GENÇ GİRİŞİMCİNİN BAŞARI ÖYKÜSÜ

Kayseri'de eşarp konusunda markalaşan 'Emete'nin Emete'si ile iş hayatına dair keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. 19 yaşında iş hayatına başlamış, genç bir iş kadını.

Sizi biraz tanımak isteriz. Emete ÇEVİK kimdir?

Kayseri doğumluyum. Evin en küçüğü ve tek kızıyım, üç kardeşiz. İmam-hatip lisesi mezunuyum. İmam-Hatip liselerinin önünün kapalı olduğu dönemlerde mezun olduk ve bu yüzden üniversite ile ilgili umudumuz yoktu. İş hayatına başladıktan sonra iki yıl kamu yönetimi okudum ama iş ile birlikte zor geldi, ikisi bir arada olmadı. Evliyim, bir kızım birde oğlum var. 19 yaşında 'Emete Eşarp' adlı dükkanımı açtım şimdide bu işim devam ediyor.

Söylediğiniz gibi 19 yaşında iş hayatına girdiniz. Kayseri gibi bir memlekette bu yaştaki bir genç kızı böyle bir işe ne teşvik etti merak ediyorum doğrusu. Ticarete girmeye ve bu işi yapmaya nasıl karar verdiniz?

Ticarete girmem Allah'ın bir lütfu oldu bana. Bazı şeyleri insan kendi kaderinde olsa bile kendisi ayarlayamıyor. Kesinlikle böyle bir idealim yoktu. Daha önceden böyle bir istek veya tecrübem de olmamıştı aslında. Tamamen kısmetti.

1999 senesindeki ekonomik krizi hatırlarsınız. Ailem o dönemlerde sarraflık yapıyorlardı. O kriz de pek çok insan gibi ailem de ciddi anlamda bir zarar gördüler. Herkesin üzüldüğü ve ne yapacağını bilemedikleri o dönemde ben bir arayış içine düştüm. Ne yapabilirim diye düşünüyordum. Bana çok değer veren bir ablam vardı. Allah kendisinden razı olsun. 'Ben sana güveniyorum, sen başarırsın. Bu para ile bir şeyler yap' dedi ve bana 100 dolar verdi. İlk sermayemdi bu 100 dolar. İşim rast gitti diyebilirim çünkü başka bir açıklama yapmak çok zor.

Emete'yi farklı kılan ne oldu sizce?

Benim farklılığım bu ilk işim oluşu, daha önce hiçbir yerde çalışmadan hiçbir ticarî tecrübem olmadan 19 yaşında dükkan açmış olmam olsa gerek. Ailem esnaftı dükkanları vardı ama çok küçüktüm o zaman. Söylediğim gibi ilk işim ve 19 yaşında ismine vergi levhası olan kayseride tek bayan esnafımdır herhalde. Küçük bir işletme olarak başladım, beni bilenler hatırlayacaklardır gerçekten çok küçüktü. Ben zevkime güveniyorum. Zevkimi pazarladığıma inanıyorum. Eşarp anlamında da yenilikçiyim. İlk çıkan neyse bizde olması gerektiğini düşünüyorum, bu anlamda işime sahip çıkıyorum. Eşarp konusunda markalaştığıma da inanıyorum artık. İnsanlar da bunu görüyorlar.

Müşterileriniz sizi neden daha samimi buluyorlar?

Ben ürün almaya gelen müşterinin yerine kendimi koyarım. İçime sinmeyen hiçbir şeyi şimdiye kadar 'bu iyi' diyerek kimseye vermedim. İçime sinmeyen hiçbir şeyi önermem. Müşteriler de bu samimiyeti anladıkları için bunun sonuçları iyi oluyor. İşini iyi yaparsan insanlar bunun geri dönüşümünü sağlıyorlar zaten. Sohbet için de geliyorlar. Bir de ticaret insana sadece para kazandırmıyor çok ciddi bir çevre de kazandırıyor. Bu bence paradan çok daha değerli bir şey. Benim müşteriye yaklaşımım hiçbir zaman hırslı ve para kazanmak adına olmadı. Hiçbir müşterim boş çıktığı zaman üzüldüğümü hatırlamam. Asıl amacım çok ciddi paralar kazanmak değil yani. Ben çok hırslı bir insan olsam sürekli dükkanda işimin başından kalkmam. Tabi Oğlum Ahmet'ten sonra bir rölanti evresine girdi ve kızım Azra ile iş biraz daha zorlaştı.

İşinle ilgili bu rölanti dönemi bittikten sonra ne düşünüyorsunuz, nasıl bir hedefin var?

Gelecekle ilgili planlarım var. Ama bunun için biraz daha zamana ihtiyacım olduğunu düşünüyorum. Tecrübemin ve bilgi birikimimin ileriki zamanlarda daha fazla işe yarayacağını düşünüyorum. Ben insanların kadın erkek ayrımı yapmadan bir iş yapmaları gerektiğine inanıyorum. Bunun ticaret olması da şart değildir, boş kalınmasın yeter ki. Boşlukta kalmanın insanı körelttiğine inanıyorum. Mutlaka bir işe uğraşmaları gerekiyor. Eski,evde oturup gezme gezmek kültürü bu çağın insanına yakışan bir şey değil.

Bu işe başlamadan önce, okurken iş ile ilgili hayalleriniz veya düşünceleriniz var mıydı?

Hiç öyle bir idealim yoktu, tamamen şartlardan oluştu. O an için asıl amacım annemi mutlu etmekti.

Yine de o yaşda bir genç kızın böyle bir işin başına geçmek için cesaretinerden bulduğunu merak ediyorum.

Benim fikirlerime küçüklüğümden beri değer verilirdi. Ben 10 yaşındayken bile söylediğim şeyler dinlenirdi. Eve mobilya alınacağı zaman bile beni götürüp bana seçtirirlerdi. Bu bana gerçekten güven verdi. Özgüvenimi sağladı. Ben böyle bir istekte bulunduğum zaman da bana güvendiklerinden başaracağıma inandıklarından bu adımımı desteklediler. Onları yanıltmadığım için de mutluyum.

İşine başladığın da hemen dükkan mı açtın, yoksa bir süre elden satış yaptın mı?

Elden hiç satış yapmadım. İşime ilk olarak dükkan ile başladım yani. Ama dükkan açtıktan sonra bana destek olmak için alıp elde satan ablalar oldu. Gezmelere, oturmalara götürenler oldu. İşimin eşarp olması konusunda zevkli olduğumu söyleyerek müşteri yönlendirdi beni. Bende eşarba ağırlık verip bu konuda ciddi çalışmaya başladım.

Peki başarısız olacağınız için hiç endişe duyduğunuz oldu mu?

İnsanlar başarılarını kendilerinin olarak görmemelidirler. Ticarette başarının ne akılla nede sermaye ile yapıldığına inanıyorum. Ticarette başarı tamamen kısmet işi. Allah'ın onu sana kısmet etmesi gerekiyor. Ne kadar sermayesi olursa olsun ya da çok doğru bir iş olsun maalesef olmuyor. Buna çoğu kez şahit olmuşumdur. Bu yüzden ben bu işe başladığım zaman başarısızlık korkusu hiç yaşamadım. İlk adımımdı ama hiç endişe duymadım. İçimde bir huzursuzluk yoktu. Bir de ben küçük şeylerle mutlu olabilen bir insanım. Belki o anda kazandığım paralar çok da büyük paralar değildi ama ben hep iyiye gittiğini düşündüm. İlk sermayem de bana ait değildi. Bir ablam borç vermişti o yüz doları. Ayşe Abla, Allah razı olsun kendisinden, bana şunu demişti 'ben sana inanıyorum, senin başaracağına da eminim ben her zaman arkandayım' demişti. Çevremdeki insanlar bana çok güvendiler. Belki bu güvenin eseri olarak iş bu günlere geldi. Şu anda bir çok insanın imrendiği bir işe sahibim. Bu anlamda çok şükrediyorum. Ben halimden her zaman mutlu olan bir insandım, Şimdi de çok şükür çok memnunum. Daha iyi olur muydu, tabi ki olurdu. Ama kısmetin de ötesine geçilmiyor. Kısmet değişmiyor.

İşimde tecrübesizliğimden yararlanan çok insanlar oldu. Bir insanı Allah koruyacak. Ben gerçekten çok saftım ve çok gençtim. Para büyük değildi ama emek vardı işin içinde. O küçücük paralarla kaç kere iflasın eşiğine geldiğim de oldu. Bir iki yıl sonra iş büyüyünce borçlar da büyümeye başladı. Ama hamdolsun Rabbim yardımcım oldu.

Başarı konusunda da insanların küçük düşünmesini doğru bulmuyorum. Ayrıca başarılı insanlar çok da kıskanılıyor. Bir taraftan seni başarılı bulup takdir edenler varken bir taraftan da kıskananlar olabiliyor. İnsanı üzen tarafı da bu oluyor ama ne iş yapılırsa yapılsın bu tarz insanlarla karşılaşılabiliyor. Başarıyı elde etmek için başka insanları kötülemek bence çok büyük bir başarısızlık. Ama iyi niyet hiçbir zaman karşılıksız kalmıyor. Ticarette dürüst olmak çok önemli. İnsan işini severek yapmalı,karşı taraf bunu gerçekten hissediyor. İsteksizce zorakî yapılan bir işten bir hayır beklenemez yani. İşine saygı duymak çok önemli. İnsan işini sürekli yenilemeli.

Sizi başarılı kılan ne oldu? Para hırsı başarı getiriyor mu?

Eşimin bana ciddi bir desteği oldu. Hırslı bir kadın olduğum için değil, eşimin desteği ve ticari bilgisinden dolayi güzel ilerleyebildim. Hem anne olup hemde çalışan bir kadının, eşinin desteği olmadan bişeyler yapmasi mümkün değildir. Ben hiçbir zaman hayatımda hırslı bir insan olmadım. Para benim için hiç bir zaman birinci sırada olmadı. Ben insanların paraya rahat bakmaları gerektiğine inanıyorum. Çok istedikçe kaçırıyorlar. Asıl amacı para olmamalı insanın. Ticaret hayatım da şunu öğrendim. İnsan ancak bir başkasına yardımcı olabilirse mutlu ve başarılı olabiliyor. Çalışmanın bir misyonu olmalı. Asıl hedefinin kendi ihtiyaçların ve para biriktirmek olmamalı. Bunun doğru bir teknik olduğunu düşünmüyorum ticarette. Ailemiz olabilir, çocuklarımız olabilir, ideallerimiz ya da daha önemlisi dinimiz olabilir ama hizmet etmek zorunda olduğun özel bir şey olduğunu bilmek gerekiyor.

Başörtüsü modasıyla ilgili neler söylemek istersiniz?

Tesettürle ilgili dejenerasyonun ben de farkındayım. Bunun eksikliğini hissediyorum gerçekten. Bu anlamda toparlanmayı istiyorum. Gerçekten amacının dışına çıktığını kendim de görüyorum.Tesettürün Allah'ın rızasının dışına kaydığını hepimiz görüyoruz.Ama insanlar belki küçük adımlarla tesettüre girip,farkındalıkları arttıkça kendilerini düzeltebilirler diye de düşünüyorum.

Bu konuda israf yapıldığını düşünüyor musunuz?

Kayseri'de diğer şehirlerde olduğu gibi israf yapıldığını pek düşünmüyorum. Çok ciddi paralar verilmiyor. Kayseri bu anlamda daha dikkatli diye düşünüyorum. Deli gibi harcayan insanlar yok yani. İnsanların mantıklı harcamalar yaptığını görüyorum.

Bayanların Kayseri'de iş yapmasının zorlukları var mı?

Kayseri'de ticaret zor. İnsanlar zor kazandıkları için haliyle harcarken de dikkat ediyorlar. Bunun da doğru olduğunu düşünüyorum.

Aslında ticaretin hobi olarak yapılabilinecek bir iş olduğuna inanmıyorum. Ticaret kesinlikle ihtiyaçla yapılırsa başarı elde edilir. Göründüğü kadar kolay bir iş olmadığını herkes bilmeli. Bazı zahmetlere katlanmadan başarının gelmesini beklemek boş bir beklenti olur. Zahmete girmeden nasıl ki başarı gelmezse;eğitimde,çocuk yetiştirmede zahmetin altına girmeden sonuç elde edilmiyorsa ticarette de çok büyük zahmetler var. Bu işin bir de perde arkası var. Ben uğraş olsun diye açıp,hayal kırıklığı yaşayan insanlar da tanıyorum yani. Söylediğim gibi bir amaç için ticaret yapmak gerekir. Kendi adına ihtiyaç olmasına gerek yok. Bir saatten sonra kendi ihtiyaçlarını zaten karşılıyorsun ama başka bir misyonun,idealin olmalı. Hizmet edeceğin bir ideal olursa onu ihtiyaç sayıp ona hizmet edersin. Yoksa bence başarı olmaz.

Ticaret bir bayan için nasıldır? Örneğin siz hem bir anne hem de eşsiniz. Bunların dışında ödemeleriniz oluyordur. Aklınızı sürekli meşgul ediyordur. Keşke esnaflık dışında bir mesleğim olsa dediğiniz oluyor mu?

Aslında olmuyor. Ben planlayarak iş sahibi olmadım ama işimden memnunum ama üniversite eğitimimi de tamamlayabilmek isterdim. Çünkü anne olduktan sonra ticarete zaman ayırmak sıkıntılı olmaya başladı. Ben bu anlamda çocuklarımı tercih ettim. Ben işimde daha iyi yerlere gelip daha başarılı olabilirdim. İşimi daha da büyütebilirdim. Rölantiye aldım diyebilirim. İşimi çoğaltmadan aynı düzeyde devam ettim. İşimi abartıp vakit ayıracağım insanları ihmal etmekten korktuğum için tercihim bu yönde oldu. Bunun benim için bir duraklama dönemi olduğunu düşünüyorum.

Aileniniz bu işe girmenizde özgüven açısından etkisi ne oldu?

Ben bu işin üniversitesini okumadım. Ama ticaretin de doktorluk mühendislik gibi bazı özel şartları olduğunu düşünüyorum. Herkesin ben bu işi yaparım diyebileceğine inanmıyorum açıkçası. Mizacın buna uygun olmalı.

Bana bu özgüveni de ailem çocukluktan verdi. Çocuktur anlamaz muamelesi görmedim hiç. Bunun izlerini de hayatımın her alanın da hissediyorum. Çevremde ki insanların da fikirlerime değer verdiğini herzaman hissederim.

Ticarete uygun insanın mizcı nasıldır sizce?

Samimi,sabırlı,çalışkan olmalı.Ahlak kurallarına riayet etmeli.Bir esnafın ahlakî değerlerinin olması gerekiyor. Öncelik hell kazanç olmalı.

Annelikle ilgili neler söylemek istersin.İnsanlara mesaj olarak annelikle ilgili ne vermek istersin? Örneğin senin annen sana destek vermiş ve sen şu anda başarılı bir insansın.Çevremizdeki annelerde ne eksik sence?

Çocukların,çok değerli olduklarını hissetmeleri gerekiyor. Çocuk hiçbir zaman ihmal edilememeli. Benim bu sıralar işime ara vermemin sebebi çocuklarımı ihmal etmeme gayretim. Herkese de bunu tavsiye ederim. Kazanç sadece maddi kazanç olarak görülmemeli. Önceliğimiz hayırlı evlat yetiştirmek olsun ki; kazancımızın hayrını görelim, tadına varabilelim.

Bu işe niyetlenen insanlara tavsiye olarak ne söylemek istersiniz?

Bu işe niyetlenen insanların bir kere düzeyli olmalarını istiyorum. Kayseri'de rekabet adına çok çirkin şeyler yapılabiliyor. Mesela kendileri fikir üretmek yerine başkalarının ticaretine göz koyuyor. Herkesin emeğine saygı duymak gerektiğine inanıyorum. Herkesin kendi işine baktığı zaman başarılı olacağına inanıyorum. İnsan isteyip emek verdikten sonra yapılmayacak hiçbir şey yok,insan herşeyi başarabilir. Yeter ki inansın.

Çalıştığınız süre boyunca yanınızda bir çok genç eleman çalıştırdınız. Gençler sizce nasıl?

Ben gençlerle aramın iyi olduğunu düşünüyorum. Zaten şimdiye kadar yanımda çalışanlarla da hiçbir problem yaşamadım. Hepsinin iyi niyetli olduğunu biliyorum. Gençlik çağlarında karşılaştıkları insanların çok önemli olduklarını biliyorum. Bu anlamda topluma çok ciddi vazifeler düşüyor. Herkes sadece kendi çocuğuyla ilgilenerek düzeltemiyor. Toplumdaki diğer çocukların eğitimi ve ahlakı bizi ilgilendiriyor diye düşünüyorum. Toplumda gençliğin yanlış yönlendirildiğini görüyoruz. Herkesin üstüne düşen vazifeyi yaptığında bu sorunun hallolacağını düşünüyorum.

Ticaretin insanı sürekli meşgul eden bir özelliğide var. Bu evinize yansıyor mu?

Şu anlamda yansıyor. Çalışan bir kadın olmak ve ev hanımı olmak bence aynı şey. Ev hanımları ev hanımlığının zorluğundan bahseder ama çalışan kadın hem ev hanımı hem çalışan bir kadındır. O anlamda iki ile çarpılıyor. Güzelliklerin yanında zorluklar da mutlaka var. Zaman anlamında çok sıkıntı çektiğimi söyleyebilirim. Ama zamanı çok dolu dolu yaşadığıma inanıyorum.

Yardım kuruluşlarında da aktifsiniz. Bu konuda insanların çalışmalarını yeterli buluyormusunuz?

Ben yeterli bulmuyorum. Çünkü bizim dînimiz paylaşma esaslı bir din. İnsanlar şu anda biriktirmeye dayalı ve daha bencil bir hayatı esas almışlar. Buna gerçekten çom üzülüyorum. Herkesin üstüne düşeni yapmasıyla bir çok sorunun aşılacağını düşünüyorum. Hayatımız kendi çerçevemiz içinde kalmış. Daha önce de söylediğim gibi gerçek annelik sadece kendi çocuklarına sahip çıkmak değil her çocuğa kendi çocuğumuz gibi bakmaktır. Annelik duygusunu yaşamak istiyorsak başka çocuklara da elimizden geleni yapmalıyız. Çocuğunu istersen fanusun içinde yetiştir. Sonuçta yine o topluma göndericeksin. Bu yüzden eksikler,aksaklıklar yine çocuğuna bulaşıcak biyerde. Bu anlamda toplumla ilgili sorumlu insanlar olmamız gerekiyor.

Yardım kuruluşlarından da Allah razı olsun. Ben gerçek mutluluğun insanlara faydalı olmakta olduğunu düşünüyorum. Tamamen sfiyne ve Allah rızası için yardım etmeli insan. Ben aşırı zengin olmuş birisi değilim ama Allaha şükür hiçbir şeye ihtiyacımız olmayacak seviyeye geldikten sonra tüketim hali de insanı mutlu etmiyor.

Benim işimin insanları analiz etmeye yaraması gibi bir tarafı da var. Çok insan tanıdıkça görüyorum ki insanlar ben merkezli yaşıyorlar. İnsanların bu anlamda bilinçlendirilmesi gerektiğine inanıyorum.

Genelde hanımlar işlere başlarken eşlerinden destek göremezler.Senin eşinin bu konuda nasıl bir desteği oldu? Eşine bu konuda ne söylemek istersin?

Ben eşime teşekkür etmek istiyorum. Biz evlenmeden önce iş konusunda aramızda oturup kararlar almadık. O bana saygı duyduğu için fikirlerime de saygı duydu. Çalışmamla ilgili de çalışmamamla ilgili de bir baskı kurmadı. Yaptığım işler konusunda her zaman arkamda oldu. Ticarî bilgisi iyi olan birisidir zaten. O da çok küçük yaşta ticaret atılmış.

Sence insanlar neden cesaret edemiyor? Maddiyat da çok önemli değil dedik. Kısmet biraz.Ama insanlar sence neden cesaret edemiyorlar,ne eksik?

Bunun belli şartları var. Ama her şeyden üstün bir güç var ki o da Allah. Allah kısmet edecek ki olacak. Sadece parayla ya da bilgi birikimiyle olacak bir iş değil. Çevremde de var böyle bir işe heves edip de açmak isteyen insanlar. Ama bir özgüven sıkıntısı da şanssızlık da olabilir. Atılan adımlar yerini bulmayabiliyor.

 Ticarete gireceklere neyi tavsiye edersin? Ticarette ne önemlidir?

Önemli olan samimiyet bence. Yaptığın iş ne olursa olsun. Çünkü insanlar gerçekten kandırıldıklarını ya da doğru söylenilmediğini hissediyorlar. Çıkarlar için yanlışlar yapılmamalı,dosdoğru olmalı insan. Sadece ticarette değil, hayatın her alanında. Ticarete girecek olan ve ticaretle uğraşan herkese de hayırlı, bol kazançlar dilerim. Rabbim kimseyi utandırmasın.

Amin. Vakit ayırdığınız için teşekkür ederim. Bizim için yararlı olabilecek bir başarı öyküsü oldu doğusu. Allah herşeyin hayırlısını versin, bizler de size bol kazançlar dileriz.
Röportaj: Meryem Beyza

Yorumlar 2
Elif 20 Temmuz 2020 14:34

Emete benim ortaokul dan arkadaşım.beraber imamhatip ortaokulunda okuduk.onunla gurur duyuyorum..

refika yigitoglu 02 Aralık 2014 10:21

Bende esarp dukkani actim 6 ay oldu hanim efendi gibi goruse kisilige sahibim rabbim utandirmaz benide insallah

Bakmadan Geçme