Çayı coğrafyayla buluşturan mekan

Kaplan Çay Evi çay ve kahveyi coğrafyayla buluşturuyor. Mekanın sahibi olan ve 56 yıldır çaycılık yapan Kaplan Uzak tiryakilerine çayı biçimlerine göre Adana ve Erciyes şeklinde adlandırdığı cam bardaklarda verirken, isteyenlere Mersin civarında yaygın olan 'Tarsusi' tarzda da kahve sunuyor. Yani bu şirin mekanda lezzet damaklara adeta coğrafik tarzda akıyor.

Nice efsanelere konu olmuş geçmişiyle, 'Çay' diyar diyar gezerek her durakta damaklarda iz bırakmaya devam ediyor. Tiryakisi, damak tadında demi ve kıvamının yanında içtiği bardağı da önemsiyor. Öyle ki, 56 yıldır çaycılık yapan Kaplan Uzak, tiryakisinin damak tadına göre Adana, Erciyes ve Duble isimlerini verdiği bardaklar ile lezzeti tiryakisine sunuyor. Veee… Kaplan Çay Evi'nin başka bir lezzeti 'Tarsusi!' Tiryakilerine Türk kahvesinin cam çay bardağında sunumu olan Tarsusi diğer adıyla 'Tarz-ı hususi' damaklara lezzet olarak akıyor.

'Çay' kelimesi Çince olduğu halde, Türkçe'de yerini sağlamlaştırmış sözlüklerde ve deyimlerde yerini bularak günlük hayatımızda da çokça kullanılır hale gelmiş. Uğradığı her durakta iz bırakarak, farklı kültürlerce içselleştirilerek yolculuğuna devam eden, ettikçe de adına has kendi kültürünü müjdeleyen çay kalıcı kalmayı başarıyor. Diğer medeniyetlerden ülkemize gelinceye kadar edindiği birikimin ışığında, kültürümüzle yeniden yoğurduğumuz çay, öncelikle sabah kahvaltısı soframızın, sonrasında da ikindi ve akşam sohbetlerimizin müdavimlerinden olmuş çıkmış. Genellikle ince belli cam bardakta sunulan çayın tavşankanı adı verilen dem ölçüsü esas. Hala yöreden yöreye yaygın bir şekilde kullanımını sürdüren semaverler ise otantik çay bahçelerinde meraklılarıyla buluşmayı sürdürüyor.

Her damağa ayrı bardak
Çay, kendi başına bir kültür iken, tiryakileri damak tadını bardaklarını seçerek daha iyi almak istiyor. Evinde buna önem veren çay tiryakileri dışarda da aynı lezzet ve kültürü aldığı çay ocaklarını tercih ediyor. Çarşı Cumhuriyet Mahallesinde Kaplan Çay ocağını işleten Kaplan Uzak, çayları müşterisinin damak tadına göre değişik şekillerdeki bardaklar ile ikram ediyor. Uzak, müşterisinin damak tadına göre bardak adını söyleyerek çay istediğini anlattı. Uzak, 'Her damağa hitap eden çay hizmetimiz var. Bazı müşterilerimiz, alışkın oldukları bardaklarla çay içmek istiyorlar. Adana, Erciyes ve duble bardak ismini verdiğimiz cam bardaklarla müşterinin istediği kıvamda çay ikram ediyoruz. Müşterilerimiz çayımızdan ve hizmetimizden çok memnun kalıyor. Onların sağlığını da düşünerek özel deterjanlarla bardaklarımızı yıkıyoruz' dedi.

Tarz-ı hususi kahve keyfi
Çay hayatımızın geniş bir bölümünde bizimle bütünleşirken Türk Kahvesi, sınırlı ve belirli yerlerde tercih sebebimiz oluyor. Bazen önemli misafirler de, bazen güzel bir yemekten sonra keyif olarak… Ancak bazı damaklar kahve tüketimini fincan yerine cam bardaklarda daha keyif verici bulabiliyor.
Süvari kahvesi de denilen diğer adıyla Tarz-ı Hususi (Tarsusi) ise kahvenin ince belli cam bardakta sunulması oluyor. Dudak payı çok olsun diye çay bardağında ikram edilen köpüksüz Türk Kahvesi. Evlerinde bu lezzete alışan damaklar çay ocaklarında da aynısını arıyor. Ancak Kaplan Uzak, eskiden çok aranan bu lezzetin son günlerde azaldığını söyledi. Uzak, 'Türk Kahvesi içmek ayrı bir kültürdür. Kültürü herkes bilmediği gibi yaşayamaz da. En iyi kahve tiryakileri bilirler ki; kahvenin içine iki damla su damlatılır. Soğuk su kahvenin telvesini fincanın tabanına çeker ve içerken mideyi rahatsız etmez. Kahve içicilerin bir başka kültürü de kısaca 'Tarsusi' adını verdikleri cam bardakta Türk Kahvesi içme keyfidir. İçenlerin damak tadına göre değişir lezzeti… Ancak eskiden çok olan Tarz-ı Hususi Türk Kahvesi içenler son yıllarda azaldı. Tarsusi'yi isteyenlerin sayısı her geçen gün azalıyor. Eski kuşaklarda kaldı bu lezzet. Belki de bir gün bitecek' şeklinde konuştu.

Meslek gruplarının yaptığı işlerin geçmişini bilmeleri gerektiğini savunan Kaplan Uzak, 'Yaptığımız mesleğin tarihçesini bilmek verdiğimiz hizmetin kalitesini artırır. Mesleğin nasıl ve ne amaçla doğduğu ve tarih içerisinde hangi aşamalardan geçtiğini bilmek meslek sahibi için önemli olmalı. Bilinçli olarak hizmet müşteriye farklılık ve memnuniyet getirir' açıklamasında bulundu.

Çayın hikayesi
Çay öylesine hayatımıza girdi ki, üzerine hikayeler bile yazıldı. Çayın, insan yaşamı ve aile hayatına harmanlanan hikayesi gerçeğini aratmayacak şekilde…

Çayın alt demliği kaynanadır. Sürekli kaynar durur. Hatta dikkat edilmezse taşabilir.
Üst demlik gelindir alt demlik kaynadıkça onun da harareti artar ama zamanla da olgunlaşır ve demlenir.
Gelinin kocası bardaktır her iki çaydanlıktan da yeterince nasibini alır.
Biraz kaynana doldurur onu biraz da gelin, bu nedenle de denge unsurudur. Açık ya da demli çayın hoşa gitmemesi de bundandır.

Çocuklar çayın şekeridir, tat verir. Çok şeker, çayın lezzetini bozar.
Şekersiz çaya alışanlara ise bir tanesi bile fazla gelir.
Görümce ise çay kaşığıdır. Arada bir gelir karıştırıp gider.
Kayınpedere gelince o da çay tabağıdır. Çayın demine suyuna karışmaz.
Bir kenarda lök gibi oturur. Sadece dökülenleri toplar ve çevreye zarar vermesini engeller.
Ancak arasıra boşaltılması gerekir. Yoksa taşıp her şeyi berbat edebilir.
Çay süzgeci ailenin sahip olduğu değerlerdir. Aileyi dış müdahalelerden korur. Delikleri büyük olursa çayın tadı kaçar.
Suyu ısıtan ateş ise hoşgörüdür. O olmadan çay da olmaz.
Kısacası bir bardak çay ailedir.
Ve...
Ağız tadı ile içilen bir bardak çayın üstüne yoktur.

Haber ve Foto : Ahmet Bolat

Bakmadan Geçme