Her biri parmak izi gibi, istenilse de birebir aynısı yapılamıyor
Sivas Olgunlaşma Enstitüsü tarafından doğal boyama ve ekolojik baskı tekniği kullanılarak yapılan ürünler sağlıklı olmalarının yanı sıra eşsiz olmalarıyla da dikkat çekiyor.
Sivas Olgunlaşma Enstitüsü tarafından doğal boyama ve ekolojik baskı tekniği kullanılarak yapılan ürünler sağlıklı olmalarının yanı sıra eşsiz olmalarıyla da dikkat çekiyor.
Sivas Olgunlaşma Enstitüsü tarafından yüzde 100 ipek, yün ve pamuk kumaşlar üzerine yapılan ekolojik baskılar eşsiz tekstil ürünlerine dönüşüyor. Kök boyayla boyanan kumaşların üzerine doğadan toplanan yapraklar isteğe göre dizilerek desen oluşturulması için konulup sarılıyor. Sarılma işlemiyle oluşan baskıyla birlikte 24 saat kurumaya bırakılan kumaşlar daha sonra açılıyor. Ortaya çıkan desenli ürünlerin her biri bir parmak izi gibi birbirinden farklı oluyor. İstenilse de birebir aynısı yapılamıyor. Toksin ve kanserojen madde içeren sentetik boyalarla yapılan tekstil ürünlerine nazaran yüzde yüz doğal olarak yapılan ekolojik baskılar vatandaşlar tarafından sağlığa zararı olmaması nedeniyle son zamanlarda daha sık tercih ediliyor.
'Bir yapılan ürün bir daha yapılmaz'
Sivas Olgunlaşma Enstitüsünde görevli Usta Öğretici Ayşegül Baş, ekolojik baskıyla yapılan bir ürünün aynısının bir daha yapılamayacağını söyleyerek, 'Ekolojik baskı geçmişten günümüze doğal boyama ile birlikte kullanılır. Geçmişte ecdadımız tarafından doğal boyalar 19. Yüzyıla kadar kullanmıştır. Daha sonra sentetik boylar gündeme gelmiştir. Ama son yıllarda insanların doğal yaşama dönmesiyle birlikte yeniden doğal boyama ve ekolojik baskı gündeme girmeye başlamıştır. Doğal boyamada ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde doğadan topladığımız yapraklar ya da kökboyaları kurutuyoruz. Daha sonra kullanacağımız ipek, yün ve pamuk kumaşlar üzerine yüzde yüz doğal olmak şartıyla temizlenmiş kumaşların üzerini doğal boya ile boyayıp üzerine doğadan topladığımız yapraklarımızı sararak bir baskı oluşturuyoruz. Doğal boyamada ekolojik baskı bir nevi parmak izi gibidir. Yani bir yaptığınız ürünü bir daha yapma şansınız yok' ifadelerini kullandı.
'Yoğun talep ve ilgi var'
Baş, yapılan ürünlerin doğal olmasından kaynaklı yoğun ilgi ve talep gördüğünü belirterek, 'Doğal boyama ve ekolojik baskıda önemli olarak göz önünde bulundurduğumuz konu çalışırken bize, kullanırken de kişiye zarar vermemesidir. Daha sonra kullandığımız tüm ürünler ve atıkların doğaya zarar vermemesi bizim için en önemli unsurdur. Son yıllarda doğal boyama ve ekolojik baskıya yoğun ilgi ve revaç var. Talepte çok fazla. Biz çoğunlukla dışardan sipariş alarak çalışıyoruz. Ya da kendi kurum içerisinde yaptıklarımızı satışa sunuyoruz. Ekolojik baskıda kullandığımız tamamen doğal boyama. En temel maddemiz doğal boyamadır. Doğal boyamada kökboyaları, soğan kabukları ve palamutları kullanabiliyoruz. Bunun dışında üzeri içinde yaprak kullanıyoruz. Akça ağaç yaprağı, çınar ağacı yaprağı, kokan ağaç yaprağı ve gül dalları gibi yaprakları kullanıyoruz' diye konuştu.
'Kanserojen madde bulunmuyor'
Baş, ekolojik baskı ürünlerinin insan sağlığına hiçbir zararının olmadığını ve kanserojen madde içermediğini ifade ederek, 'Kullandığımız ürünlerin hepsi doğal. İnsan sağlığına zarar verecek hiçbir kimyasal ürün kullanmıyoruz. Önemli olmasının en büyük nedeni doğal olması. Alerjik hastalığı olan kişilerinde rahatlıkla kullanacağı bir ürün. Diğer tekstil ürünlerinde kanserojen madde bulunmakta bizim yaptığımız ürünlerin içinde kanserojen maddeler bulunmuyor. Tamamen insan sağlığına zararsızdır. Yaptığımız ürünleri şal fular olarak kullanıyoruz. Ama ceket olsun yelek olsun kıyafet olarak her ürüne çevrilebilecek bir baskı tekniğidir. Her şekilde her alanda kullanılabilir' şeklinde konuştu.