BU CANİ UYGUR OLAMAZ!
İstanbul'da yılbaşı gecesi Reina'da gerçekleşen terör saldırısı hakkında Uygur halkının manevi annesi ve lideri Rabia Kadir yazılı bir açıklama yaptı. Kadir, Uygur şair Nurala Göktürk'ün Türkçe'ye çevirdiği açıklamasında 'Şayet o caninin kimliğinde 'Uygur' yazıyor ise kesinlikle o bizden değildir ve bizden biri olamaz. Çünkü bir Uygur evladı öz vatanını yıllardır Çinli zalimler işgl etmişken yurt dışında kendine düşman arayacak kadar cahil değildir. Ben Uygurum diyebilen hiç bir insan asla Türkiye'ye zarar vermek istemez.' dedi.
Kadir 'Bu olay Dünyada tek bir devleti memnun etmiştir; Uygurların hem vatanını işgal eden, en doğal hakları olan özgürlük mücadelesini Dünyanın gözlerine terör mücadelesi olarak sergilemeye çalışan, onbinlerce masum Uygur insanını terörist ithamı ile suçlayıp hapislerde çürüten Çin… Bu teröristin Uygur olduğu iddiasının doğrulanması, Çin'in uluslararası meydanlarda Uygurlara karşı sesini daha çok yükseltmesine, Doğu Türkistan'daki ağır Çin baskısının daha çok artmasına, Diasporadaki Uygurların iade edilmesine olanak sağlayacaktır.' diye konuştu.
Rabia Kadir'in önemli mesajlar içeren açıklamasının tamamı şöyle;
Uygurların da ümidi Türkiye
'Sözlerimi başlamadan önce, bu hain saldırıda hayatını kaybedenlere yüce Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Diasporadaki Doğu Türkistanlılar Türkiye TV ve gazete yayınlarını büyük bir şaşkınlık ve üzüntü ile takip etmekteler. Elbette bu üzüntümüzün birinci nedeni, Türk halkı bizim ezelden beri kan, din, ırk ve millet olarak kardeşimizdir, uluslararası siyasi meselelerde de en büyük destekçimizdir. Türkiye'ye yapılan terör saldırısının bizleri yani Uygur halkını derinden yaralayan diğer bir sebebi ise saldırıyı gerçekleştiren teröristin Uygur olarak anılmasıdır. Günlerdir 'Ey büyük Allah'ım ne olur bu cani terörist bizim kimliğimize bürünmüş bir hain olmasın!' diye yakarmaktayız.
Ben Rabia Kadir, Uygur halkının manevi annesi ve lideri olarak, haberlerin sonuca bağlanmasına kadar tahammül edemedim. Türk Kardeşlerime vatanımdaki milyonlarca sessiz yığınların hür Dünyadaki sesi olarak samimiyetle duygu ve düşüncelerimi ifade etmek istedim.
Diasporadaki Uygurlar günlerdir Türk Medyasındaki haberleri çok dikkatle ve üzüntü ile izliyoruz. Bunun bir nedeni, kardeşimiz, dindaşımız ve uluslararası siyasi arenada bizi destekleyen Türkiye'ye yapılan saldırının acısı ise, diğer nedeni saldırıyı yapan teröristin Uygur olduğu hakkındaki söylentilerdir. Bundan dolayı üç gündür, 'inşallah bu lanetli terörist bizden olmasın' diye dua ediyoruz.
Ben inanıyorum ki, Doğu Türkistan'da yaşayan milyonlarca Uygur Türkünün gece gündüz fikri, ümidi, tesellisi ve güç kaynağı Türkiye'dir. 'Bizim yardımcımız önce Allah, sonra Türk milletidir' diye büyük ümitlerle yaşayan, Medyadan Türkiye haberlerini can kulağı ile dinleyen, Türk ürünleri için can atan, Türkiye'ye gidebilmek için hasret çekmekte olan halkımız, Türkiye'de yılbaşı gecesi gerçekleşen terör saldırısında hayatlarını kaybetmiş olan 39 masum insanın acısını yüreğinin derinliklerinde hissetmektedir. Dolayısıyla halkıma vekleten diyebilirim ki;
Şayet o caninin kimliğinde 'Uygur' yazıyor ise kesinlikle o bizden değildir ve bizden biri olamaz. Çünkü bir Uygur evladı öz vatanını yıllardır Çinli zalimler işgl etmişken yurt dışında kendine düşman arayacak kadar cahil değildir.
Öteden beri kızıl Çin baskısı altında her türlü haklarından mahrum bırakılan halkımız son yıllarda haddini aşan Çin zulmü sonucu ezilmektense canlarını ve evlatlarını kurtarmak için vatanlarını terk etmek zorunda bırakılmıştır. Vatanlarını terk etmek zorunda kalan her bir Uygur evlatlarına iyi bir gelecek hazırlamak, çocuklarını, dini ve milli yönden topluma faydalı birer aydın insan olarak yetiştirme çabasındadır. Aynı zamanda vatanlarını terk etmek zorunda kalan Uygur halkı Hür Dünyadan kendileri için dost eller aramak, ezilen, yok olmaya mahkûm olan milletinin derdine çare bulmak gayreti içindedir. Şayet vatandan ayrılıp başka amaçlar peşine düşmüş iseler o kişiler kesinlikle Uygur olamazlar.
Belki onun adı ve çehresi, kılık kıyafeti de Uygurlara benzeyebilir, fakat onun ruhu, zihni, düşüncesi, fikirleri kesinlikle Uygur değildir. Böylesine dehşet saçan bir cani, beyni tamamıyla yıkanmış, vatan, millet gibi duygularını, hatta insan olma duygusunu bile kaybetmiş bir mahlûktur.
Haberlere bakılırsa teröriste DAEŞ terör örgütü sahip çıkmıştır. Teröristin DAEŞ üyesi olduğu kesinleşmiştir. Saldırının şekli de tipik DAEŞ'e has saldırılara benzemektedir. Bu olayın uzaktan, yakından hiçbir şekilde Uygurlarla ilgisi yoktur.
İnanıyorum ki, o cani yakalanıp milleti soruşturulduğunda 'ben Uygurum' demeyecektir. Ben Uygurum diyebilen hiç bir insan asla Türkiye'ye zarar vermek istemez. O cani, yıkanmış beynin ait olduğu terör teşkilatına has kimliğini açıklayacaktır. Dolayısıyla basın – yayın organları bu olay hakkında haber verirken, bu caninin mensup olmadığı bir milleti ve ya ülkeyi dile getirmektense, onun ait olduğu terör camiasının adını vermeleri daha yerinde olur diye ümit etmekteyim. Bu şekilde haber verilirse, özgür habercilik anlayışına daha uygun olacağını düşünüyorum.
Şayet bu saldırıyı gerçekleştirenin kimliği Uygur olarak ortaya çıktığı takdirde, bu saldırı sadece Türkiye'de yılbaşı gecesi Reina'da hayatlarını kaybeden 39 Türk vatandaşı ve Türkiye'nin misafirleri olan masum insanlara yapılan hunharca bir saldırı değil, Uygurların şanına, şerefine, siyasi menfaatine, ümidine ve hayati çıkarlarına yapılan bir saldırıdır.
Çin'i memnun eden eylem
Bu olay Dünyada tek bir devleti memnun etmiştir, o devlet ise uzun yıllardan beri Uygurların hem vatanını işgal eden, en doğal hakları olan özgürlük mücadelesini Dünyanın gözlerine terör mücadelesi olarak sergilemeye çalışan, onbinlerce masum Uygur insanını terörist ithamı ile suçlayıp hapislerde çürüten Çin'dir. Bu olayın gerçekleştiren teröristin Uygur olduğu iddiasının doğrulanması, Çin'in uluslararası meydanlarda Uygurlara karşı sesini daha çok yükseltmesine, Doğu Türkistan'daki ağır Çin baskısının daha çok artmasına, Diasporadaki Uygurların iade edilmesine olanak sağlayacaktır.
Türkiye günümüzde dünyadaki en güçlü Türk Devletidir, bütün Türk devletlerinin yegane istinatgahı ve ümit kaynağıdır. Bin yıldan beri dimdik ayakta hürriyetini muhafaza ederken diğer kardeş Türk ve İslam milletlerine de özgürlük örneği olmuş, başı dertte olan bütün Türk kavimlerine kucak açmış, bağrına basmış, her konuda ilham kaynağı olmuştur. Bu güçlü Devleti böylesine lanetli canilerin terör saldırıları asla yıldıramaz, uluslararası konumunda asla bir kaybı olmaz. Kanaatimce, bu cani kesinlikle Uygur olamaz. Bazı basın – yayın mensuplarının bu caninin Uygur olabileceği hakkındaki sorumsuzca açıklamaları, Türklerin ezeli ve ebedi düşmanı olan Çinlilere yaranmak sevindirmek için yapılmış olabileceğini düşünüyorum.
Türk halkına ve bu alçakça yapılan terör saldırısında hayatlarını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı diliyorum. Yüce Allah Türk Devletini sonsuza kadar payidar kılsın. Yine Cenabı Allah'tan mazlum milletimi nerede olursa olsun felaketlerden, fitnelerden, iftiralardan korumasını ve birlik beraberlik içinde milli mücadelemiz uğruna birbiriyle sımsıkı kenetlenmesini diliyorum.'
Rabia Kadir'in önemli mesajlar içeren açıklamasının tamamı şöyle;
Uygurların da ümidi Türkiye
'Sözlerimi başlamadan önce, bu hain saldırıda hayatını kaybedenlere yüce Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Diasporadaki Doğu Türkistanlılar Türkiye TV ve gazete yayınlarını büyük bir şaşkınlık ve üzüntü ile takip etmekteler. Elbette bu üzüntümüzün birinci nedeni, Türk halkı bizim ezelden beri kan, din, ırk ve millet olarak kardeşimizdir, uluslararası siyasi meselelerde de en büyük destekçimizdir. Türkiye'ye yapılan terör saldırısının bizleri yani Uygur halkını derinden yaralayan diğer bir sebebi ise saldırıyı gerçekleştiren teröristin Uygur olarak anılmasıdır. Günlerdir 'Ey büyük Allah'ım ne olur bu cani terörist bizim kimliğimize bürünmüş bir hain olmasın!' diye yakarmaktayız.
Ben Rabia Kadir, Uygur halkının manevi annesi ve lideri olarak, haberlerin sonuca bağlanmasına kadar tahammül edemedim. Türk Kardeşlerime vatanımdaki milyonlarca sessiz yığınların hür Dünyadaki sesi olarak samimiyetle duygu ve düşüncelerimi ifade etmek istedim.
Diasporadaki Uygurlar günlerdir Türk Medyasındaki haberleri çok dikkatle ve üzüntü ile izliyoruz. Bunun bir nedeni, kardeşimiz, dindaşımız ve uluslararası siyasi arenada bizi destekleyen Türkiye'ye yapılan saldırının acısı ise, diğer nedeni saldırıyı yapan teröristin Uygur olduğu hakkındaki söylentilerdir. Bundan dolayı üç gündür, 'inşallah bu lanetli terörist bizden olmasın' diye dua ediyoruz.
Ben inanıyorum ki, Doğu Türkistan'da yaşayan milyonlarca Uygur Türkünün gece gündüz fikri, ümidi, tesellisi ve güç kaynağı Türkiye'dir. 'Bizim yardımcımız önce Allah, sonra Türk milletidir' diye büyük ümitlerle yaşayan, Medyadan Türkiye haberlerini can kulağı ile dinleyen, Türk ürünleri için can atan, Türkiye'ye gidebilmek için hasret çekmekte olan halkımız, Türkiye'de yılbaşı gecesi gerçekleşen terör saldırısında hayatlarını kaybetmiş olan 39 masum insanın acısını yüreğinin derinliklerinde hissetmektedir. Dolayısıyla halkıma vekleten diyebilirim ki;
Şayet o caninin kimliğinde 'Uygur' yazıyor ise kesinlikle o bizden değildir ve bizden biri olamaz. Çünkü bir Uygur evladı öz vatanını yıllardır Çinli zalimler işgl etmişken yurt dışında kendine düşman arayacak kadar cahil değildir.
Öteden beri kızıl Çin baskısı altında her türlü haklarından mahrum bırakılan halkımız son yıllarda haddini aşan Çin zulmü sonucu ezilmektense canlarını ve evlatlarını kurtarmak için vatanlarını terk etmek zorunda bırakılmıştır. Vatanlarını terk etmek zorunda kalan her bir Uygur evlatlarına iyi bir gelecek hazırlamak, çocuklarını, dini ve milli yönden topluma faydalı birer aydın insan olarak yetiştirme çabasındadır. Aynı zamanda vatanlarını terk etmek zorunda kalan Uygur halkı Hür Dünyadan kendileri için dost eller aramak, ezilen, yok olmaya mahkûm olan milletinin derdine çare bulmak gayreti içindedir. Şayet vatandan ayrılıp başka amaçlar peşine düşmüş iseler o kişiler kesinlikle Uygur olamazlar.
Belki onun adı ve çehresi, kılık kıyafeti de Uygurlara benzeyebilir, fakat onun ruhu, zihni, düşüncesi, fikirleri kesinlikle Uygur değildir. Böylesine dehşet saçan bir cani, beyni tamamıyla yıkanmış, vatan, millet gibi duygularını, hatta insan olma duygusunu bile kaybetmiş bir mahlûktur.
Haberlere bakılırsa teröriste DAEŞ terör örgütü sahip çıkmıştır. Teröristin DAEŞ üyesi olduğu kesinleşmiştir. Saldırının şekli de tipik DAEŞ'e has saldırılara benzemektedir. Bu olayın uzaktan, yakından hiçbir şekilde Uygurlarla ilgisi yoktur.
İnanıyorum ki, o cani yakalanıp milleti soruşturulduğunda 'ben Uygurum' demeyecektir. Ben Uygurum diyebilen hiç bir insan asla Türkiye'ye zarar vermek istemez. O cani, yıkanmış beynin ait olduğu terör teşkilatına has kimliğini açıklayacaktır. Dolayısıyla basın – yayın organları bu olay hakkında haber verirken, bu caninin mensup olmadığı bir milleti ve ya ülkeyi dile getirmektense, onun ait olduğu terör camiasının adını vermeleri daha yerinde olur diye ümit etmekteyim. Bu şekilde haber verilirse, özgür habercilik anlayışına daha uygun olacağını düşünüyorum.
Şayet bu saldırıyı gerçekleştirenin kimliği Uygur olarak ortaya çıktığı takdirde, bu saldırı sadece Türkiye'de yılbaşı gecesi Reina'da hayatlarını kaybeden 39 Türk vatandaşı ve Türkiye'nin misafirleri olan masum insanlara yapılan hunharca bir saldırı değil, Uygurların şanına, şerefine, siyasi menfaatine, ümidine ve hayati çıkarlarına yapılan bir saldırıdır.
Çin'i memnun eden eylem
Bu olay Dünyada tek bir devleti memnun etmiştir, o devlet ise uzun yıllardan beri Uygurların hem vatanını işgal eden, en doğal hakları olan özgürlük mücadelesini Dünyanın gözlerine terör mücadelesi olarak sergilemeye çalışan, onbinlerce masum Uygur insanını terörist ithamı ile suçlayıp hapislerde çürüten Çin'dir. Bu olayın gerçekleştiren teröristin Uygur olduğu iddiasının doğrulanması, Çin'in uluslararası meydanlarda Uygurlara karşı sesini daha çok yükseltmesine, Doğu Türkistan'daki ağır Çin baskısının daha çok artmasına, Diasporadaki Uygurların iade edilmesine olanak sağlayacaktır.
Türkiye günümüzde dünyadaki en güçlü Türk Devletidir, bütün Türk devletlerinin yegane istinatgahı ve ümit kaynağıdır. Bin yıldan beri dimdik ayakta hürriyetini muhafaza ederken diğer kardeş Türk ve İslam milletlerine de özgürlük örneği olmuş, başı dertte olan bütün Türk kavimlerine kucak açmış, bağrına basmış, her konuda ilham kaynağı olmuştur. Bu güçlü Devleti böylesine lanetli canilerin terör saldırıları asla yıldıramaz, uluslararası konumunda asla bir kaybı olmaz. Kanaatimce, bu cani kesinlikle Uygur olamaz. Bazı basın – yayın mensuplarının bu caninin Uygur olabileceği hakkındaki sorumsuzca açıklamaları, Türklerin ezeli ve ebedi düşmanı olan Çinlilere yaranmak sevindirmek için yapılmış olabileceğini düşünüyorum.
Türk halkına ve bu alçakça yapılan terör saldırısında hayatlarını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı diliyorum. Yüce Allah Türk Devletini sonsuza kadar payidar kılsın. Yine Cenabı Allah'tan mazlum milletimi nerede olursa olsun felaketlerden, fitnelerden, iftiralardan korumasını ve birlik beraberlik içinde milli mücadelemiz uğruna birbiriyle sımsıkı kenetlenmesini diliyorum.'