Bir HAFTA bir YAZAR: Yılmaz ALTUNÖZ
Yılmaz Altunöz Malatya'da dutların olgunlaştığı bir ayda doğdu. Annesi ona Beşir adını verdi. Ancak nüfusa kayıt olmadan, bir akrabasının müdahalesi ile Yılmaz olarak değiştirildi
Yılmaz Altunöz Malatya'da dutların olgunlaştığı bir ayda doğdu. Annesi ona Beşir adını verdi. Ancak nüfusa kayıt olmadan, bir akrabasının müdahalesi ile Yılmaz olarak değiştirildi. Yıllar sonra adında bir kez daha zorunlu olarak bir değişiklik yapacaktı. Halen nüfusta Yılmaz Altunöz olan kimliğini; 28 Şubat sürecinde çalıştığı iş yeri nedeni ve islami çalışmalarında daha rahat hareket etsin diye; mahlas olarak Furkan Yılmaz adını kullandı. Kitapları bu isimle yayımlandı. İlk, orta ve lise öğrenimini Malatya'da tamamladı. Sonra Kayseri'ye geldi. Burada çalışma hayatını sürdürürken A. Üniversitesi İktisat Fakültesi Kamu Yönetimini ve İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesini bitirdi. Ayrıca Arapca ve İngilizce dersler aldı.
1994 yılında Kayseri'de arkadaşlarıyla birlikte çıkardığı ve 5 yıl süren “Mirac İslami Yükselişin Adı” isimli derginin yayın yönetmenliği ve yazarlığını yaptı. Şafak Radyo, Furkan radyo ve Fetih radyoda programlar yaptı. Ulusal gazete ve dergilerde yazdı. Halen Şafak radyo ve Enderun FM'de programları ile TV1 Televizyonunda haftalık programları devam etmektedir. İnternet sitelerinde ve gazete yazıları devam etmekte. Ve Mirac Kültür Merkezi ve Çorakcı İlmi Araştırmalar Eğitim Ve Kültür Vakfının onursal başkanlığını yapmaktadır.
Yazma serüveni nasıl başladı.Yazma isteği ve yeteneğinin oluşmasında kimlerin katkı ve yönlendirmesi oldu?
Yazma serüvenim aşık olmamla başladı. Aşk bana yazdırdı. Dindar bir ailenin evladıyım. Annem latin harflerini bilmezdi. Bize sobanın etrafında Osmanlıca olarak kitaplar okurdu. Dindar bir ailenin bireyi olarak kitaplarla tanıştım. İdealist bir yapım vardı. Daha on dörtlü yaşlarda yeşil devrimi hayal ediyordum. Ve o yıllarda yerli ve tercüme ciddi kitapları okuyordum. Dünyada var olan başta islami ve diğer hareketleri takip ediyordum. İslam'ın egemenliği ve Müslümanların özgürlüğü en önceliklerim arasındaydı. Ve ben aşıktım islam'a, aşıktım mücadeleye ve aşıktım özgürlüğe… elime kalem aldıran ve dilimi söyleten üç şey; Ahlak, Adalet ve Özgürlük.
Yazma isteği olan her yaştaki insanlara neler tavsiye edersiniz?
Yazmanın yaşı ve okulu yoktur. Aşk ve dert yazdırır insana ki bu değerli olanıdır. Bir de şöhret ve kazanma hırsı yazdırır. Ama bu ikincisi ahlaki değildir. Her şeyin israfı vardır. Yazmanın ve kitaplarında israfı söz konusudur. Okuyucuya maddi ve manevi mesaj vermeyen tüm yazılar israftır. Sanat sanat için değil; sanat Hak ve halk için olmalıdır. Yazmak öncelikle kabiliyet, sonra öğrenme ve eğitim işidir. Nitelikli bir sonuca ulaşmak için; ciddi ve sürekli bir okuma eylemi olmalıdır. Yerel ve uluslararası okumaları olmalıdır. Fikir ve düşünce adamlarıyla oturup kalkmalıdır. Yazar kendine özgün bir tarz ve yöntem ortaya koymalıdır. Mümkünse taklitten kaçınmalıdır.
Kitaplarınızı/ eserlerinizin isimlerini öğrenebilir miyiz?
Kitap çalışmalarım islami eksende kendine özgün, tarih, sosyoloji, felsefe ve edebiyat vurgulu; mesaj yüklü çalışmalardır. Yayımlanan Kitaplarım: Çocuğunun Adını Mirac Koyan Anne (Hikâyeler), Düşündüren Hikâyeler, Vahyin Aydınlığında Tavsiyeler, Yirmi Üç Hadis, İmtihanın Adı Yusuf ile Züleyha, Hepimiz Söz Vermiştik, Allah'a Zaman Ayırmak, Nikah Medeniyeti, Namaz Vaktin Nöbetini Tutmaktır, İki Sandalye Bir Masa (Hikayeler), Şafak Buluşmaları KUDÜS adını taşımaktadır.
Yazarlık serüveniniz de unutamadığınız bir hatıranızı paylaşabilir misiniz?
Yazar kitaplarına olan ilgiyi unutamaz. Ve matbaadan çıkan her kitabını; hastanede ilk çocuğunu bekleyen bir baba/anne gibi heyecanla bekler. İşte yazar bu anı hiç unutamaz. Bir anı olarak, Şair Yazar İsmet Özel Kayseri'ye konferansa gelmişti. O yıllarda ben yeni yazmaya başlamıştım. İsmet Özelin konferans vereceği binaya gittim. Asansör önünde İsmet Özel'le karşılaştık asansöre birlikte bindik. “Bende yazıyorum” dedim. Bana “yazdıklarını başkası okuyor mu?” dedi. Ben yanımda ajandam da bulunan bir şiirimi kendisine okuttum. Bana “bu şiiri sen mi yazdın” dedi. “Evet” dedim. Bana bir cesaret ve ödül verdi; Güzel anlamında bakışı ve beden diliyle. Ama en büyük anım; kitaplarımın sadaka-i cariye olması/ümididir.
Teşekkür ederim.