesi, göz siniri analiz yöntemleri ve tomografi (OCT) ile optik sinir başı tomografisi yapılır.'
Glokom için göz tansiyonunun tek kriter olmadığı ve göz tansiyonu normal ölçülen ve göz siniri hassas olan kişilerde de hastalığın gelişebileceğine işaret eden Prof. Dr. Ayşe Öner, 'Göz tansiyonu ölçümünde kornea kalınlığı da önem taşır. Korneası kalın olan kişilerde göz tansiyonu olduğundan daha yüksek bulunur. Göz tansiyonu 21 mmhg'ya kadar normal kabul edilir ve bunun üzerindeki değerler yüksek göz tansiyonu olarak değerlendirilir' diyor.
Tedavide öncelik ilaçlarda
Glokomda görme sinirinde oluşmuş hasarın geri çevrilmesinin mümkün olmadığını ancak tanı erken konduğunda görme kaybının yavaşlatılabileceğini söyleyen Prof. Dr. Ayşe Öner, tedaviyle ilgili şu bilgileri veriyor: 'Öncelikle göz tansiyonu düşürülerek hasar görmeyen sinir hücrelerinin korunması için ilaç tedavisine başlanır. Glokom tanısı konulan hastalarda ilaç tedavisi hayat boyu devam eder. İlaç tedavisi ile sonuç alınamayan hastalarda ise lazer cerrahisi, geleneksel cerrahi veya bu yöntemlerin bir kombinasyonu uygulanır.'
Kurum Haberi