Bir hafta bir YAZAR: Hatice Sema Penbe

Yazı hayatına eğitim hayatının ilk yıllarında başlayan kadın yazarlarımızdan.  Sözlerini ilmek ilmek işleyerek, seslendirerek özgün bir bestekâr. Din görevlisi babasını her dem hayırla yâd eden bir vefâkar. 'Evlat ceviz, torun cevizin içidir' vecizesince torunlarına karşı fedakâr.

Hatice Hanım, sizleri kısaca tanıyabilir miyiz?

Kız Meslek Lisesi mezunuyum. Üç kız evladım var. Eşimin görevinden dolayı dört yıl Erzincan'da, on üç yıl Isparta'da kaldık. Eşim emekli olunca Kayseri'ye yerleştik. Artık Kayseri'de ikamet etmekteyim.

Yazar olma serüveniniz nasıl başladı; bu süreçte kimlerden, nasıl etkilendiniz? Hayatınızda özel olarak yazmaya yönlerden insanlar oldu mu?

Yazma isteğim okumakla başladı, çok kitap okudum. Okuduklarımdan çok şey öğrendim. Çocukluktan beri kültür-sanatla iç içe yaşadım. Okul programlarında şiir okuma, piyes, münazara etkinliklerine katılırdım. Sonra yazma isteği gelişti. Mehmet Akif Ersoy, Necip Fazıl Kısakürek, Abdurrahim Karakoç, Arif Nihat Asya'nın şiirlerinden etkilendim. Sonra da kendi şiirlerime, beş tane beste yaptım. Etkilendiğim kişi babamdı. Hunat Hatun camiinde imamdı. Hafızdı, evde yüksek sesle Kur'an okur, ilahi söylerdi. Aynı zamanda şairdi. İlkokulda sınıf öğretmenin ortaokulda öğretmenlerim, lisede edebiyat öğretmenimin teşvikleri oldu. Şiirlerimle okul birinciliği, il birinciliği tanınmış bir mağazalar zincirinin açtığı, anneler günlüğü yarışmasında Türkiye dördüncüsü oldum.

Pekala Hatice Hanım, her yaştan yazma isteği olanlar var. Genel de herkese, özel de gençlere neler tavsiye edersiniz?

Yazma isteği olanlar önce çok okusunlar. Kelime hazineleri ve ifade yeteneklerini geliştirsinler. Hayatı çok gözlemlesinler. Yazar Okulu etkinliklerine katılsınlar. Edebiyatçılardan yardım alsınlar. İçten ve samimi olsunlar bence yeterlidir.

Müellifi olduğunuz, emek verdiğiniz eserlerinizin isimlerini öğrenebilir miyiz? Arzu ederseniz içeriğinden de bahsedebilirsiniz?

İki tane kitabım var. “Şafağı Özlerken” isimli şiir kitabım, 2011 yılında Karakutu yayınlarından çıktı. 25 şiirimi derledim. İkinci kitabım, Dedem ve ağabeyi köyümüzün manevi şahsiyetleri imiş. Onların hayatlarını manevi hallerini sonra babam Ahmet Sade'nin hayatını, sonra da soyumun güzel insanlarını ifade etmeye çalıştım. Kitabımın ismi “Mimarsinan Evliyaları/Yediveren Sade Güller”, 2017'de Laçin yayınevinden çıktı. Biyografi kitabım böyle oluştu.

Evet. Okurlarımızın ilgi duyduğu sorulardan biri de, ilk yazma denemeleri ile ilgili hatıranız var mı? Unutamadığınız, hep aklınızın bir köşesinde özel bir anı olarak kalan, ne var?

Çocukluğumdan beri çevremde olan hadiselere hassasiyetim vardı. Çabuk duygulanırdım. İlkokuldaydım öğretmenimiz ödev vermişti. Şiir yazın size not vereceğim demişti. Ben de baş harfleri ismim ve soy ismim olan şiir yazdım. Güzel olmuş olacak ki öğretmenim benim yazdığıma inanmadı. Beni tek oturttu yine yaz dedi. Bu sefer öğretmenimin ismine ve soy ismine yazdım ama sitemli. Öğretmenin mahcup olmuştu. Yazdığım şiirin akrostiş olduğunu daha sonradan öğrendim. Bu olay unutamadığım anılar arasındadır.

Sema hanım vakit ayırdığınız için teşekkür eder. Kitaplarınızın devamını bekleriz.

Röportaj yapan: Mustafa BALABAN

Haber Merkezi

Bakmadan Geçme