Bef Ggenel Koordinatörü Tuzcuoğlu, Uluslararası Öğrenciler Akademisi'nde Konuştu:

Kayseri Büyükşehir Belediyesi Eğitim Faaliyetleri (BEF) Genel Koordinatörü Refik Tuzcuoğlu, 'Uluslararası Öğrenciler Akademisi'nde 'kent' ve 'şehir' kavramlarını irdeledi. Tuzcuoğlu, ''Kent, hayatı yalnızlığa götürür. Şehir...

Kayseri Büyükşehir Belediyesi Eğitim Faaliyetleri (BEF) Genel Koordinatörü Refik Tuzcuoğlu, 'Uluslararası Öğrenciler Akademisi'nde 'kent' ve 'şehir' kavramlarını irdeledi. Tuzcuoğlu, ''Kent, hayatı yalnızlığa götürür. Şehir ise beraberliktir, paylaşımdır'' dedi.

Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ve Kayseri Medeniyetin Burçları Derneği'nin düzenlediği 'Uluslararası Öğrenciler Akademisi'nde bu hafta, Konya Meram eski Belediye Başkanı ve Kayseri Büyükşehir Belediyesi Eğitim Faaliyetleri (BEF) Genel Koordinatörü Refik Tuzcuoğlu kürsüye çıktı. Şehir ve kent kavramlarını karşılaştırarak farklarını ortaya koyan Tuzcuoğlu, İslam dininin şehri özendirdiğini söyledi. Şehrin Arapça karşılığının 'Medine' olduğunu hatırlatan Tuzcuoğlu, son yüzyıllarda insanların şehirlerden vazgeçerek kente yöneldiğini ifade eden Tuzcuoğlu, ''İslam düşünürlerden Farabi, 'bir şehrin gelişmişlik kriteri, faziletlerin çokluğuyla ölçülür' demiştir. Batı düşünürlerden Max Weber de, 'Bir şehrin gelişmişlik kriteri, suç oranının yüksek olup olmaması ile ilgilidir' demektedir. Kent, insana ruhunu kaybettirmekte ve bir madde dünyasına hapsetmektedir. Kent; karmaşa, çelişki, tehdit ve özgüven yoksunluğu demektir. Şehir ise; ilim, irfan yuvasıdır. Şehir, davetçidir. Kent, dikta eder. Kent hayatı, yalnızlığa götürür. Şehir ise, beraberliktir, paylaşımdır. Kendi medeniyete bakış açımızdan, şehirlerimizi yorumlama ve yeniden yapma dönemine giriyoruz. Bu sadece bizim ihtiyacımız değil, dünyanın ihtiyaç duyduğu bir dönemdir. Yeniden şehirlere ihtiyaç vardır' diye konuştu.

BİYOĞRAFİ

Uluslararası Öğrenciler Akademisi Koordinatörü ve Kayseri Medeniyetin Burçları Derneği Başkanı Ali Dursun da 'Bir İnsanın tanımanın yolu: Biyografi' konusunu anlattı. Dursun, biyografinin insanı keşfetmek ve yeniden sunmak sanatı olduğunu belirterek, 'Biyografi, zamanın ruhunu yakalamak, insanların beşeri durumlarını yansıtmak demektir. Biyografi, ünlüleri gökten yere indirir. Biyografi, bir gelecek tasarımıdır. Ancak, biyografi hazırlanırken tarafsız olunmalı' diye konuştu.

Dursun, daha önce öğrencilere Stefan Zweig'ın 'İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar' deneme kitabından 'Bizans'ın Fethi: Fatih Sultan Mehmet ve Bizans'ın fethinde açık kalan kapı' kısmını okutarak değerlendirmelerde bulundu. Konuşmaların ardından Ali Dursun, Prof. Dr. Turan Karataş ile birlikte hazırladığı ve bir biyografi örneği olan 'Medeniyetin Burçları, Rasim Özdenören' kitabını hediye etti.

HÜSN-Ü HAT

Akademinin bir diğer konuğu ise; hüsnü hat ustası Mustafa Demir'di. Sanatın tarihi sürecini ele alan Demir, Hüsnü Hat'tın Kuran-ı Kerim'in güzel yazılmak istenmesi sonucu ortaya çıkan bir sanat olduğunu belirtti. Latin harflerinin kabul edilmesinin ardından bu sanatın fetret dönemine girdiğini hatırlatan Demir, artık günümüzde önemli ustaların yetişmeye başladığını kaydetti.

Usta, öğrencilere bu sanatın nasıl yapıldığını görsel olarak anlattı.

Yorumlar 2

Bakmadan Geçme