Bugün 15 Aralık Çay Günü: İşte vazgeçilmez içeceğimiz çayın öyküsü
15 Aralık günü 2005 yılından beri Dünya Çay Günü olarak kutlanıyor. Peki en eski içeceklerden olan çayın öyküsü nedir?
Konu hakkında konuşan dünya çayları üzerine kafe işletmecisi Evren Öztürk, 'Çayın dünyadaki tarihçesinden şöyle kısaca bir bahsedeyim. Çay aslında 5 bin yıllık tarihe sahip, çok eski bir gelenek. Aslında bir tıp bitkisi olarak kullanılırken 1700'lü yıllarda bir Çin imparatorunun bahçesinde gezerken hizmetkarları tarafından kaynatılan bir suyun içine düşen çay yaprağı saldığı kokuyla bundan etkilenmesiyle başlar ve bir içecek geleneğine bu şekilde dönüşür. Dünyada böylelikle hızlı bir şekilde içeceğe dönüşür' dedi.
15 Aralık Dünya Çay Günü'nde çayın tarihi ve Türk geleneğindeki yeri hakkında konuşan dünya çayları üzerine bir kafe işletmesi olan Evren Öztürk, çayın bağlayıcı bir etkisi olduğunu ifade etti. İşletmeci Öztürk, 'Çayın dünyadaki tarihçesinden şöyle kısaca bir bahsedeyim. Çay aslında 5 bin yıllık tarihe sahip, çok eski bir gelenek. Aslında bir tıp bitkisi olarak kullanılırken 1700'lü yıllarda bir Çin imparatorunun bahçesinde gezerken hizmetkarları tarafından kaynatılan bir suyun içine düşen çay yaprağı saldığı kokuyla bundan etkilenmesiyle başlar ve bir içecek geleneğine bu şekilde dönüşür. Dünyada böylelikle hızlı bir şekilde içeceğe dönüşür. Aslında Türkiye'deki tarihi çok eski değildir. 1700'lü yıllarda ilk kez Türkiye'de Bursa civarında bir Japonya'dan getirilen tohumlarla deneme yapılır fakat iklim koşulları bölgenin yüksekliği buna uygun olmadığı için verimli geçmez. Ve akabinde de 1800'lü yıllarda tekrar bir deneme yapılır ve Rize bölgesinde ama izinlerin alınması, fabrikanın kurulması 1947'de Rize'de ilk çay fabrikası kurulmak suretiyle de ülkemize de çay böyle genel kabul görmüş. Aynı dünyada olduğu gibi sudan sonra en çok tüketilen içecek haline gelir' şeklinde konuştu.
'ÇAY DOSTLUKLARI PEKİŞTİRİCİDİR'
Çayın Türk geleneği üzerindeki önemine dikkat çeken Öztürk, 'Çay bir kere bağlayıcıdır. Dostlukları pekiştiricidir. Ben her zaman çayı şöyle anlatıyorum. Çay muhabbet zarafet ister. Ekipmanları, yanına eşlik eden tatlılar. Evet, çayın özellikle Türkiye'deki önemini ben şöyle anlatıyorum. Biz Türk kültüründe biliyorsun daha anneannelik, daha geleneksel buluşmaları seviyoruz. Bu sebeple çay bizim aslında baş ikramımız. Ben çay ve kahveyi kıyasladığımda hep şöyle söylerim. Kahve kısa kaçamakların, kısa molaların eşlikçisidir ama çay öyle değildir. Çay bütün dünyada olduğu gibi seremonik bir içecektir. Beraberinde güzel aksesuarlar, kristaller, gümüşler eşlik eder. Yanına mutlaka ikramlıklar ister, poğaçalı kekler. Dolayısıyla kaynaştırıcı ve bağlayıcı da bir etkisi vardır. Bu anlamda çay bizim önemli bir kültür ögemizdir. Türkiye'de beş altı firmadan biri olarak bütün dünya çay koleksiyonundaki ne kadar özellikli çay varsa menümde bulunuyor ve ben de kutlamak tabii ki ayrıca keyif alıyorum. Çünkü ülkemizde on yıldır ben özellikle farklı yöre çaylarını temsil ediyorum. Tüm dünyada ve ülkemizde de Çay Günü kutlu olsun' diye konuştu.