Çocukların kalbine girme taktikleri…
Psikolojik Danışman-Eğitimci Yazar Nevzat Özer, 'Çocukların kalbine girme taktikleri'ni yazdı.
'Çocuklar, işaret parmağınızı değil ayak izlerinizi takip eder.' diyen Psikolojik Danışman-Eğitimci Nevzat Özer'den velilere altın öğütler. Bu öğütleri 15 madde altında toparlayan Özer, çocuklarımıza hata yaptıklarında nasıl yaklaşılacağımızın ipuçlarını veriyor. İşte Özer'in o öğütleri:
1-Onlarla az konuşup çok anlama yoluna gidin. Anlamadan anlaşılmayı beklemeyin. Bunun yolu da etkin ve kaliteli dinlemekten geçeceğini asla unutmayın.
2-Söz verdiğiniz şeyleri muhakkak yapmaya çalışın. Onlar, asla söylenenleri unutmaz.
3-Çocuklar, işaret parmağınızı değil ayak izlerinizi takip eder. Yani hareketler sözlerden daha yüksek sesle konuşur. Yaptıklarınız, eylemleriniz sözlerden daha etkilidir.
4-Onlara dokunun, sıvazlayın, sarılın, temas kurun, malum yüce yaratıcı kollarımızı sarılmak için yaratmıştır… Bu gün Avrupa'da birçok doktor reçetelerine ilaç yerine sabah 3 defa oğle 3 defa aksam 3 defa sevdiklerinize çocuklarınıza sarılın diye reçete belirtiyor.
5-Neden soruları yerine, ne, nasıl sorularını sorun 'Bunu neden yaptın?', 'Neden sinirlisin?' v.b. sorular çocuklara yargılayıcı ve tehdit edici gelebilir. Bunun yerine 'Ne oldu? Nasıl oldu ?' gibi sorular sorarak onların duygu ve düşüncelerini öğrenerek, kendi çözüm yollarını üretmelerine, düşünce güçlerini geliştirmelerine yardımcı olun.
6-Onları eleştirirken şahsını, kişiliğini değil; yapmış olduğu eylemi eleştirin Yani 'sen aptalın tekisin yerine yapmış olduğun bu hareket doğru değildi gibi'. Överken de aynısını yapın.
7- Çocuğunuzu başka çocuklarla kıyaslamayın. Her çocuk ayrı bir dünyaya sahiptir. Ayrı ayrı yetenekleri ayrı ayrı zekları ve ayrı ayrı ruh yapıları vardır. Bu yüzden başka insanlarla olumsuz bir şekilde kıyaslanmak bırakın çocukları büyük insanları bile üzer.
8-Hatalarını yüzüne vurmak yerine onlara yakınlık gösterin. Dünyada hatasız iki insan vardır biri ölmüştür diğeri daha doğmamıştır. Hataları yüze vurmak insana direnç yaratıyor. Adeta arabanın vitesini geri almak gibi bir etki oluşturuyor.
9-İşi, gücü, eşi, aşı belli zamanlarda askıya alın, onlarla gezin, tozun, uzanın, takla atın… 21.yüzyıl, bize ilişkinin değil işin öncelikli olduğunu telkin ediyor. Oysa çocukların anne ve babalarıyla çok yakın ilişkiye ihtiyaçları vardır.
10-Anne ve baba olarak asla melek rolüne girmeyin. Çünkü siz de hata yapabilirsiniz. Her şeyin eksiksiz, hatasız ve kusursuz olsun yolundaki saplantılarınızı pencereden aşağı atın.
11-Peygamber efendimizin güzel bir taktiğidir bu. 'Kimin evinde çocuğu varsa onunla çocuklaşsın' der. Çocuklarınızla çocuklaşmayı asla ihmal etmeyin.
12-Okuldan gelince ilk sözünüz, dersten, nottan önce bugün doya doya oynadın mı sorusu olsun… Oyun çocuklar için gıda gibi elzem bir ihtiyaçtır. Malum günümüz çocuğu beyaz betanlar arasına sıkışıp kalmıştır. Devasa enerjiler bir türlü atılamamaktadır.
13-Düşüncelerini değiştirmeden asla davranışlarını değiştirmeye çalışmayın. Yani önce kalbini gönlünü fethedin davranışlar bu sayede kendiliğinden değişecektir.
14-Çocuğunuza sevgiyi şartlı öğretirseniz oda sizi şartlı sever. Örnek: Seni Severim eğer uslu çocuk olursan sözünün geri dönüşü ben de seni severim ama sen de benim istediklerimi yaparsan olacaktır.
15-İlginin dozajını iyi ayarlayın, aşırı ilgi, ilgisizlik kadar zararlıdır. Örnek: İlacın azı fayda vermez çoğu da zehirler.
Özer 'Unutmayın: Yüzyıllar öncesinde olduğu gibi modern çağda da insanların kalbine girmenin tek yolu, bir gülümseyişte, sıcak bir sözde, içtenlikte gizli. Çocuklar hayatımızın fotoğraflarıdır, nasıl poz verirsek öyle resim alırız.' diyerek bu öğütlerini noktaladı.
Haber: Tunahan Kaya
1-Onlarla az konuşup çok anlama yoluna gidin. Anlamadan anlaşılmayı beklemeyin. Bunun yolu da etkin ve kaliteli dinlemekten geçeceğini asla unutmayın.
2-Söz verdiğiniz şeyleri muhakkak yapmaya çalışın. Onlar, asla söylenenleri unutmaz.
3-Çocuklar, işaret parmağınızı değil ayak izlerinizi takip eder. Yani hareketler sözlerden daha yüksek sesle konuşur. Yaptıklarınız, eylemleriniz sözlerden daha etkilidir.
4-Onlara dokunun, sıvazlayın, sarılın, temas kurun, malum yüce yaratıcı kollarımızı sarılmak için yaratmıştır… Bu gün Avrupa'da birçok doktor reçetelerine ilaç yerine sabah 3 defa oğle 3 defa aksam 3 defa sevdiklerinize çocuklarınıza sarılın diye reçete belirtiyor.
5-Neden soruları yerine, ne, nasıl sorularını sorun 'Bunu neden yaptın?', 'Neden sinirlisin?' v.b. sorular çocuklara yargılayıcı ve tehdit edici gelebilir. Bunun yerine 'Ne oldu? Nasıl oldu ?' gibi sorular sorarak onların duygu ve düşüncelerini öğrenerek, kendi çözüm yollarını üretmelerine, düşünce güçlerini geliştirmelerine yardımcı olun.
6-Onları eleştirirken şahsını, kişiliğini değil; yapmış olduğu eylemi eleştirin Yani 'sen aptalın tekisin yerine yapmış olduğun bu hareket doğru değildi gibi'. Överken de aynısını yapın.
7- Çocuğunuzu başka çocuklarla kıyaslamayın. Her çocuk ayrı bir dünyaya sahiptir. Ayrı ayrı yetenekleri ayrı ayrı zekları ve ayrı ayrı ruh yapıları vardır. Bu yüzden başka insanlarla olumsuz bir şekilde kıyaslanmak bırakın çocukları büyük insanları bile üzer.
8-Hatalarını yüzüne vurmak yerine onlara yakınlık gösterin. Dünyada hatasız iki insan vardır biri ölmüştür diğeri daha doğmamıştır. Hataları yüze vurmak insana direnç yaratıyor. Adeta arabanın vitesini geri almak gibi bir etki oluşturuyor.
9-İşi, gücü, eşi, aşı belli zamanlarda askıya alın, onlarla gezin, tozun, uzanın, takla atın… 21.yüzyıl, bize ilişkinin değil işin öncelikli olduğunu telkin ediyor. Oysa çocukların anne ve babalarıyla çok yakın ilişkiye ihtiyaçları vardır.
10-Anne ve baba olarak asla melek rolüne girmeyin. Çünkü siz de hata yapabilirsiniz. Her şeyin eksiksiz, hatasız ve kusursuz olsun yolundaki saplantılarınızı pencereden aşağı atın.
11-Peygamber efendimizin güzel bir taktiğidir bu. 'Kimin evinde çocuğu varsa onunla çocuklaşsın' der. Çocuklarınızla çocuklaşmayı asla ihmal etmeyin.
12-Okuldan gelince ilk sözünüz, dersten, nottan önce bugün doya doya oynadın mı sorusu olsun… Oyun çocuklar için gıda gibi elzem bir ihtiyaçtır. Malum günümüz çocuğu beyaz betanlar arasına sıkışıp kalmıştır. Devasa enerjiler bir türlü atılamamaktadır.
13-Düşüncelerini değiştirmeden asla davranışlarını değiştirmeye çalışmayın. Yani önce kalbini gönlünü fethedin davranışlar bu sayede kendiliğinden değişecektir.
14-Çocuğunuza sevgiyi şartlı öğretirseniz oda sizi şartlı sever. Örnek: Seni Severim eğer uslu çocuk olursan sözünün geri dönüşü ben de seni severim ama sen de benim istediklerimi yaparsan olacaktır.
15-İlginin dozajını iyi ayarlayın, aşırı ilgi, ilgisizlik kadar zararlıdır. Örnek: İlacın azı fayda vermez çoğu da zehirler.
Özer 'Unutmayın: Yüzyıllar öncesinde olduğu gibi modern çağda da insanların kalbine girmenin tek yolu, bir gülümseyişte, sıcak bir sözde, içtenlikte gizli. Çocuklar hayatımızın fotoğraflarıdır, nasıl poz verirsek öyle resim alırız.' diyerek bu öğütlerini noktaladı.
Haber: Tunahan Kaya