Ceketimle geldim, ceketimle gideceğim

Elit düğün salonunda gerçekleştirilen konferansa CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık, CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem, CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın, yazarlar İhsan Eliaçık Ataol Behremoğlu, İbrahim Özden Kaboğlu ile çok sayıda vatandaş katıldı.



'28 Şubat'ta belediyeyi destekledik'
Kayseri Kitap Fuarı'nda yaşadığı olayı anlatan Eliaçık 'Fuara girerken oraya belediyeden görevli insanları gönderenlere, orada yüzüme bakarak bağırıp çağıranlara sukut orucu tutarak cevap verdim. Tek kelime etmedim. Orada öylece durup acıyarak yüzlerine baktım. O anda ' Allah'ım memleketimde başıma gelenler nedir?' dedim. Bir sürü imtihandan geçtim ama böylesiyle ilk kez karşılaşıyordum. Çünkü 2002 yılına kadar ben Kayseri'deydim. Özellikle 28 Şubat döneminde Birlik FM'de program yapıyordum. Kayseri Gündem Gazetesi'nde köşe yazısı yazıyordum. 35 kez yargılandım. O zaman sokaklarda birlikte 'başörtüsüne özgürlük gelsin İmam hatipler, Kuran Kursları özgür olsun bunlara zulüm yapılmasın, Dindar insanlarda dinlerini öğrenecekleri imknlara kavuşsun' diye sokaklara döküldük. Eylem yaptık. Bu eylemlerinde başını çekenler arasındaydım. Bu nedenle mahkemelerde yargılandım. Burada belediye başkanı olan milletvekili olan zatların çoğu bizim çıkardığımız gazetelerde dergilerde 1992-93-94 yıllarında ilk olarak kendilerini Kayseri'ye tanıttılar. Biz o zaman onların hepsini desteklemiştik.' ifadelerini kullandı.



'Benim kılıcım sözümdür'
Eliaçık sözlerine şöyle devam etti:
'Benim Kayseri'nin her yerinde; dağında, taşında emeğim var. Bunu bilenler bilir. Şimdi böyle bir memlekete geliyoruz. Kitap Fuarı'ndan içeri girmeye çalışıyoruz. Birtakım adamlar orada bağırıyor. Benim burada sevindiğim husus şu oldu. Baktım bunlar Kayserili vatandaşlar değil, Çünkü Kayserililer de bizimle beraber aynı tarafta giremediler. Bunlar bizim bildiğimiz teşkilatlardan, vakıflardan gelen insanlar da değil. Baktım bunlar kitap sevenler, kitap fuarına gelen okurlar değil. Belki de hayatlarında ilk defa Kitap fuarına o zaman gelmişlerdir. Baktım bunlar evlerinde oturan ortalama Ak Partiye oy veren vatandaşlarda değil. Bunlar Belediye'de görevlenmiş orada mafyatik bir grup oluşturmuş, emirle talimatla çalışan, 'sabah kalkıp fuarın önüne gideceksiniz, şu resimdeki adama şu sözleri söyleyeceksiniz' diye doldurulmuş insanlar olduğu ortaya çıktı. Ben onlara şunu söylüyorum: Ben bir söz adamıyım. Benim kılıcım sözümdür; şiddetten, kaba kuvvetten anlamam. Teşkilatçılık, örgütçülük işinden anlamam. Bir sözüm var onu söylüyorum, onu yazıyorum. Fikir adamları kavgadan hoşlanmazlar. Çünkü sözümü anlatabilmem için bana sakin ortamlar, dinleyecek kişiler lazım. Sözü olan bir kişi şiddete başvurmaz, vuruyorsa sözü bitmiş demektir.
Bu belediyeyi iktidara getiren ekibin içindeydim. Ankara'yı nasıl parsel parsel FETÖ'ye sattılarsa, Kayseri'yi de kimin sattığını biliyoruz. Tarihin garip cilvesi veya kaderin garip bir oyunu mudur bilmiyorum bizim adamlar beni fuara sokmuyor.'



'Mücahittiler, müteahhit oldular'
Bir fikir adamı olduğunu, belediye ve hükümetin icraatlarıyla sorununun olmadığını söyleyen Eliaçık,'Biz mevcut hükümetin, belediyeyi idare edenlerin, Türkiye'yi idare edenlerin bağlı olduğu dünya görüşüne değer verdiği şeylere karşı değiliz. Belediye ve hükümet icraatlarına da karşı değiliz. Bana 'tamam eleştiriyorsun da gel bunu içimizde yap. CHP'lilerin, Kemalistlerin, Solcuların, Kürtlerin, Alevilerin yanına giderek yapma. Oradan bizi eleştirmen zorumuza gidiyor.' diyorlar. Ben de onlara' kardeşim benim bir yere gittiğim yok. Siz dönüp dolaşıyorsunuz. mücahit olarak başladınız müteahhit oldunuz. Şimdi de her şeye müsait oldunuz. 28 Şubat'ta ben sokaktaydım. Hunat Cami'nin önündeydim. İlahiyat Fakültesi'nde okuyordum. Başörtülü kızların yanındaydım. Mahkemelerdeydim. Şimdi yine sokaklardayım, yine mahkemelerdeyim. Siz değiştiniz. Biz neyi eleştiriyoruz bizim hayallerimiz vardı. Bu hayallerimizi elimizden aldınız, götürdünüz Rıza Zerrab denen bir adama sattınız. Bu memleket, bu coğrafya yeni mücahitler ortaya çıkaracak merak etmeyin. Biz hayallerimizin peşindeyiz. Senin belediye başkanlığınla benim işim yok. Ben fikir adamıyım. Ceketimle geldim, ceketimle gideceğim.' diyorum ' şeklinde konuştu

'Aleviler bu ülkenin güzel insanlarıdır'
Malatya'da geçtiğimiz hafta Alevilerin kapılarına çarpı işareti konulmasını kınayan Eliaçık 'Aleviler bu ülkenin güzel insanlarıdır. Evlerine çarpı işareti konacak insanlar değildir. Bu çok yanlış bir şeydir. Eğer bu böyle devam ederse biz çarpı işareti konulan yerlerde ve Cem Evlerinin önünde antikapitalist Müslüman gençlerle birlikte siper olacağız. Onları korumaya gideceğiz. Kürtler bu memleketin hepsi terörist, hepsi asker öldüren kovulması gereken 12-13 tane çocuk doğuran teröristleri değildir. Kürtler bu memleketin Türklerden de önce gelmiş sakinleridir. Yüreğinizi onlara açın. Diyarbakır da bizim, Ankara da bizim, İstanbul da bizimdir. Atatürkçü dediğiniz, Kemalist dediğiniz insanlar dış güçlerin uşakları değildir. Cumhuriyet devrimleri İslam'ın önünü kesmemiştir. Bu memlekette İslam'ın önünü açmıştır. İyi ki saltanat kaldırılmıştır. İyi ki kendini peygamberin yerine halife zanneden birisi artık yoktur. İyi ki Cumhuriyet kurulmuştur.' açıklamasında bulundu
Haber: Tuba Köksal