'BÜYÜK FELAKETLER YENİ DÜZENLERİ GETİRİYOR'
Uluslararası Öğrenciler Akademisi'nde konuşan uluslararası hukuk uzmanı Prof. Dr. Berdal Aral, Uluslararası yeni düzenlerin ortaya çıkmasında büyük felaketlerin önemli rol oynadığını söyledi. Aral, bunların felaketlerden sonra ortaya çıkmasının bizim büyük bir açmazımız olduğunu belirtti.
T.C. Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ve Medeniyetin Burçları Derneği'nin Kayseri'de eğitim gören uluslararası öğrencilere yönelik düzenlediği akademide 5. hafta geride kaldı. 5. haftanın ilk konuşmacısı olan Erciyes Üniversitesi öğretim elemanı M. Hüseyin Mercan, Türkiye'nin 2002 ve sonrasında şekillenen dış politikasını anlattı. Mercan, 'Türkün Türk'ten başka dostu yoktu' söylemi ile kendimizi yıllardır ufacık bir toprağa sığdırdığımızı söyleyerek; 'Bizim komşularımıza bakış açımız; Yunanistan, Suriye, Ermeniler, İranlılar kötü şeklinde gelişmiş. Bu kadar kötünün olduğu yerde biz nasıl iyi olabiliriz' dedi. Bu durumun son zamanlarda değişerek aktif politikada yer aldığımızı kaydeden Mercan, ekonomik diplomasinin artırılması ile Ortadoğu devletleriyle olan ticari ilişkilerin Cumhuriyet döneminin en üst seviyesine getirildiğini söyledi.
'İslamofobi 11 Eylül saldırılarından sonra kullanıldı!'
Akademinin 2. Konuşmacısı araştırmacı-yazar Mustafa Doğu da 'Bir nefret söylemi olarak İslamofobi' konusunu işledi. İslamofobi kelimesinin 2001 yılı 11 Eylül saldırılarından sonra kullanıldığını ve NATO'nun dağılan doğu blokuna (komünizme) karşı yeni bir düşman üretme olarak kullanıldığını ifade eden Doğu; 'Peki, bu mudur gerçekten başlangıç tarihi? Ben bu başlangıcı tüm peygamberlerin kavimleri ile olan mücadelelerine kadar götürmenin çok daha isabetli olacağını düşünüyorum. Zira her kokuşmuş topluma gönderilen elçiler aynı bakış açısıyla suçlanmış, yalanlanmış ve reddedilmişlerdir. Kurulu bulunan statükonun sarsılması korkusu, atalarının dinine sarılmayı haklı kılan en önemli gerekçe olmuş ve erdemden, adaletten, hukuktan, bahseden bu elçiler toplumlar nezdinde suçlanmışlar, kovulmuşlar ve hatta öldürülmüşlerdir. İnsan onurunu yok sayan, köleleştiren, öldüren, mallarını, namuslarını ve canlarını tehdit eden Nemruda karşı İbrahim'i duruş, Firavuna karşı Musa'nın duruşu, Roma despotlarına karşı İsa'nın duruşu, Mekke müşriklerine karşı Muhammedi duruş hep aynı olmuştur. Tehdit edildikleri ve zalimce yöntemlerle ellerine geçirdikleri makamlarının, mevkilerinin, ekonomik ve siyasi kazanımlarının yok olması korkusu kendilerinde ve köleleştirdikleri halklarında elçilere karşı İslam fobinin çağlarında ki yansımasını dillendirmişlerdir' şeklinde konuştu.
'Yeni düzenler büyük felaketlerden sonra ortaya çıkıyor'
Haftanın son konuşmacısı Şehir Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Berdal Aral ise; 'Küresel Sistem ve Uluslararası Hukuk' bağlamında gerçekleştirdiği konuşmada, insan haklarının ve uluslararası hukukun disiplin olarak Avrupa'da ortaya çıktığını söyledi. Aral, geçmişte devletlerin uluslararası hukukun temel aktörleriyken 1918'den sonra başka aktörlerinde uluslararası hukukun aktörü olmaya başladığını belirterek; 'Mesela şuanda uluslararası örgütler var. Örneğin Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, İslam İşbirliği Örgütü, Karadeniz Ülkeler Topluluğu, Afrika Birliği, Amerika Devletleri Örgütü gibi pek çok uluslararası örgütü gibi bunlar uluslararası hukukun aktörleri haline gelmişlerdir. Çünkü bunlar birden çok devletin kurduğu ve faaliyette bulunan örgütlerdir. Bunun dışında çok uluslu şirketler var. Bunların faaliyet alanları da tek bir ülkeyi kapsamıyor. Bunun dışında bir takım insan gurupları da uluslararası hukukun aktörü olarak yer alabiliyor. Mesela azınlıklar, yerli halklar, mülteciler, vatansızlar uluslararası hukukun bir alanı haline gelmişlerdir' dedi.
Uluslararası yeni düzenlerin ortaya çıkmasında büyük büyük felaketlerin önemli rol oynadığını kaydeden Aral; 'Ortaya bir felaket çıkıyor, felakete karşı olarak bir yapılanma ortaya koyma gereği hissediyoruz. Mesela 1648'deki Vestfalya anlaşması ile uluslararası ortaya çıkmaya başlamıştır. Orada 100 binlerce insanın hayatını kaybettiği bir savaş vardı. 1815'te Viyana düzeni ortaya çıkmış. Bunun ortaya çıkması ise Napolyon savaşları sonrasıdır. 20. yüzyıla geldiğimizde Milletler Cemiyeti Birinci dünya savaşından sonra ortaya çıktı. Birleşmiş Milletler ise 2. Dünya savaşı çıktıktan sonra ortaya çıkmış bir düzendir. Bunların büyük felaketlerden sonra ortaya çıkması bizim büyük bir açmazımız' ifadelerini kullandı.
Haber/Fotoğraf: Bünyamin Gültekin