Başkan Turaç: 'Halkımızın mutfağındaki yangın artarak devam ediyor'

Yeniden Refah Partisi 3. Olağan Hacılar İlçe Kongresi, Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Sezgin'in katılımıyla Ahmet Cihan Kilci Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.

Yeniden Refah Partisi İl Başkanı Abdullah Turaç: 'Türkiye olarak ne yazık ki, milletimizin gerçek gündeminden uzaklaştırıldığı, yapay polemiklerle oyalandığı bir dönemi yaşıyoruz. Ülke gündemi diplomalarla, boykotlarla meşgul edilirken, halkımızın mutfağındaki yangın her geçen gün artarak devam ediyor. Hayat pahalılığı sinsice, sessizce, ama acımasızca büyüyor' dedi.

Yeniden Refah Partisi 3. Olağan Hacılar İlçe Kongresi, Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Sezgin'in katılımıyla Ahmet Cihan Kilci Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. Kongreye, YRP İl Başkanı Abdullah Turaç, CHP Hacılar İlçe Başkanı Ali Adanır, Saadet Partisi İlçe Başkanı Tansel Tuğrul, Saadet Partisi İl Başkan Yardımcısı Bülent Eser'in yanı sıra çok sayıda davetli, partili ve vatandaş katıldı. Burada konuşan YRP İl Başkanı Abdullah Turaç: 'Türkiye olarak ne yazık ki, milletimizin gerçek gündeminden uzaklaştırıldığı, yapay polemiklerle oyalandığı bir dönemi yaşıyoruz. Ülke gündemi diplomalarla, boykotlarla meşgul edilirken, halkımızın mutfağındaki yangın her geçen gün artarak devam ediyor. Hayat pahalılığı sinsice, sessizce, ama acımasızca büyüyor. Gıda fiyatları bir ayda yüzde 42,4 oranında artmış. Giyim harcamaları yüzde 64; eğitim giderleri yüzde 91 oranında zamlanmış. Yani evladını okula göndermek isteyen bir anne-baba artık, bir milyoner vatandaşı gibi bir hayale dönüşmüş durumda. Dört kişilik bir ailenin yalnızca gıda için yapması gereken aylık harcama 23 bin 615 lirayı bulmuştur. Ancak bugün milyonlarca insanımız eve günde 22 bin 104 lira karşılığı, birikimsiz, borçlanmış, bir maaşla fatura. 4 kişilik bir ailenin sadece gıda harcamalarına bile yetmemektedir. Gıda ile birlikte diğer tüm temel ihtiyaçlar için bir hanenin, ayda en az 76 bin 922 lira gelire ihtiyacı vardır. Bu ne demektir? Bu, bir hanenin ancak üç buçuk asgari ücretle ayakta kalabileceği anlamına gelir. Dört kişilik bir ailede iki kişi çalışsa bile bu maaşlarla kimseye muhtaç olmadan, borçsuz bir şekilde ev geçindirmek mümkün değildir. Ülkemizde insan onuruna yaraşır bir hayat sürmek, bırakınız işsiz kardeşlerimizi, çalışanlar için bile artık hayal haline gelmiştir. Şimdi soruyorum sizlere: Bu adaletsiz düzenin sorumlusu kimdir? Bu fiyatlara, bu enflasyona, bu geçim sıkıntısına bizi mahkûm eden ekonomi yönetimi değil midir? Daha açık soruyorum: Açlığın, sefaletin, geçinememenin sorumlusu Hükümet değil midir? Hükümet değilse kimdir? Yaşadığımız tüm haksızlıkların, adaletsizliklerin ve geçinememenin asli sorumlusu tabii ki ülkemizi yönetenlerdir. Hükümettir. Hakkını alamayan, daha doğrusu hakkı gasp edilen çalışanlarımız, emeklilerimiz acaba sizlere hakkını helal edecek mi? Bugün yine milletimizin canını yakan bir adaletsizlikle, bir vicdansızlıkla karşı karşıyayız' ifadelerini kullandı.

YRP olarak düzenin değişmesi gerektiğini söyleyen Başkan Turaç şunları söyledi: 'AK Parti iktidarı yıllar önce 'hizmet artacak, fiyatlar düşecek' diyerek başlattığı elektrik özelleştirmesinin sonucunu, şimdi hep birlikte görüyoruz: Fiyatlar düşmedi, tam tersine fahiş zamlar yapıldı; hizmet artmadı, fatura ise her zaman olduğu gibi yine milletimize kesildi. Geçen hafta yapılan yüzde 25'lik yeni elektrik zammı, elektrik üretim maliyeti artmadığı halde yapıldı. Yani bu zam, elektrik üretimi pahalandığı için değil, yalnızca dağıtım şirketlerinin krı artsın diye yapıldı. Peki, kimdir devletten elektriği ucuza alıp, yine devletin döşediği hatlardan geçirip, halka zamlı zamlı satan iktidar destekli şirketler? Bu zamla birlikte, milletimizin cebinden her ay çıkacak 5,3 milyar lira, doğrudan bu şirketlerin kasasına akacaktır. Bu parayla kaç işsize iş bulunur, kaç evsize ev yapılır… Milletin alın teriyle kazandığı helal para, elektrik tüketim bedeli adı altında; hiçbir üretim yapmayan, devletin ürettiği elektriği devletin döşediği hatlardan geçirip 'dağıtım' yapan şirketlere aktarılmaktadır. Bakınız. Hesap ortada. Konutlarda kullanılan elektriğin üretim maliyeti sadece 49 lira. Ancak bu elektriği vatandaşa ulaştırmak için kesilen 'dağıtım bedeli' tam 183 lira. Yani milletimiz elektriğe değil, havaya para ödemektedir. Faturadaki her 100 liralık tutarın 79 lirası, üretime değil, şirketlerin kasasına gitmektedir. Yazık değil mi? Ayıp değil mi? Daha da vahimi, şehit ailelerine ve gazilerimize devlet eliyle sağlanan destekli elektriğin bile yüzde 93'ü bu şirketlere gitmektedir. Bu nasıl bir adalettir? Bu nasıl bir vicdandır? Sadece vatandaşın değil, devletin de sırtına yük olmaktadırlar. Yeniden Refah Partisi olarak biz bu adaletsiz düzene 'dur' demek için var. Biz 'önce millet', 'önce adalet', 'önce ahlak' diyoruz. Bu ülkenin kaynakları var çözüm mümkün. Bereketli bir ekonomi mümkün. Ancak bunun için öncelikle bu faizci, rantiyeci zihniyetten kurtulmak gerek. Elektrikte, doğalgazda her alanda milletimizin sırtına yük olan bu adaletsiz sistemi sona erdirmek, hakkı ve adaleti hakim kılmak için geliyoruz.'

Haber Merkezi

Bakmadan Geçme