ÇEKİN ELLERİNİZİ İHH'DAN…
Gazetemiz yazarlarından Vedat Önal, İHH'a üzerinden oynanan çirkin oyunu yazdı. Önal, İHH'ya yapılan operasyonun benzerinin Deniz Feneri'ne de yapıldığını hatırlatarak, 'Çekin ellerinizi İHH'dan' diyor.
ÇEKİN ELLERİNİZİ İHH'DAN
Uluslararası İnsani Yardım Kuruluşu kısa adıyla İHH. Yine bir operasyonla gündeme getirildi. Bu çirkin operasyon maalesef Kayseri'ye kadar bile uzatılmaya çalışıldı. Şu anda Kayseri'deki operasyonun boyutu nedir bilemiyoruz ama bu çok yanlış bir operasyon oldu.
Bir zamanlar Deniz Feneri Derneği vardı. Hem Türkiye'de hem de dünyanın çeşitli yerlerinde önemli yardımlara imza atmıştı. Ne oldu. Almanya'nın başrollerde olduğu bir karalama kampanyası ile bugün faaliyetleri neredeyse durma noktasına getirildi.
Düşünebiliyor musunuz? Deniz Feneri hakkındaki dava başladıktan sonra insanların yardımlarında yüzde 100 oranında azalma olmuştu. Nasıl algılarımızı yönettiklerini gösteren en önemli göstergeydi bu. Önce karala, gözden düşür ve ondan sonra da senin tamamen ortadan kaldırmana gerek yok o zaten kendiliğinden ortadan kalkar. Ve biz biliyoruz ki Deniz Feneri'nin Almanya içinde çok büyük hayır işleri vardı. Ama ele geçirdikleri üç beş kişi eliyle bu faaliyeti öldürmeyi başardılar.
Şimdi topun ağzında İHH var. Bunu da sözde inançlı birilerinin eliyle yapıyorlar ki bu yapılanın doğru olduğuna bizleri inandırabilsinler. Bu çirkin oyunların bir benzerini 90'lı yıllarda Bosna savaşı sırasında yaşamıştık. İnsanların samimi duygularla bir araya gelip topladıkları yardımları kıskandıkları için bu paraların ve toplanan ziynetlerin birileri tarafından iç edildiğini ortaya attılar ve insanların midelerini bulandırmayı başardılar. Oysaki bu çabalarda emeği geçen insanlar bu tür şeylere tenezzül etmeyecek kadar temiz insanlardı. Çamur at izi kalsın o gün de başarılı olmuştu ve Bosna'ya olan yardımlarda azalmıştı bu tür dedikoduların ardından. Ve biz maalesef ülke olarak yardım edemediğimiz gibi bu tür olumsuz tavırlarla milletin samimi yardımlarının da kesilmesine sebep olduk.
Şimdi bu kirli ve kalleş oyun İHH için sahneleniyor. Ne idigü belirsiz, Müslümanlıklarının bile tartışmalı olduğu bir el-Kaide belasını İslam dünyasının başına musallat eden emperyalistler bu başarılarından dolayı köşelerinde keyiften dört köşe oluyorlar. Sormak lazım? Bu el-Kaide denen ve Müslümanlardan çok emperyalistlere hizmet ettikleri aşikar olan bu yapılar niçin emperyalistlerin ülkelerinde bir tek halt yapamazken, İslam dünyasının her karışını kana bulamakta bu kadar mahirdirler.
İHH ile ilgili rahatsızlıkları, Mavi Marmara ile başladı. Mavi Marmara olayından sonra Siyonist dünyanın boy hedefinde İHH vardı. Bugün dünyanın dört bir köşesinde her yere koşan bir İHH var. İstenmeyen Türkiye'nin bu sayede dünyanın her yerinde boy göstermesi. Bakın şu anda THY uçuşları ile dünyanın her köşesine ulaşıyor. Bu ne kadar kıskanılıp kösteklenmek için her şey yapılıyorsa, İHH içinde emin olun aynı şey geçerlidir. Müslümanların gönül rahatlığı ile istedikleri zaman bağışlarını gönderebilecekleri bir yerler olmasın istiyorlar.
Bu oyuna gelmemek gerekiyor. Bu oyuna bir defa Deniz Feneri'nde geldik ve adeta zokayı yuttuk. Deniz Feneri konusunda şahsi yanlışları olan insanlar elbette olabilirdi. Hangi kurumda yok yanlışı olan insanlar. Her kurumda yanlış yapan var diye o kurumların kapılarına kilit mi vurulması gerekiyor. Bir defa daha bu zokayı yutturmalarına izin vermememiz gerekiyor.
Bu konuyu takip etmek lazım. Kim nerede duruyor. Yani İHH meselesi turnusol kağıdı vazifesi görecek. Samimi olarak Müslüman olanlar Müslümanların yanında dursun kardeşim. Siyonistin, emperyalistin yanında durmak isteyen de gitsin onların yanında boy boy poz versin.
Bu tavırlar artık insanımızın kanına dokunuyor. Suriye'de açlıktan ölen Müslümanlar için bir şeyler yapmaya çalışan insanları yaftalamaya çalışacaksınız. Öbür tarafta koskoca bir Gazze'yi hem zulmüyle, hem de bombalarıyla inim inim inleten zalim bir devletin yaptıklarını görmezden geleceksiniz. Bunu artık yemezler. Herkes müslümansa Müslümanlığını bilecek ve Müslümanların yanında safını belirleyecek. Amalı fakatlı cümleleri bu millet artık duymak istemiyor. Müslümanların çıkarlarının söz konusu olduğu bir durumda bütün kişisel, kurumsal, cemaatsel, şirketsel çıkarlar bir kenara itilmelidir. Asıl olan Müslümanlıksa gerisi teferruattır.
Bakın Siyonist İsrail'in gazeteleri İHH'ya yapılan bu baskını nasıl ballandıra ballandıra veriyor. Bu bile kimin safında olmamız gerektiğini göstermeye yetiyor. Bakın dün insanlar İHH Şubelerine akın ettiler ve bağış yapma yarışına girdiler. Bu bile artık insanların bazı yutturmacaları yemediğini gösteriyor.
İsrail gazeteleri ile aynı veya benzer manşetleri atmakta bir beis görmeyen sözde ulusal (!) basının güzide gazetelerine sormak lazım. Bu durum bile ne kadar acınacak bir durumda olduğunuzu göstermeye yeter. Birilerinin bir bildiği vardır da yapıyorlar demekle kurtulamazsınız. Herkesin kendi kafası çalışıyor ve doğruyu yanlıştan ayırabilecek kapasiteye sahip Allah'a şükür. Ümmetin ittifak ettiği bir konuda demek ki bir hayır vardır diye düşünmek gerekir.
Son olarak şunu belirtelim, İsrail gazetelerindeki manşetlere bir bakın ve kendinizi onlarla aynı kulvarda gördüyseniz demek ki bu kulvarı değiştirme zamanı geldi de geçiyor demektir. Mavi Marmara Şehitleri için düzenlenen törenden koydukları fotoğrafların altına yorum yazmışlar. Hedefte İHH'nın olduğu çok açık. Tekrar altını çizelim, bu oyuna gelmeyelim, gelmeyin. Ne için ve kim için olursa olsun Yahudi'nin yanında oluyor gözükmek bile Müslümana yakışan bir tavır değildir. Vesselam…