Böbrek kanserinde artış var
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdullah Demirtaş, son yıllarda dünya genelinde böbrek kanserindeki artış olduğunu belirterek, böbrek kanserinde risk taşıyan hastaların rutin sağlık kontrollerine mutlaka dikkat etmesi ve sigaradan uzak durması gerektiğini söyledi.
Doç. Dr. Demirtaş, yaptığı açıklamada, Amerika Üroloji Derneği'nin yayın organı ve üroloji alanında dünyanın en saygın dergilerinden biri olan The Journal of Urology dergisinde Haziran 2014'de yayınlanan bir makaleye dikkat çekerek, makalede, böbrek kanseri sıklığının yeni ortaya çıkan vaka sıklığında yüzde 17 oranında artış olduğu ve bu kanser vaka sıklığının gençlerde daha fazla ve ileri evre olarak görüldüğünün belirtildiğini kaydetti.
Erkeklerde 2-3 kat daha fazla görülüyor
Doç. Dr. Abdullah Demirtaş, böbrek kanseri risk faktörleri ve tanısı konusunda da bilgiler verirken, 'Böbrek kanseri genellikle 50-70 yaşları arasında ortaya çıkar. Erkekte kadına göre 2-3 kat daha fazla görülür. Böbrek kanserinin nedeni henüz tam olarak bilinmemektedir. Ancak, böbrek kanseri gelişmesi açısından bazı risk faktörleri belirlemişlerdir. Bu risk faktörlerine sahip olan herkes böbrek kanserine yakalanmayacağı gibi her böbrek kanserli hastada da bu faktörler bulunmayabilir. Bu risk faktörleri; sigara, aile öyküsü, diyet, yüksek tansiyon, şişmanlık, radyasyon, diyaliz, genetiktir (Von Hippel-Lindau hastalığı). Böbrek kanseri başlangıç aşamasında çok belirgin bir yakınmaya sebep olmayabilir. Erken tanı konulduğunda tedavi hem daha kolay olmakta, hem de kanserden tamamen kurtulma olasılığı artmaktadır. Ancak, tümör büyüdükçe ve yayıldıkça tedavi olasılıkları azalmaktadır. En iyisi, erken tanı için rutin kontrolleri aksatmamaktır. Böylelikle rastlantısal yakalama şansı artacak ve dolayısıyla hastalıktan kurtulmak mümkün olabilecektir. Böbrek kanseri tanısında 'ultrasonografi' böbrekte tümör olup olmadığını belirlemek için kullanılacak en kolay ucuz ve hastaya zararı olmayan bir yöntemdir, bu tetkiklerde elde edilen görüntülerde böbrek tümörü gösterilmiş ise ya da şüphesi varsa bilgisayarlı tomografi (BT) incelemesi yapılmalıdır. Böbrek kanserinde risk faktörü taşıyan hastaların rutin sağlık kontrollerini dikkat etmeleri ve sigaradan uzak durmaları gerekir' dedi.
Böbrek kanserinin belirtileri
Böbrek kanserinin belirtilerinin idrardan kan gelmesi (zaman zaman çıplak gözle görülebilir, bazen kaybolabilir. Bazı durumlarda ise sadece idrar analizlerinde çıkabilir), böbrek bölgesinde kitle, ağrı, iştahsızlık, genel hastalık hali, kilo kaybı, tekrarlayıcı yüksek ateş, yüksek kan basıncı (hipertansiyon), kansızlık (anemi), kanser yayılmışsa yayıldığı organla ilgili bulgular olduğunu ifade eden Doç. Dr. Demirtaş, 'Bu yakınmalar böbrek kanserinin belirtisi olabileceği gibi enfeksiyon gibi başka problemlerden de kaynaklanabilir. Bu yakınmalara sahip olan insanlar mutlaka bir üroloji uzmanına görünmelidirler' diye konuştu.
Doç. Dr. Demirtaş, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı'nda 2006 yılında böbrek tümörü nedeniyle 65 ameliyat yapıldığını, bu sayının 2014 yılında 87'e çıktığını ve bu artış oranının dünya genelindeki artış oranıyla uyumlu olduğunu kaydetti.
Doç. Dr. Abdullah Demirtaş, açıklamasının sonunda, Avrupa Üroloji Derneği web sayfasında Türk akademisyenler ve Türk Üroloji Derneği işbirliği ile hazırlanan http://patients.uroweb.org/tr/ adlı linkten, hastaların böbrek kanseri ve çeşitli ürolojik hastalıklar hakkında Türkçe olarak bilgi sahibi olabileceklerini sözlerine ekledi.
Doç. Dr. Demirtaş, yaptığı açıklamada, Amerika Üroloji Derneği'nin yayın organı ve üroloji alanında dünyanın en saygın dergilerinden biri olan The Journal of Urology dergisinde Haziran 2014'de yayınlanan bir makaleye dikkat çekerek, makalede, böbrek kanseri sıklığının yeni ortaya çıkan vaka sıklığında yüzde 17 oranında artış olduğu ve bu kanser vaka sıklığının gençlerde daha fazla ve ileri evre olarak görüldüğünün belirtildiğini kaydetti.
Erkeklerde 2-3 kat daha fazla görülüyor
Doç. Dr. Abdullah Demirtaş, böbrek kanseri risk faktörleri ve tanısı konusunda da bilgiler verirken, 'Böbrek kanseri genellikle 50-70 yaşları arasında ortaya çıkar. Erkekte kadına göre 2-3 kat daha fazla görülür. Böbrek kanserinin nedeni henüz tam olarak bilinmemektedir. Ancak, böbrek kanseri gelişmesi açısından bazı risk faktörleri belirlemişlerdir. Bu risk faktörlerine sahip olan herkes böbrek kanserine yakalanmayacağı gibi her böbrek kanserli hastada da bu faktörler bulunmayabilir. Bu risk faktörleri; sigara, aile öyküsü, diyet, yüksek tansiyon, şişmanlık, radyasyon, diyaliz, genetiktir (Von Hippel-Lindau hastalığı). Böbrek kanseri başlangıç aşamasında çok belirgin bir yakınmaya sebep olmayabilir. Erken tanı konulduğunda tedavi hem daha kolay olmakta, hem de kanserden tamamen kurtulma olasılığı artmaktadır. Ancak, tümör büyüdükçe ve yayıldıkça tedavi olasılıkları azalmaktadır. En iyisi, erken tanı için rutin kontrolleri aksatmamaktır. Böylelikle rastlantısal yakalama şansı artacak ve dolayısıyla hastalıktan kurtulmak mümkün olabilecektir. Böbrek kanseri tanısında 'ultrasonografi' böbrekte tümör olup olmadığını belirlemek için kullanılacak en kolay ucuz ve hastaya zararı olmayan bir yöntemdir, bu tetkiklerde elde edilen görüntülerde böbrek tümörü gösterilmiş ise ya da şüphesi varsa bilgisayarlı tomografi (BT) incelemesi yapılmalıdır. Böbrek kanserinde risk faktörü taşıyan hastaların rutin sağlık kontrollerini dikkat etmeleri ve sigaradan uzak durmaları gerekir' dedi.
Böbrek kanserinin belirtileri
Böbrek kanserinin belirtilerinin idrardan kan gelmesi (zaman zaman çıplak gözle görülebilir, bazen kaybolabilir. Bazı durumlarda ise sadece idrar analizlerinde çıkabilir), böbrek bölgesinde kitle, ağrı, iştahsızlık, genel hastalık hali, kilo kaybı, tekrarlayıcı yüksek ateş, yüksek kan basıncı (hipertansiyon), kansızlık (anemi), kanser yayılmışsa yayıldığı organla ilgili bulgular olduğunu ifade eden Doç. Dr. Demirtaş, 'Bu yakınmalar böbrek kanserinin belirtisi olabileceği gibi enfeksiyon gibi başka problemlerden de kaynaklanabilir. Bu yakınmalara sahip olan insanlar mutlaka bir üroloji uzmanına görünmelidirler' diye konuştu.
Doç. Dr. Demirtaş, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı'nda 2006 yılında böbrek tümörü nedeniyle 65 ameliyat yapıldığını, bu sayının 2014 yılında 87'e çıktığını ve bu artış oranının dünya genelindeki artış oranıyla uyumlu olduğunu kaydetti.
Doç. Dr. Abdullah Demirtaş, açıklamasının sonunda, Avrupa Üroloji Derneği web sayfasında Türk akademisyenler ve Türk Üroloji Derneği işbirliği ile hazırlanan http://patients.uroweb.org/tr/ adlı linkten, hastaların böbrek kanseri ve çeşitli ürolojik hastalıklar hakkında Türkçe olarak bilgi sahibi olabileceklerini sözlerine ekledi.