Erdoğan'dan, dünyaya çağrı: Netanyahu Hitler gibi durdurulmalı

Uluslararası toplumun Filistinli sivillere yönelik bir koruma mekanizması geliştirmesinin zaruri olduğunu belirten Başkan Erdoğan, '70 sene önce Hitler insanlığın ittifakıyla durdurulmuşsa, Netanyahu da durdurulmalı' dedi.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan dün BM 79. Genel Kurulu'na hitap etti. Salondakileri selamlayarak konuşmasına başlayan Erdoğan, tarihi mesajlar verdi:

Uzun mücadeleler neticesinde Filistin'in temsilcisi, üye ülkeler arasında hak ettiği yerde. Bu tarihi adımın, Filistin'in BM üyeliğine giden yolda son dönemeç olmasını temenni ediyorum. Filistin'i tanımayan diğer devletleri de, tarihin doğru tarafında yer alarak Filistin devletini bir an evvel tanımaya davet ediyorum. Başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin devletinin vücut bulması artık daha fazla ertelenemez.

BM kuruluş misyonunu ifa etmekte yetersiz kalıyor; giderek işleviz, hantal ve atıl bir yapıya dönüşüyor. Dünya 5'ten büyüktür şiarının temsil ettiği değerlere, bugünlerde daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. Uluslararası barış ve güvenliğin imtiyazlı 5 ülkenin keyfine bırakılmayacak kadar önemli olduğuna şahitlik ediyoruz.

7 Ekim'den beri çoğu çocuk ve kadın 41 bini aşkın Filistinli hayatını kaybetti. 10 binden fazla Gazzelinin nerede olduğunu kimse bilmiyor. 100 bine yakın insan yaralandı, sakat kaldı. Zor şartlarda görevini yapmaya çalışan 172 gazeteci, 500'ü aşkın sağlık görevlisi, 210'dan fazla BM personeli öldürüldü. Savaşta dahi dokunulmaması gereken camiyi, kiliseyi, hastaneyi, okulu, ambulansı vurdular. BM kürsüsünden BM Şartı'nı parçalayarak, utanmadan tüm dünyaya, vicdan sahibi tüm insanlara bu kürsüden meydan okudular.

İsrail'in "temerküz kampına" çevirdiği hapishanelerinden sızan görüntüler, nasıl bir zulümle karşı karşıya olduğumuzu net biçimde gösteriyor. Gazze, dünyanın en büyük çocuk ve kadın mezarlığı haline geldi. Gazze'de sadece çocuklar değil BM sistemi, hakikat, Batı'nın savunduğunu iddia ettiği değerler, insanlığın daha adil bir dünyada yaşama umutları tek tek ölüyor.

Ey insan hakları örgütleri, Gazze'dekiler, Batı Şeria'dakiler insan değil mi? Filistin'deki çocukların okuma, yaşama, sokakta oynama hakkı yok mu? Ey uluslararası basın kuruluşları, İsrail'in canlı yayında katlettiği, ofislerini bastığı gazeteciler, sizin meslektaşınız değil mi? Ey BMGK, Gazze soykırımının önüne geçmek, bu zulme, bu barbarlığa dur demek için daha neyi bekliyorsunuz? Filistin halkıyla birlikte kendi vatandaşlarının canını tehlikeye atan, siyasi ikbali için tüm bölgeyi savaşa sürükleyen katliam şebekesini durdurmak için daha neyi bekliyorsunuz? Ey İsrail'e kayıtsız şartsız destek verenler, katliamı seyretmenin, ortak olmanın utancını daha ne kadar taşıyacaksınız?

Gazze'de, Ramallah'ta, Lübnan'da çocuklar, bebekler kuvözde can verirken, uluslararası toplum da çok kötü bir sınav verdi. İsrail yönetimi, temel insan haklarını hiçe sayarak, bir millete karşı etnik temizlik, apaçık bir soykırım uyguluyor, topraklarını adım adım işgal ediyor.

İsrail işi sürekli yokuşa sürerek, sürekli bir bahane bularak, ateşkese en yakın olunduğu zamanda müzakere ettiği muhatabını kalleşçe öldürerek barışı istemeyen taraf olduğunu net biçimde gösterdi. İsrail'in oyalama ve aldatma hamlelerine daha fazla prim verilmemeli, zorlayıcı tedbirler gündeme alınmalı.

Uluslararası toplumun Filistinli sivillere yönelik bir koruma mekanizması geliştirmesi zaruri. 70 sene önce Hitler insanlığın ittifakıyla durdurulmuşsa, Netanyahu ve cinayet şebekesi de "insanlığın ittifakıyla" durdurulmalı. Genel Kurul'un "1950 tarihli Barış İçin Birlik Kararı"nda mevcut olduğu gibi kuvvet kullanma tavsiyesinde bulunma yetkisinin, bu süreçte mutlaka değerlendirilmesi gerekiyor.
İsrail'in işlediği suçların cezasız kalmaması için Uluslararası Adalet Divanı'nda açılan davayı destekliyoruz. Adaletin tecelli etmesi için gereken her türlü adımı atacağız. Barışçıl bir protesto sırasında İsrail askerlerince başından vurulan Ayşenur Ezgi Eygi kızımızın da kanının yerde kalmaması için her türlü hukuki mücadeleyi vereceğiz.

İsrail halkına yönelik herhangi bir düşmanlığımız yok. Müslümanların inançlarından dolayı hedef alınmasına nasıl karşıysak, antisemitizme de karşıyız. Sorunumuz, İsrail hükümetinin katliam politikalarıyla, zalimle ve zulümledir.

Aile kurumuna yönelik saldırılar giderek yoğunlaşıyor. 2024 Olimpiyat Oyunları'nın açılışında sahnelenen rezalet, insanlık olarak karşı karşıya olduğumuz tehdidin boyutlarını gözler önüne serdi. Spor etkinliği, çok çirkin bir şekilde, cinsiyetsizleştirme propagandasına alet edildi. Türkiye, bu kuşatmayı yarmakta, bu korku iklimine direnmekte kararlı. Aileyi, insanı, fıtratı savunmaktan geri durmayacağız. Aynı endişeleri paylaşan ülkeleri de bu mücadeleye omuz vermeye davet ediyorum.

Camilere ve mukaddes kitabımız Kuran-ı Kerim'e yönelik saldırılara şahit olmadığımız neredeyse tek bir gün yok. Avrupa'nın ortasında etnik ve dini kimlikleri nedeniyle insanların evleri ateşe veriliyor, hayatlarına kastediliyor, en temel hakları göz göre göre özellikle gasp ediliyor. Büyüyen bu tehlikeyi kimse daha fazla görmezden gelemez. 15 Mart 2024 tarihinde kabul edilen karar tasarısının öngördüğü şekilde, en yakın zamanda Birleşmiş Milletler'de 'İslamofobiyle Mücadele Özel Temsilcisi' atanmasını bekliyoruz.

'GELİN, TÜRKİYE'YLE BİRLİKTE BÜYÜYÜN'
Başkan Erdoğan, Türkiye-ABD İş Konseyi'nce (TAİK) düzenlenen 15. Türkiye Yatırım Konferansı çerçevesinde Amerikalı ve Türk işinsanları ile bir araya geldi. Erdoğan, şunları söyledi: "Yüksek katma değerli, sürdürülebilir dijital dönüşümü destekleyen, ileri teknolojiye dayalı yatırımları Türkiye'ye daha fazla çekmek istiyoruz. Ülkemizin küresel yatırım pastasından aldığı mevcut yüzde 1'lik payı 2028 yılı itibarıyla yüzde 1.5'e çıkaracağız. 30'un üzerindeki başlıkta yapılacak yatırımlara nitelikli destekler sağlayacağız. Sizleri de bu desteklerden istifade etmeye, gelişen Türkiye'yle birlikte büyümeye davet ediyorum."


MİÇOTAKİS VE PAŞİNYAN'I KABUL ETTİ
Başkan Erdoğan, New York'ta ikili temaslarını sürdürüyor. Erdoğan ilk olarak Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'i kabul etti. Erdoğan, Türkiye ile Yunanistan'ın iyi komşuluk esası ekseninde geleceğe emin adımlarla ilerleyebileceğini ifade etti. Görüşmede, Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantısının 2025'te Türkiye'de yapılması da kararlaştırıldı. Temasları çerçevesinde BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'le görüşen Erdoğan, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ı da kabul etti. Erdoğan, Türkiye ve Ermenistan arasında ön koşulsuz normalleşme yolunda önemli bir mesafe alındığını ve diyalog sürecinin devamına yönelik samimi desteklerini belirtti.


'HAKKI ARAYANLARIN YÜRÜYÜŞÜ DURMAYACAK'
Başkan Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, BM'ye el ele yürüyerek geldiler. Emine Erdoğan, Erdoğan'ın tarihi konuşmasına ilişkin şu ifadeleri kullandı: "Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın BM kürsüsünden dünyaya haykırdığı hakikat, vicdanlara dokunan bir çağrıdır. Bu çağrı, adaleti ve merhameti arayan her insanın ortak sesidir. Gazze özgürlüğe kavuşana dek, adaletin sesi susmayacak, hakkı arayanların yürüyüşü durmayacaktır."

BAHÇELİ TEBRİK ETTİ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Erdoğan'ı, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndaki konuşmasından dolayı kutladı. Konuşmanın ardından Erdoğan'la bir telefon görüşmesi gerçekleştiren Bahçeli, tebriklerini iletti.

(Sabah)

Haber Merkezi

Bakmadan Geçme