Bir Hafta Bir Yazar: Rifat YÖRÜK
Hayat hikayeleri biriktiren bir biyograf. Gündemin sığlığından ferahlatan kapılar açan mizahşör. Habercilikte hassasiyet nedir gösteren mümtaz bir gazeteci. Zor zamanlarda, mazlum ve mağdur insanların yanında yer alan bir aktivist. Kayseri'ye geldiği yıllarda basın danışmanlığı ve basın bülteni kavramlarını kurumsallaştıran, mizahi asparagas haberleriyle ülke çapında ses getiren gazeteci.
Merhaba Rıfat Bey, önce sizleri kısaca tanıyabilir miyiz?
Mersin'in Silifke ilçesine bağlı Taşucu'nda dünyaya geldim. 1959 doğumluyum. İzmir Karataş Lisesi ve Ege Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema-TV Bölümü mezunuyum. Gazeteciliğe 1977 yılında Bayrak Gazetesi Ege Bölge Temsilciliğinde muhabir olarak başladım.
Uzun yıllar çeşitli şehirlerdeki gazete, dergi, televizyon, radyo ve internet haber sitelerinde muhabirlik, istihbarat şefliği, spor şefliği, mizah yazarlığı, köşe yazarlığı, sunuculuk, editörlük, yayın koordinatörlüğü ve genel yayın yönetmenliği görevlerinde bulundum. Birçok kurum ve kuruluşta basın ve halkla ilişkiler müdürü ve basın danışmanı olarak hizmet verdim. Bir dönem TBMM'de milletvekili danışmanı olarak görev aldım. Çok sayıda dergi ve bülten yayınladım. Birçok kitabın editörlüğünü yürüttüm.
Türkiye Yazarlar Birliği, Araştırma ve Kültür Vakfı, Kayseri Gazeteciler Cemiyeti ve Mazlum-Der Kayseri Şubesi üyesiyim. Sürekli basın kartı sahibi olup şimdilerde serbest gazeteci-yazar olarak çalışmakta ve çeşitli araştırmalarımı kitaplaştırmaktayım.
Halen memleketim Taşucu'nda yaşıyorum. Beş çocuk babası ve iki torun dedesiyim.
Yazma serüveniniz nasıl başladı? Yazma isteği ve yeteneğinin oluşmasında kimlerin katkı ve yönlendirmesi oldu?
İlkokulda iken öğretmenlerimin teşvikiyle bazı kompozisyon yarışmalarına katılıp ödüller aldım. Okumayı çok seviyordum. Henüz orta birde harçlıklarımla çeşitli kitaplar alıp okumaya başladım. Doğuştan hızlı okuma yeteneğim olduğu için elime aldığım kitabı kısa sürede bitirir, heyecanla yeni kitabıma geçerdim. Hava astsubayı olan rahmetli babam da eve çeşitli kitaplar getirip okumam için beni teşvik ederdi. İzmir Karataş Lisesinde edebiyat öğretmenim olan yazar Feyza Hepçilingirler hocamın da üzerimde çok emeği vardır
Yazma isteği olan her yaştaki insanlara neler tavsiye edersiniz?
Yazarların en önemli hazineleri kelimeler, deyimler ve atasözleridir. Bu yüzden kelime dağarcıklarını geliştirmek için boş vakitlerinde Büyük Türkçe Sözlükler ile Atasözleri ve Deyimler Sözlüklerini araştırarak incelemeleri çok önemlidir.
Ayrıca roman, hikâye, şiir türleri başta olmak üzere bol bol kitap okumalarını, önemli gördükleri yerlerin altlarını çizmelerini, bilmedikleri kelimeleri anında sözlüğe bakarak öğrenmelerini ve o kitap adına bir dosya açarak kendilerinde çağrıştırdıklarını yazmalarını tavsiye ederim. Bu durum, ileride o kitapla ilgili bir inceleme yazısı ya da köşe yazısı yazmak gerektiğinde de çok işlerine yarayabilir.
Tabii en önemlisi her konuda sıkça yazmaya çalışmak… Bolca deneme yapmak…
Rıfat Bey, kitaplarınızın/ eserlerinizin isimlerini öğrenebilir miyiz?
-Kasımda Kavak Kesmek (Araştırma-İnceleme, 1997, Yediharf Yayıncılık-Kayseri)
-General Motor (Mizahi roman, 2007, Elips Yayıncılık-Ankara)
-Fettan Devrim (Mizahi roman, 2014, Cafcaf Kitap, İstanbul)
-Bizim Yunus (Biyografi, 2018, Çelik-İş Sendikası Yayınları, Ankara)
-Eflatun Yıllar (Biyografi, 2019, Yüzleşme Yayınları, İstanbul)
-Demli Yıllar (Biyografi, 2020, Yüzleşme Yayınları, İstanbul)
-Sen Gelmez Oldun (Biyografi, 2020, Talas Belediyesi Yayınları, Kayseri)
-Ensar Ruhlu Muhacir (Biyografi 2021, Yüzleşme Yayınları, İstanbul/Türkiye Yazarlar Birliği 2021 Biyografi Ödülü)
Halen hayat hikâyeleri biriktiriyor, kişisel ve kurumsal biyografiler yazmayı sürdürüyorum. Yani biyografi yazarı diğer adıyla biyografım. Oğuz Atay “Bir Bilim Adamının Romanı” isimli eserinde “İyi bir hayat hikâyesi yazmak, bir hayat yaşamak kadar zordur” der. Ben de zoru başarmaya çalışıyorum.
Bir dostum yaptığım işi arkeologluğa (kazıbilimciliğe) benzetmişti. “Onlar nasıl ki çok değerli, nadide eserleri sabırla, adeta iğneyle kuyu kazarak çıkartıp müzelere kazandırıyorlarsa, sen de şahısların hayatlarının bilinmeyen nirengi noktalarını bulup ortaya çıkartıyor ve kitaplarını özenle yazarak onları kamuoyuna tanıtıyorsun” demişti.
Yazarlık serüveninizde unutamadığınız bir hatıranızı paylaşabilir misiniz?
Geçen yıl Türkiye Yazarlar Birliği tarafından “yılın biyografi yazarı” seçildim. Ödülümü de hayatını anlattığım değerli insan Prof. Dr. Nihat Bengisu hocamla birlikte aldım. Bu benim için unutulmaz bir hatıraydı.
Ayrıca pandemi döneminde yazdığım “Demli Yıllar” isimli kitabımın tanıtımını Kayseri'nin 60 yıllık emektar çaycısı Kaplan Uzak abinin çayocağında yapmıştık. Hayatını anlattığım Kaplan Abinin mekânı o gün yüzlerce davetliyle dolup taşmıştı.
İlk kitabım olan ve 28 Şubat Sürecini anlatan “Kasımda Kavak Kesmek” isimli eserim de bazı ziraatçılar tarafından mesleki yayın sanılmış ve benden talep edilmişti.
Rıfat Bey, bizlere zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz.
Röportaj: Mustafa Balaban