Emekli Albay: "Nazlıgül Daştanoğlu'nu intihara sürüklediler"
FETÖ'nün baskıları yüzünden, ancak 1 günlük albaylık yapabilen ve emekli olmak zorunda kalan Sebati Ataman, intihar eden Üsteğmen Nazlıgül Daştanoğlu'nun ölmeden önce yaşadıklarını kendisi ile paylaştığını söyledi. Ataman, "Nazlıgül Üsteğmen bilinçli olarak intihara sürüklendi" dedi.
1993 yılında Silahlı Kuvvetler'de göreve başlayan, Erciyes Kış Eğitim Merkezi Komutanı görevinde iken, 2012 yılının Nisan ayından itibaren çeşitli mobbing yöntemleri ile iki kez sorguya alınan ve en sonunda baskılara dayanamayıp, 2013 yılının Ağustos ayında, albay rütbesini aldığı gün emeklilik dilekçesini veren 1 günlük Albay Sebati Ataman, intihar eden Üsteğmen Nazlıgül Daştanoğlu'nun, ölmeden önce yaşadıklarını kendisi ile paylaştığını söyledi. 2012 yılı Nisan ayında başlayan haksız sorgulamaların ardından, Ağustos ayında 12. Ana Ulaştırma Hava Üs Komutanlığı'na, Birlik Eğitim Merkezi Şube Müdürü olarak atandığını ve pasif göreve çekildiğini dile getiren Sebati Ataman, Komutanlığın başında o dönem Tuğgeneral olan ve 15 Temmuz'dan sonra Dubai'ye kaçarken yakalanan Cahit Bakır'ın olduğunu ifade etti.
'Niçin dar eşofman giyiyorsun, neden eşinden ayrıldın?'
Pasif göreve çekildikten sonraki süreçte, Ekim ayında, bulunduğu birime eğitime gelen Üsteğmen Nazlıgül Daştanoğlu'nun kendisini ziyaret ettiğini söyleyen Sebati Ataman, o gün yaşananları şöyle anlattı:
'Odamda iken kapım çalındı, Nazlıgül Üsteğmen odama girdi. O güne kadar da tanımadığım bir kişidir. Tedirgin bir şekilde, 'İçeri girebilir miyim?' dedi. Buyur ettim. 'Sizin de başınıza benzer şeyler gelmiş, bir şey paylaşabilir miyim?' dedi. Kendisini ilk sorguya Şubat 2012'de çağırdıklarını söyledi ve kendisine yapılan zulümleri anlatmaya başladı. Niçin dar eşofman giyiyorsun, niçin lojmanda dar eşofmanla spor yapıyorsun, neden eşinden ayrıldın… O çocuğa her türlü baskı yapıldı, okulda milli güvenlik öğretmenliği yapmaya gidiyor, orada öğretmen bir beyefendi eşi ile birlikte bunu annesiyle yemeğe çağırıyor, 'Sen niye onlara yemeğe gittin, o öğretmenle ilişkin mi var', İzmir'e kursa gittiğinde bir yüzbaşı ile tanışıyor, ki gayet doğaldır, 'Onunla ne yaptın, İzmir'de nereye gittiniz, ne yaptınız?' gibi ifadelerle kıza sürekli mobbing uygulamışlar. İnanılmaz stresli, sıkıntılı ve benimle aynı şekilde depresyonda olduğunu gördüm. Ailesinin bunu bilip bilmediğini sordum. Annesinin yanında kaldığını ve hiçbir şey anlatmadığını söyledi. Ben de telkin olarak, ne olursa olsun yaşadıklarını annesiyle paylaşmasını söyledim. Bir şey olmaz, korkma gibi telkinlerde bulundum. Ben kendim korkuyorum ama ona orada güç vermeye çalışıyorum, ne de olsa büyüğüyüm… Hatta doktora gitmesini önerdim. Anlattığı şeyler inanılmaz derecede iğrenç, tamamen özel hayata ilişkindi.'
'Kanım dondu'
Aradan 20 gün geçtikten sonra Üsteğmen Nazlıgül Daştanoğlu'nu brifing salonunda tekrar gördüğünü, ertesi gün de, üstteki toplantı esnasında, intihar haberini aldıklarını dile getiren Sebati Ataman, 'Salı sabahıydı, üstte toplantıları Salı sabahları komutanın odasında yapardık. Hiç unutmuyorum, kapı vuruldu, emir astsubayı içeri girdi. İkmal'de çalışan Mehmet Yüzbaşı'nın çok acil bir şey söyleyeceğini ifade etti. Mehmet Yüzbaşı son derece korkmuş bir yüz ifadesiyle içeri girdi ve Nazlıgül Üsteğmen'in intihar haberini verdi. O zamanki 12. Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanı Tuğgeneral Cahit Bakır, gayet soğukkanlı biçimde, İkmal Komutanı ve Personel Şube Müdürüne, 'Çıkın ilgilenin' dedi ve toplantıya devam etti. Sonra da, 'Yapmamalıydı, hata yapmış, Allah taksiratını affetsin, çok da günahı vardı' dedi, ki benim kanım dondu' diye konuştu.
'Bu çocuğu intihara sürüklediler'
İntihar olayından bir gün önce, Üsteğmen Nazlıgül Daştanoğlu'na Hava Kuvvetleri ile ilişiğinin kesildiği ve silahını teslim etmesi bilgisinin usulüne uygun olmayan biçimde verildiğine dikkat çeken Sebati Ataman, Üsteğmen Nazlıgül Daştanoğlu'nun bilinçli bir şekilde intihara sürüklendiğini ileri sürdü. Sebati Ataman, sözlerini şöyle tamamladı:
'Sabahleyin evden gidişi de enteresandır. Annesine, bankaya gidip işlerini halledeceğini ve silahını teslim edeceğini söylüyor, sonra da intihar ediyor. Yastığının altında bile Kur'an-ı Kerim bulundu bu kızın. Nazlıgül Üsteğmen'i intiharından önceki Pazartesi günü saat 16.00'da, ki genelde bu saatte çağırırlar, Silahlı Kuvvetler'den ilişiği kesildiğine dair mesaj gelir. O günde Nazlıgül Üsteğmen nöbetçi. Personel Şube Müdürü kendisini çağırıyor ve nöbet için yerine başka birinin bulunduğunu, Hava Kuvvetleri'nden ilişiğinin kesildiğini, ertesi gün de silahını teslim etmesi gerektiğini söylüyor. Ben de bir personel subayıydım, böyle bir durumda bu ona çok farklı bir şekilde söylenmeliydi; devre arkadaşları çağrılmalıydı, onlara durum önceden söylenmeli ve onun yanına refakatçi verilmeli, evine gidilmeli, refakatla gidenler o silahı almalıydı. Bu çocuğu intihara sürüklediler… O dönemde oluşturulan komisyonun başında Korgeneral Mustafa Özsoy ve Komutan Cahit Bakır'ın olduğunu biliyoruz ve bunlar bugün içeri alındı. Bu çocuk çok yalnız kaldı. Ne kadar naçar ki, beni hiç tanımıyor ve benim de aynı olayları yaşadığımı bildiği için, kapımı çalıp yaşadıklarını anlatıyor. Çünkü artık kimse kendisiyle konuşmuyor, çünkü herkes acaba konuşursa beni de onunla birlikte suçlarlar mı diye korkuyor. Nazlıgül Üsteğmen bilinçli olarak intihara sürüklendi.'
Kayseri 12. Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığında üsteğmen olarak görev yapan Nazlıgül Daştanoğlu, 7 Kasım 2012 tarihinde, silahını teslim etmeye gideceği gün Melikgazi ilçesi Beştepeler Mesire Alanında, aracını bir yolun kenarına çekerek, teslim edeceği silahıyla kendini kalbinden vurarak ve intihar etmişti.
'Niçin dar eşofman giyiyorsun, neden eşinden ayrıldın?'
Pasif göreve çekildikten sonraki süreçte, Ekim ayında, bulunduğu birime eğitime gelen Üsteğmen Nazlıgül Daştanoğlu'nun kendisini ziyaret ettiğini söyleyen Sebati Ataman, o gün yaşananları şöyle anlattı:
'Odamda iken kapım çalındı, Nazlıgül Üsteğmen odama girdi. O güne kadar da tanımadığım bir kişidir. Tedirgin bir şekilde, 'İçeri girebilir miyim?' dedi. Buyur ettim. 'Sizin de başınıza benzer şeyler gelmiş, bir şey paylaşabilir miyim?' dedi. Kendisini ilk sorguya Şubat 2012'de çağırdıklarını söyledi ve kendisine yapılan zulümleri anlatmaya başladı. Niçin dar eşofman giyiyorsun, niçin lojmanda dar eşofmanla spor yapıyorsun, neden eşinden ayrıldın… O çocuğa her türlü baskı yapıldı, okulda milli güvenlik öğretmenliği yapmaya gidiyor, orada öğretmen bir beyefendi eşi ile birlikte bunu annesiyle yemeğe çağırıyor, 'Sen niye onlara yemeğe gittin, o öğretmenle ilişkin mi var', İzmir'e kursa gittiğinde bir yüzbaşı ile tanışıyor, ki gayet doğaldır, 'Onunla ne yaptın, İzmir'de nereye gittiniz, ne yaptınız?' gibi ifadelerle kıza sürekli mobbing uygulamışlar. İnanılmaz stresli, sıkıntılı ve benimle aynı şekilde depresyonda olduğunu gördüm. Ailesinin bunu bilip bilmediğini sordum. Annesinin yanında kaldığını ve hiçbir şey anlatmadığını söyledi. Ben de telkin olarak, ne olursa olsun yaşadıklarını annesiyle paylaşmasını söyledim. Bir şey olmaz, korkma gibi telkinlerde bulundum. Ben kendim korkuyorum ama ona orada güç vermeye çalışıyorum, ne de olsa büyüğüyüm… Hatta doktora gitmesini önerdim. Anlattığı şeyler inanılmaz derecede iğrenç, tamamen özel hayata ilişkindi.'
'Kanım dondu'
Aradan 20 gün geçtikten sonra Üsteğmen Nazlıgül Daştanoğlu'nu brifing salonunda tekrar gördüğünü, ertesi gün de, üstteki toplantı esnasında, intihar haberini aldıklarını dile getiren Sebati Ataman, 'Salı sabahıydı, üstte toplantıları Salı sabahları komutanın odasında yapardık. Hiç unutmuyorum, kapı vuruldu, emir astsubayı içeri girdi. İkmal'de çalışan Mehmet Yüzbaşı'nın çok acil bir şey söyleyeceğini ifade etti. Mehmet Yüzbaşı son derece korkmuş bir yüz ifadesiyle içeri girdi ve Nazlıgül Üsteğmen'in intihar haberini verdi. O zamanki 12. Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanı Tuğgeneral Cahit Bakır, gayet soğukkanlı biçimde, İkmal Komutanı ve Personel Şube Müdürüne, 'Çıkın ilgilenin' dedi ve toplantıya devam etti. Sonra da, 'Yapmamalıydı, hata yapmış, Allah taksiratını affetsin, çok da günahı vardı' dedi, ki benim kanım dondu' diye konuştu.
'Bu çocuğu intihara sürüklediler'
İntihar olayından bir gün önce, Üsteğmen Nazlıgül Daştanoğlu'na Hava Kuvvetleri ile ilişiğinin kesildiği ve silahını teslim etmesi bilgisinin usulüne uygun olmayan biçimde verildiğine dikkat çeken Sebati Ataman, Üsteğmen Nazlıgül Daştanoğlu'nun bilinçli bir şekilde intihara sürüklendiğini ileri sürdü. Sebati Ataman, sözlerini şöyle tamamladı:
'Sabahleyin evden gidişi de enteresandır. Annesine, bankaya gidip işlerini halledeceğini ve silahını teslim edeceğini söylüyor, sonra da intihar ediyor. Yastığının altında bile Kur'an-ı Kerim bulundu bu kızın. Nazlıgül Üsteğmen'i intiharından önceki Pazartesi günü saat 16.00'da, ki genelde bu saatte çağırırlar, Silahlı Kuvvetler'den ilişiği kesildiğine dair mesaj gelir. O günde Nazlıgül Üsteğmen nöbetçi. Personel Şube Müdürü kendisini çağırıyor ve nöbet için yerine başka birinin bulunduğunu, Hava Kuvvetleri'nden ilişiğinin kesildiğini, ertesi gün de silahını teslim etmesi gerektiğini söylüyor. Ben de bir personel subayıydım, böyle bir durumda bu ona çok farklı bir şekilde söylenmeliydi; devre arkadaşları çağrılmalıydı, onlara durum önceden söylenmeli ve onun yanına refakatçi verilmeli, evine gidilmeli, refakatla gidenler o silahı almalıydı. Bu çocuğu intihara sürüklediler… O dönemde oluşturulan komisyonun başında Korgeneral Mustafa Özsoy ve Komutan Cahit Bakır'ın olduğunu biliyoruz ve bunlar bugün içeri alındı. Bu çocuk çok yalnız kaldı. Ne kadar naçar ki, beni hiç tanımıyor ve benim de aynı olayları yaşadığımı bildiği için, kapımı çalıp yaşadıklarını anlatıyor. Çünkü artık kimse kendisiyle konuşmuyor, çünkü herkes acaba konuşursa beni de onunla birlikte suçlarlar mı diye korkuyor. Nazlıgül Üsteğmen bilinçli olarak intihara sürüklendi.'
Kayseri 12. Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığında üsteğmen olarak görev yapan Nazlıgül Daştanoğlu, 7 Kasım 2012 tarihinde, silahını teslim etmeye gideceği gün Melikgazi ilçesi Beştepeler Mesire Alanında, aracını bir yolun kenarına çekerek, teslim edeceği silahıyla kendini kalbinden vurarak ve intihar etmişti.