Ermenilerin Türkiye sınırları içerisinde bir karış toprağı yok!

'Rus gizli raporları Ermenilerin Pazar günü ayin yapıp kiliselere gittikleri, Ermeni halkına baskı yaparak para topladıklarını da anlatıyor bu Rus belgeleri. Yani artık Ermeniler o toprakların sahibi olmadıkları gibi üzerindekilerin de sahibi değiller.'

Bugün ki yazıda ermeni meselesinin asıl çıkış noktası olarak gözüken 4T kanunu ile Türkiye toprakları üzerinde hak iddia edebilmelerine meşru bir ortam hazırlayan iki konuyu sütunlarımızda sizlerle paylaşıyoruz. Dün Ermenilerin ülkemiz sınırlarında ki kabaca yaşam yerlerini ve akabinde vukuu bulan birinci dünya harbi sırasında yer aldığı itilaf devletleri safındaki militan faaliyetlerinden bahsettikten sonra bugün ise sizleri; batının da baskıcı tutumuyla sözde soykırım iddiasında Türkiye'nin karşısında yer aldığı mesele ile baş başa bırakıyorum.

O halde hocam mevzu edilen tehcir kanununun özü bu şekilde ise yeri de gelmişken dilerseniz şu '4 T' konusunu biraz açalım mı?

Ermeniler 21 Aralık 1918'de tekrar geri dönüş kararnamesi ülkeye bir miktarı dönüyor. Dönemeyenler başka ülkelere gitmiş olanlar var. Hali ile konu burada bitmiyor. Milli mücadele döneminde de  Ermeniler Fransız üniforması giyerek Türklere karşı savaşıyor. 1917'de Bolşevik ihtilali olduğu için Rusya savaştan çekilmiş olmasına rağmen biz Doğu Anadolu Bölgesi'nde Gürcülerle birlikte Doğu Anadolu Bölgesi'ne gelmiş (Erzurum'a kadar) Ermeniler ile çarpışıyoruz Kazım Karabekir döneminde. Ve savaşı (Milli Mücadeleyi) biz kazandıktan sonra bizimle birlikte savaşan Ermenilerin bizimle yaşaması mümkün olmadığından ülke sınırları dışına çıkıyorlar, hali ile bir boşluk doğuyor. Bu boşluk Ermenilerin bıraktığı topraklara Ermenilerin sürgün ettikleri insanları veya Anadolu'nun içinden insanlar gidiyor ve Lozan Anlaşması ile de dönmelerine izin verilen Ermenilerin veya topraklarına yeniden sahip olmak arzusunda bulunan Ermenilere topraklarının geri verileceği vaadediliyor ve veriliyor da. Ama bir sene içinde dönemedikleri takdirde toprakların hazineye devredileceği kararı alınıyor. İşte bu sebeple Ermeniler kendilerini mağdur olarak adlandırıyor. Dolayısı ile o tazminat, önce tabi ki soykırımın kabul edilmesi gerekiyor bunun için. Tazminat ve toprak meselesi hedefledikleri noktalar oluyor.

Balkan savaşları yılları sırasında Ermenilerin Osmanlı Devleti vatandaşı iken devletin sınırları içerisinde bulunan toprakların İngiliz sigorta şirketleri tarafından poliçeleştirdikleri konusunda iddia sizce ne kadar doğru?

1912- 1913 yılları ki Balkan Savaşları döneminde de Ermenilerin ayaklanma hareketleri devam ediyor. Nitekim Anadolu'da ki Rus konsolosların gizli raporlarına baktığınız zaman aslında Ermenilerin nasıl sevk edildiği, Ruslar tarafından nasıl yönlendirildikleri silah yardımı yaptıkları, Ermenilerin Pazar günü ayin yapıp kiliselere gittikleri, Ermeni halkına baskı yaparak para topladıklarını da anlatıyor bu Rus belgeleri. Yani artık Ermeniler o toprakların sahibi olmadıkları gibi üzerindekilerin de sahibi değiller.

 

 Zaman aşımı sonunda düşen davalar gibi düşüyor yani

Evet artık onun hiçbir hükmü kalmadı. Zaten dediğim gibi Lozan Anlaşması ile çözümlenmişti nitekim 1936'larda Ermeniler Kanada bölgesinde bir dava açtılar mahkeme de davalarını red etti zaten.

Son olarak sayın hocam Kayseri milletvekili ve Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı olarak şimdiki ve gelecek Türkiye'nin gençlerine tavsiyeleriniz ve söylemek istedikleriniz nelerdir?

Kişiler sadece televizyon programına, gazetelere ya da internette vikipedyaya bakarak tarih öğrenmesin. Ciddi yazılmış birçok tarih kitaplarımız var. Bunları okumaları gerekir. Tarihi okuyan insan bir defa geçmiş ile ilgili çok önemli tecrübe kazanır. Şöyle düşünün siz bir genç olarak hali hazırda ki yaşınıza kadar elde ettiğiniz tecrübelerle, daha sonraki hayatınızda yanlışlara düşmemek veya kazandığınız o tecrübelerle hayırlı işler daha güzel işler yapmak gibi birikime sahip olursunuz. Tarihin en önemli tarafı şudur. Geçmişteki olaylar olmuştur, bitmiştir; iyi veya kötüdür. Bunları öğrendiğiniz takdirde geçmişteki hatalara bir daha düşmemek için en azından ufkunuzu açan bir birikime sahip olursunuz ki böylelikle tarihi geçmiş olmaktan çıkarır gelecek haline getirirsiniz. Devletleri yönetenler başta olmak üzere kendi geçmişlerini tarihlerini iyi bilmeleri gerekir. Bildikleri takdirde ufuklar açılır, düşünme yetenekleri artar, daha büyük bir perspektiften olaylara bakabilme imknı kazanırlar. Bir olayla bir başka olayı karşılaştırma yeteneğine sahip olurlar, yani mantık yürütme imknına sahip olurlar ve böylece daha doğru kararlar veririler. Kendi hayatlarına da yaşadıkları toplumun ve ülkenin geleceğine de çok önemli katkı sağlarlar.

SÖYLEŞİ: MAHMUT HOP

 

Bakmadan Geçme