'Fakülteler değil, bireyler aday oluyor'

Erciyes Üniversitesi Rektörlük seçimleri ile ilgili adaylarla yaptığımız söyleşilere devam ediyoruz. Önümüzdeki hafta 17 Aralık Perşembe günü yapılacak olan seçimde sona gelindi. Bugünkü söyleşi köşemizde rektör adaylarından ERÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muhammet Güven var. Kamuoyunda, rektörlüğün uzun süredir tıpçıların tekelinde gibi gözüktüğü ve bu nedenle tıpçı bir rektörün istenmediği ile ilgili Güven, 'Aslında fakülteler aday olmuyor. Kişiler bireysel olarak aday oluyorlar. Burada önemli olan kişilerin bu işi yapabilmesi ve öğretim üyelerinin bu kişinin bu işi yapabilmesine inanmasıdır' dedi.

Söyleşi: Bünyamin Gültekin

Rektör adayı olmaya nasıl karar verdiniz?

Rektörlüğe, dostlarımızla istişare ederek aday olmaya karar verdik. Son 10 yıldır çeşitli idari görevler nedeniyle edindiğimiz tecrübeleri üniversitemizin gelişimi için kullanmak amacıyla yola çıktık.

'Göreve iyi bir donanımla başlayacağız'

Seçim çalışmalarınız nasıl gidiyor?

Son viraja girdik diyebiliriz. Öğretim üyelerimizin %90'nını ziyaret ettik. Kalan öğretim üyelerimizi de bu süreçte ziyaret edeceğiz. Öğretim üyelerimiz ile sohbet ediyoruz. Onları tanıma imkanımız oluyor. Bu süreçte çok sayıda dost edindik. Öğretim üyelerimizi ve birimlerimizi daha yakından tanıma fırsatımız oldu. Böylelikle sorunları yakından tanıma fırsatımız oldu. Eğer rektörlük görevi bize verilecek olursa iyi bir bilgi donanımı ile bu göreve başlamış olacağız. Şuana kadar görüştüğüm ve görüşemediğim öğretim üyelerine ilgilerinden dolayı teşekkür ederim.

'Eğitimi, dünya standartlarına getireceğiz'

Akademik personele yönelik ne gibi projeleriniz var?

Büyük ölçüde de gelişimini tamamlamış bir üniversiteyiz. Çok sayıda da öğretim üyemiz var. Budan sonraki öğretim üyelerinin atama kriterlerini, ilgili birimlerin ihtiyaçlarını da göz önüne alarak gerçekleştirilebilir ölçüde olmasını sağlayacağız. Çünkü şuandaki atama kriterleri birimlerin farklılıklarını gözetmiyor. Bu nedenle de zaman zaman sıkıntı yaşanıyor. Hatta biz tıp fakültesinde atamalarda sıkıntı yaşıyoruz. Bu anlamda bir çalışmamız var.

Eğitim kalitesinin yükseltilmesi ve dünya standartlarına gelmesi için uğraşacağız. Hem doktora hem de tıpta uzmanlık sonrası öğretim üyeleri ilan edilen kadrolara müracaat edip öğretim üyesi oluyorlar. Lisans eğitimi ve lisansüstü eğitimi sırasında akademik eğiticiliği ölçme ve değerlendirmeye yönelik çok fazla bir eğitim görmüyorlar. Zaman içerisinde hocalarından gördükleri ya da kişisel becerileri ile bir şeyler elde etmeye çalışıyorlar. Bu amaçla burada bir standardın sağlanması için öğretim üyelerimize yönelik eğiticilerin eğitimini ölçme ve değerlendirme kursları düzenleyeceğiz. Böylece derslerin daha kaliteli geçmesini ve sınavların daha kaliteli olmasını sağlayacağız.

Üniversitemiz son zamanlarda bir araştırma üniversitesine dönüştü. Çok sayıda araştırma merkezimiz var. Bunların önemli bir kısmı da Türkiye'de örnek olacak merkezler. Bu merkezler başta kurumumuzun olmak üzere ülkemizin gelişimine ciddi şekilde katkılar sağlayacak merkezlerdir. Bilim ve teknoloji buralarda üretilecek. Bu nedenle bu araştırma merkezlerinin kullanımının akademisyenler tarafından teşvik edilmesi gerekiyor. Bu merkezlerin daha kolay kullanılmasına imkan sağlayacağız. Yapımı devam eden merkezler var. Bunların tamamlanıp, hizmete girmesini sağlayacağız.

Uluslararasılaşmaya önem veriyoruz. Yurtdışında yetişmiş Türk vatandaşlarının bize kazandırılması ve üniversitemizde bulunan öğretim üyelerimizin, yurtdışında bilgi ve görgülerinin artırılması yönünde bilimsel programlara katılmaları için teşvik edeceğiz.

Üniversite sanayi işbirliğine önem vermemiz gerekiyor. Bu işbirliği giderek artıyor ama yeterli değil. Bu işbirliğine daha fazla katkı sağlayarak ülkemiz için katma değer üretecek projelerin ortaya çıkmasını sağlayacağız. İşadamlarının aktif işbirliği ile yurtdışı eğitimlere geçmiş yıllarda olduğu gibi desteklerin devam ettireceğiz. Uluslararası işbirliklerini artıracağız. Yurtdışı değişim programlarının daha aktif bir şekilde kullanılmasını sağlayacağız. Bilimsel araştırmaları, çalışma ve yayın aşamasında destekleyeceğiz.

Üniversitemizin dünyada tanınabilirliğini artırmak amacıyla potansiyeli olan bilimsel dergilerimizin uluslararası indekslere girmesi için gerekli teşvikleri sağlayacağız. Birimlerimizin gerek ulusal gerekse uluslararası akreditasyonlarına önem veriyoruz. İlgili birimlerde akreditasyon programı varsa bu akreditasyon programının şartlarını biran önce sağlayıp, akredite olmalarını ve uluslararası tanınırlığını artırılması için çalışacağız.

Üniversitemiz birçok parametrede ön sırada yer alıyor. Üniversitemiz, derecelendirme kuruluşlarının yaptıkları sıralamalarda ilk 5'te, bazı parametrelerde de ilk sırada yer alıyor. Burada bizi aşağı çeken parametrelerden birisi lisansüstü eğitim gören öğrenci sayımızın azlığı… Biz de bunun için özellikle lisansüstü eğitim vermeye müsait ama öğretim üyesi sayısı eksik olan yerler varsa bunların tamamlanması ve daha fazla lisansüstü eğitim verir hale gelmesini sağlayacağız.

Üniversitemizin TÜBİTAK'tan aldığı desteklerde bir artış var. Bunun artarak devam etmesi için çalışacağız. Araştırmacılarımızın buluşlarının patentlenmesinin her aşamasında tüm projelerine katkı sağlayacağız. Dijital kütüphanelerimizin kolaylaştırılmasını ve abone olunan süreli yayınların artırılması için de gerekli çalışmaları yapacağız.

'Üniversiteyi daha yaşanabilir bir hale getireceğiz'

Kampüs ile ilgili ne gibi projeleriniz var?

Üniversitemiz genç olmasına rağmen çok yol almış, birçok anlamda gelişimini tamamlamış bir üniversite… Son yıllarda yapılan yatırımlarla altyapısı da çok iyi bir yere geldi. Buralara zaman zaman takviyeler olacaktır.

Üniversitemizin kurumsal kimliğinin oturtulması ve daha yaşanabilir bir hale gelmesi için kampus ile ilgili bazı çalışmalar yapmamız gerekiyor. Öncelikle kampüsümüzün bir master planını hazırlayacağız. Dolayısı ile 20 yıl sonra bir binanın, yeşil alanın, spor alanının nereye yapılacağının belli olması lazım.

Kampüsün güzelleşmesi, yeşil alanın artması ve kampüsten daha fazla yararlanmak için de daha fazla alanlar oluşturacağız. Çalışanlarımızın ve öğrencilerimizin yeşillikler içerisinde nefes alarak yürüyüş yaptıkları ve bisiklet kullandıkları alanlar yapacağız. Hocalarla öğrencilerin ve kampus içerisindeki diğer birimlerin birbirleri ile kaynaşabileceği sosyal alanlar ve nezih ortamları kazandıracağız.

Öğrencilerimiz ve çalışanlarımızın büyük bir kısmı ya kampus içerisinde yada kampus çevresindeki yurt ve evlerde yaşıyorlar. Bu yüzden üniversitemizin en azından gece 24.00'a kadar yaşanabilir hale gelmesi gerekiyor. Mevcut spor tesislerinin artırılması ve mevcutlarının daha aktif kullanılması için teşvik edeceğiz. Kongre merkezi için kaynak bulunmuştu, bunun biran önce bitirilip hayata geçirilmesi için uğraşacağız. Çarşı yapımı projesi devam ediyor. Ancak özellikle hukuk, iletişim ve turizm fakültelerinin bulunduğu bölgede de böyle bir ihtiyaç var. Bunun sağlanmasına çalışacağız. Sabacı Kültür Sitesi'nin tam bir sanat merkezine dönüştürülmesi için gerekli çalışmaları hayata geçireceğiz.

'Hangi fakülteden aday olunduğu önemli değil'

Erciyes Üniversitesi'nde Prof. Dr. Mehmet Şahin haricinde tıp fakültesi harici bir rektör çıkmadı. Bu nedenle tıp fakültesi dışında bir rektörün istendiği yönünde kamuoyuna yansıyan bilgiler var. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Aslında fakülteler aday olmuyor. Kişiler bireysel olarak aday oluyorlar. Ben tıp fakültesi öğretim üyesi olmasam, başka bir fakültenin öğretim üyesi olsam da aday olabilirim. Burada önemli olan kişilerin bu işi yapabilmesi ve öğretim üyelerinin bu kişinin bu işi yapabilmesine inanmasıdır. Aksi taktirde hangi fakülteden aday olunduğu önemli değil. Bu kurumu ileriye götürmek için gereken özelliği taşıyıp, taşımadığının öğretim üyeleri tarafından takdir edilmesine bağlı.

Tıp fakültesi Öğretim üyelerinin, diğer fakültelere göre sayıları fazla ama bizim tıp fakültesinin dışında da çok önemli bir desteğimiz var. Bize inanan büyük bir kesim var. Tabi imkanlar doğrultusunda birimlere yatırım yapılıyor. Bazı yanlış algılarda olabiliyor. Tıp fakültesinin kendi döner sermayesinden yaptığı işler de başka kaynaklardan yapılmış gibi yansıyabiliyor. Aslında bizim tıp fakültesi ile hastaneyi de birinden ayrı düşünmemiz gerekiyor. Tıp fakültesi ile hastane ayrı iki birim. Tıp fakültesinin rektörlük karşısındaki konumu herhangi bir fakülteden farklı değil. Oradan aldıkları kaynak bakımından da çok farklı değil. Hastane ile ilgili yapılan işlerde ise kimin rektör olduğundan ziyade yapılmak zorunda… Bu durum başka birimler içinde geçerli…

Buraya 1991 yılında geldim. Buranın 6 tane binası vardı. Şimdi kaç tane binası olduğunu sayamıyoruz. Mehmet Şahin hoca dönemi hariç, bunların hepsi tıp fakültesi kökenli öğretim üyeleri döneminde oldu. Buralarda bir engel çıkmadı. Bazı fakültelerimizin öğretim üyeleri bu süreçte 2-3 katına çıktı. Tıp fakültesindeki öğretim üyesi artışı ise %20'lede gerçekleşti. Önemli olan sizin üniversiteye nasıl baktığınız? Biz üniversitelere ülkelerin kurtuluşu olarak bakıyoruz. Orya gelecek olan rektör de bulunduğun fakülteden sıyrılıp üniversitenin gelişmesi için çalışmalı. Biz de böyle çalışacağız. Hangi birimimizde ne aksaklık var ise bunu gidereceğiz. Üniversitemizi Türkiye'de birinci sıraya dünyada da ilk 500'e yerleştirmek istiyoruz. Bu potansiyel üniversitemizde var.

'Seçimler sükûnet içerisinde sonlansın'

Söyleşimizi bitirirken, son olarak neler söylemek istersiniz?

Erciyes Üniversitesi 40 yılı aşkın huzur içerisinde olan bir üniversite… Türkiye'deki sayılı huzurlu üniversitelerden biri… Dolayısı ile bu huzurlu ortamın devam edebilmesi için seçimlerin şuana kadar olduğu gibi sükûnet içerisinde devam etmesi ve sonlamasını diliyorum. Başta Erciyes Üniversitesi akademisyenleri, çalışanları ve öğrencileri olmak üzere şehrimize ve ülkemize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Hepsi çok iyi arkadaşımız, dostumuz olan bütün adaylara da bu süreçte iyi çalışmalar ve başarılar diliyorum. Önemli olan kurumun ve ülkenin kazanması. Bu kişilerin kazanmasından çok daha önemlidir. Bu sürecin herkese hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Prof. Dr. Muhammed Güven kimdir?

1966'da Konya doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimimi Konya'da tamamladı. Konya'da liseyi bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni kazandı. 1989 yılında da Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. Afyon'da 1 yıllık mecburi hizmetimi yaptı. 1991 yılının ocak ayında ise Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıklar ABD'de ihtisasa başladı. 25 yıldır Erciyes Üniversitesi bünyesinde hizmet veriyor.

1995 yılında iç hastalıklar uzmanı oldu. 2000 yılında doçent, 2006 yılında da profesör unvanını aldı. Türkiye'nin ilk yoğun bakım uzmanlarından ve Türkiye'nin ilk yoğun bakım birimini 2003 yılında Kayseri'de kurdu. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastaneleri'nde 2005 ile 2008 yılları arasında başhekim yardımcılığı, 2006-2008 yılları arasında döner sermaye işletme müdürlüğü yaptı. 2008-2010 yılları arasında da başhekimlik, 2010 yılından beri de yaklaşık 5 yıldır Tıp Fakültesi Dekanlığı görevini yürütüyor.

Rektörlük seçim süreci nasıl işleyecek?

Erciyes Üniversitesi Rektörlüğüne 11 aday var. 17 Aralık günü saat 09.00-17.00 arasında öğretim üyelerinin kullanacakları oylarla en çok oy alacak ilk 6 aday YÖK'e bildirilecek. 22-23 Aralık tarihlerinde YÖK, rektör adaylarını inceleme komisyonunu başlatacak. Teamüllere göre ilk 6 adayın 22-23 Aralık tarihlerinde mülakata çağrılması gerekiyor. YÖK mülakatın sonucunda bu 6 adaydan 3'ünü eleyecek ve 3 tanesini 25 Aralık'ta Cumhurbaşkanı'na gönderecek. 25 Aralık'tan sonra Cumhurbaşkanı, bu 3 adaydan bir tanesini rektör olarak atayacak. Bu kararın Resmi Gazete'de yayınlanmasının ardından rektörlük süreci tamamlanacak.

Bakmadan Geçme