Her tiroid nodülü kanser değildir
Memorial Kayseri Hastanesi Endokrinoloji Bölümü'nden Uz. Dr. Uğur Alp Göksu, tiroid nodülleri hakkında bilgi verdi.
Tiroid nodülleri toplumda sık görülmesine karşın elle muayenede nodul saptanması yüzde 3-7 iken, ultrasonografi ile bu oran yüzde 20-76'ya çıkmaktadır. Nodüller genellikle sağlık açısından zararsızdır. Ancak belirlendiğinde bunların aşırı hormon üretimi yapıp yapmadığı ve en önemlisi de kanser olup olmadığı araştırılmalıdır. Nodüllerin çaptan bağımsız olarak % 5'i kanserdir. Tek veya çok sayıda nodül olması kanser olasılığını genelde değiştirmemektedir.
Büyük nodüller nefes darlığa yol açabilir
Hastalarının önemli bir kısmında nodüllere bağlı semptom yoktur. Bir kısmında boyun bölgesinde şişlik ele gelebilir veya görülebilir. Bazen nodüller çok büyüdüğünde nefes darlığı ve yutkunmada zorluğa neden olabilir. Nodül içine kanama olursa ağrı hissedilebilir. Nodüllerin lokal semptomlara neden olmasının (bası hissi, ses kısıklığı, kozmetik sorun vs.), dışında aşırı tiroid hormonu üretimine yani hipertiroid'e yıl açabilir. Bu durum hastalarda yorgunluk, kilo kaybı, çarpıntı, sinirlilik ve terleme gibi belirtilerle kendini gösterir.
Ailenin tiroid öyküsü sorgulanmalı
Hastanın klinik öyküsü ile birlikte; serbest T3, serbest T4, TSH, Anti-Tg, Anti-TPO i içeren kan tahlilleri, tiroid ultrasonografisi ve ince iğne aspirasyon biyopsisi kesin tanının konulmasını sağlar. Klinik değerlendirmeye hastada kanseri düşündürecek belirti ve bulguların araştırılmasıyla başlanıp, hastaların büyük bölümünde nodüle bağlı semptoma az rastlanmaktadır. Ailede iyi ya da kötü huylu tiroid hastalığı öyküsü sorgulanmalıdır. Ses kısıklığı, yutkunmada zorluk, nefes darlığı, çocuklukta boyun bölgesine radyasyon uygulanması, ailede 20 yaş altı ve 70 yaş üstü tiroid kanser öyküsü, erkek cinsiyet, tiroid bölgesinde ani başlayan ve hızlı büyüyen şişlikler ile haftalar veya aylar içerisinde büyümenin olması, sert ele gelmesi, nodülün çevre dokulara yapışık olması, boyunda lenfadenopati saptanması, kanser ihtimalini artırır. Serbest T3, Serbest T4 ve TSH düzeyleri bakılarak, bu hormonların normal (ötriod), düşük (hipoitoroid) veya yüksek (hipertiroid) olup olmadığı araştırılır.
Şüpheli nodüllere biyopsi yapılmalı
Tiroid ultrasonografisi; nodul saptanan veya şüphelenilen her durumda yapılmalıdır. Nodülün çapının değerlendirilmesi, kistik ya da solid özellikleri, kalsifikasyon ve şeklinin düzenli olup olmadığı hakkında detaylı bilgi vermektedir. Tedavi sonrasında nodul çapının küçülüp küçülmediğinin takip edilmesini sağlar. Ultrasonografide 1 cm'den büyük nodüllere biyopsi yapılmaktadır. Ancak 1 cm'den küçük ancak ultrasonografide kanser açısından şüpheli bulgular varsa iğne aspirasyon biyopsi önerilmektedir. Ultrasonelastografi yöntemi nodülün değerlendirilmesinde kullanılmaktadır. Bu görüntüleme yönteminde nodülün sertliği hakkında bilgi vermektedir. Tiroid sintigrafisi radyoaktif madde verilerek yapılmaktadır. Sintigrafide nodüller soğuk (hipoaktif), sıcak (hiperaktif) ve ılık (normoaktif) şekilde görülebilmektedir. Sıcak nodüllerin kanser olasılığı çok düşük- kabul edilmektedir. Soğuk nodüllerde ise kanser oran yüzde 5 ile 8 oranında değişmektedir. Günümüzde tiroid sintgirafisi tiroid hormon fazlalığı olan durumlarda tercih edilmektedir.
Büyük nodüller nefes darlığa yol açabilir
Hastalarının önemli bir kısmında nodüllere bağlı semptom yoktur. Bir kısmında boyun bölgesinde şişlik ele gelebilir veya görülebilir. Bazen nodüller çok büyüdüğünde nefes darlığı ve yutkunmada zorluğa neden olabilir. Nodül içine kanama olursa ağrı hissedilebilir. Nodüllerin lokal semptomlara neden olmasının (bası hissi, ses kısıklığı, kozmetik sorun vs.), dışında aşırı tiroid hormonu üretimine yani hipertiroid'e yıl açabilir. Bu durum hastalarda yorgunluk, kilo kaybı, çarpıntı, sinirlilik ve terleme gibi belirtilerle kendini gösterir.
Ailenin tiroid öyküsü sorgulanmalı
Hastanın klinik öyküsü ile birlikte; serbest T3, serbest T4, TSH, Anti-Tg, Anti-TPO i içeren kan tahlilleri, tiroid ultrasonografisi ve ince iğne aspirasyon biyopsisi kesin tanının konulmasını sağlar. Klinik değerlendirmeye hastada kanseri düşündürecek belirti ve bulguların araştırılmasıyla başlanıp, hastaların büyük bölümünde nodüle bağlı semptoma az rastlanmaktadır. Ailede iyi ya da kötü huylu tiroid hastalığı öyküsü sorgulanmalıdır. Ses kısıklığı, yutkunmada zorluk, nefes darlığı, çocuklukta boyun bölgesine radyasyon uygulanması, ailede 20 yaş altı ve 70 yaş üstü tiroid kanser öyküsü, erkek cinsiyet, tiroid bölgesinde ani başlayan ve hızlı büyüyen şişlikler ile haftalar veya aylar içerisinde büyümenin olması, sert ele gelmesi, nodülün çevre dokulara yapışık olması, boyunda lenfadenopati saptanması, kanser ihtimalini artırır. Serbest T3, Serbest T4 ve TSH düzeyleri bakılarak, bu hormonların normal (ötriod), düşük (hipoitoroid) veya yüksek (hipertiroid) olup olmadığı araştırılır.
Şüpheli nodüllere biyopsi yapılmalı
Tiroid ultrasonografisi; nodul saptanan veya şüphelenilen her durumda yapılmalıdır. Nodülün çapının değerlendirilmesi, kistik ya da solid özellikleri, kalsifikasyon ve şeklinin düzenli olup olmadığı hakkında detaylı bilgi vermektedir. Tedavi sonrasında nodul çapının küçülüp küçülmediğinin takip edilmesini sağlar. Ultrasonografide 1 cm'den büyük nodüllere biyopsi yapılmaktadır. Ancak 1 cm'den küçük ancak ultrasonografide kanser açısından şüpheli bulgular varsa iğne aspirasyon biyopsi önerilmektedir. Ultrasonelastografi yöntemi nodülün değerlendirilmesinde kullanılmaktadır. Bu görüntüleme yönteminde nodülün sertliği hakkında bilgi vermektedir. Tiroid sintigrafisi radyoaktif madde verilerek yapılmaktadır. Sintigrafide nodüller soğuk (hipoaktif), sıcak (hiperaktif) ve ılık (normoaktif) şekilde görülebilmektedir. Sıcak nodüllerin kanser olasılığı çok düşük- kabul edilmektedir. Soğuk nodüllerde ise kanser oran yüzde 5 ile 8 oranında değişmektedir. Günümüzde tiroid sintgirafisi tiroid hormon fazlalığı olan durumlarda tercih edilmektedir.