Çocukluk çağında obezite, yetişkinlikte birçok rahatsızlığa davetiye çıkarıyor

Çocukluk çağında ortaya çıkan obezitenin pek çok sebepleri vardır, bunların en başında genetik gelir. Çocukta eğer ki hormonal bir rahatsızlık varsa tedavi sonrası beslenme uzmanıyla çalışmalıdır. Herhangi bir rahatsızlık ortaya çıkmadığı durumda obezitenin tedavisindeki temel amaç, hızlı kilo kaybından ziyade düzenli beslenmeyi ve fiziksel aktiviteyi alışkanlık haline getirmektir. Çocuklara baktığımızda yaşıtlarından fazla yiyenlerden ziyade daha az hareket eden çocuklarda obezite görülmektedir. Bu bağlamda fiziksel aktivite çok büyük önem teşkil etmekte, 5 ve 17 yaş grubu çocukların kas ve kemik kütlelerinin güçlenmesi için şiddetli egzersizleri haftanın en az 3 günü yapması gerekmektedir” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü'nün 2022 obezite verilerine göre; Türkiye, en çok obezite hastalığının görüldüğü ülke olmasının yanı sıra Nüfusun yüzde 66,8'i fazla kilolu, yüzde 32'lik kesimiyse obez grubunda yer almaktadır. Ayrıca obezite çocukluk çağında müdahale edilmediği takdirde yetişkinlik döneminde ciddi rahatsızlık ve hastalıklara davetiye çıkarmaktadır.
Çocukluk çağında obezitenin önüne geçilmediği takdirde yetişkinlik döneminde de ciddi rahatsızlıklara yol açacağını söyleyen Diyetisyen Kübra Özaslan, “Çocukluk çağında obezitesi olanların yetişkinlik döneminde de obez olma ihtimali maalesef ki çok yüksek. Çocukluk çağındaki obezite, yetişkinlik döneminde Tip-2 diyabet, kardiyobasküler hastalıklar, hipertansiyon gibi rahatsızlıklara davetiye çıkarıyor. Çocukluk çağında ortaya çıkan obezitenin pek çok sebepleri vardır, bunların en başında genetik gelir. Anne ve babası obez olan çocukların obez olma ihtimali yüzde 80'dir” şeklinde konuştu.
‘TEDAVİ, HIZLI KİLO VERMEYE YÖNELİK UYGULANMAMALI'
Çocukluk çağındaki obezitenin tedavisi öncesi neden kaynaklandığının teşhis edilmesi gerektiğini vurgulayan Özaslan, “Çocukta eğer ki hormonal bir rahatsızlık varsa tedavi sonrası beslenme uzmanıyla çalışmalıdır. Herhangi bir rahatsızlık ortaya çıkmadığı durumda obezitenin tedavisindeki temel amaç, hızlı kilo kaybından ziyade düzenli beslenmeyi ve fiziksel aktiviteyi alışkanlık haline getirmektir. Obez çocuk, tam tahıllı ürünlerin tüketimine teşvik edilmeli, tuz alımı ve işlenmiş et ürünleri tüketimini azaltmalıdır ve bu süreçte aile üyeleri de çocuğa destek olmalı, katılmalıdır” dedi.
‘DÜZENSİZ UYKU VE YEMEK SAATLERİ TETİKLEYİCİDİR'
Hormonal ve genetik rahatsızlık kapsamı dışında düzensiz uyku ve yemek saatlerinden kaynaklı obezite riskinin arttığını söyleyen Özaslan, “Çocukların günlük 8 saat uyuması gerekiyor ancak 8 saatten az uyuyan çocuklarda görülen obezite sıklığı üç kat artmaktadır. Günde fazladan bir saat televizyon izleyen veya hareketsiz zaman geçiren çocuklarda obeziteye yatkınlık yüzde 2 artış gösteriyor. Ayrıca paketli gıdalar, fast food tüketimi, yemek saatlerindeki düzensizlik, hızlı yemek yemek, yemeğin yanında şekerli/asitli içecekler tüketmek, ekran başında yemek yemeye bağlı olarak doyma refleksinin yitirilmesi, kalitesiz karbonhidrat, rafine yağlar ve sağlıksız/sentetik şekerler içeren yüksek kalorili yiyecekler tüketmek obezite riskini artırıyor” şeklinde konuştu.
‘FİZİKSEL AKTİVİTE, TEDAVİNİN EN ÖNEMLİ AŞAMASI'
Obezitenin genetik problemler dışında en çok fiziksel aktivite yetersizliğinden arttığını belirten Diyetisyen Özaslan, “Çocuklara baktığımızda yaşıtlarından fazla yiyenlerden ziyade daha az hareket eden çocuklarda obezite görülmektedir. Bu bağlamda fiziksel aktivite çok büyük önem teşkil etmektedir, Dünya Sağlık Örgütü tarafından 5 ve 17 yaş grubu çocuklar için günlük 60 dakika orta şiddette aktivite önerilmektedir. Bu yaş grubundaki çocukların kas ve kemik kütlelerinin güçlenmesi için şiddetli egzersizleri haftanın en az 3 günü yapması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.