Bağımsız Denetçi Demirer: 'Az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınabilir'

Asgari ücret, vergi oranları ve vergi adaleti hakkında değerlendirmelerde bulunan Bağımsız Denetçi Güngör Demirer, KDV ve ÖTV oranlarındaki artışların vatandaşın alım gücünü etkilediğini belirterek; 'Son iki yılı baz aldığımızda bizim dolaylı vergiler olarak tabir ettiğimiz KDV ve ÖTV vergi türlerinde ciddi artışlar meydana geldi. En son 2023 yılında yüzde 8'lik KDV oranımız yüzde 10'a çıktı. Yüzde 18'lik KDV oranımız yüzde 20'ye çıktı. Yine araç alımlarında araç teknik özelliklerine göre ÖTV oranlarında bir takım artışlar meydana geldi. Tabii bu artışlar bizim dayanıklı tüketim malları dediğimiz ev eşyalarında da bir takım fiyat artışlarına neden oluyor. Bu da vatandaşın, toplumun gücünü düşürüyor. Aslında alım gücü bir yerde hem esnafın yapmış olduğu fiyat artışlarından ziyade devletin de maliye idaresinde vergi oranlarının artırmasından kaynaklanıyor. Artan vergi oranları karşısında işletme sahipleri mecburen fiyat artışı yapmak zorundalar. Artan fiyatlar ücretlere yansımadığı için mecburen bir enflasyon ortamı oluşuyor. 2025 yılında kendi payıma kurumlar vergisi oranında yüzde 30'a çıkarılmasını ben bekliyorum. Zira incelemeler, yapılan tahiyatlar, bulunan yersiz masraf farkları bunun en önemli göstergelerinden biri. Öte yandan yeni dönemde, yani 2025 yılında 'asgari kurumlar dairesi' adı altında yeni bir vergi türümüz ortaya çıkıyor. Düşünün ki 2023 yılında kr etmiştiniz, oysa 2024 yılında zarar ettiniz. Kurumlara verdiğimizde şunu söylüyor: '2023 yılında kr etmişsin. Dolayısıyla sen 2024 yılında, 2023'te beyan ettiğin krın yüzde 10'undan daha az kr beyan edemezsin' ifadelerini kullandı.

'ASGARİ ÜCRETTE YÜZDE 30-35 BİR ARTIŞ BEKLİYORUM'

Asgari ücret artışı ile ilgili konuşan Güngör; 'Komisyon toplandı ama bir tespitte bulunamadılar. Ben kendi payıma yüzde 30 ila yüzde 35 arasında bir artış bekliyorum. Yakın zamanda SGK primlerinde ufak da olsa bir artış gerçekleşti. Buradaki ufak hani bize tamam çok ufak gelebilir. Fakat işletme sahipleri için, bin kişilik çalışanı olan bir işletme için ağır bir yükümlülük olarak gerçekleşti. Tabii buradaki artış fiyatlara yansıyacak. Fiyatlar vatandaşa yansıyacak. Yani toplumun geneline sirayet edecek bir durum vergilerledeki artışlar.Enflasyonun oluşması sadece esnaflar ve işletmelerden kaynaklanmıyor. Kamu otoritesi de enflasyon oluşmasında bir etken, tek önemli bir etken. Düşünün, yüzde 25 olan verginiz bir anda yüzde 30'a çıkarsa, yüzde 20 olan verginiz yüzde 25'e çıkarsa, buradaki tabii ki fiyatlara yansıyacak. Öte yandan toplumun yine geniş bütçesini ilgilendiren yurtdışı çıkış artışları, biliyorsunuz üç katından fazla arttı. Hatta çok daha fazla artmıştı. Fakat orada bir geri adım atıldı. Kredi kartlarında yine hizmet bedeli altında, limit bazlı hizmet bedeli altında bir bedel tahsis edilecek. Ki bu şu an rafa kalktı fakat 2025 yılında yeniden, yeniden değerli oranıyla değerlenmiş bir şekilde karşımıza gelecek'' şeklinde konuştu.

'ÖDEME GÜCÜNE GÖRE VERGİLENDİRME DESTEKLENMELİ'

Vergi adaletini sağlamak için önerilerde bulunan Demirer; ''Vergi aracını sağlamak için ise şu önemler alınabilir. Gelir ve servet üzerinden alınacak doğrudan vergiler artırılabilir. Ödeme gücüne göre vergilendirmeyi destekleyerek vergi adaletini sağlayabiliriz. Düşük ve daha doğrusu tek oranlı KDV desteklenebilir. Yine temel ihtiyaç ve gıda malzemeleri üzerindeki vergi yükümüz hafifletilebilir. Öte yandan Anayasa'nın 73. maddesi uygulanabilir. Herkes kamu giderlerini karşılamak üzere ödeme gücüne göre vergi ödemek zorundadır. Yani burada biz az kazanandan az, çok kazananlardan çok vergi alınarak vergi adaleti alınabilir'' ifadelerini kullandı.