Alimin Ölümü Alemin Ölümü
'Tarihçilerin Kutbu', 'Hocaları Hocası' ve 'Şeyh'ül Müverrihin' unvanları ile tanınan asırlık çınar, ünlü tarih profesörü Halil İnalcık 100 yaşında tedavi gördüğü Ankara Güven Hastanesi'nde hayatını kaybetti.
Eski Türk Tarih Kurumu (TTK) başkanlarından, MHP Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin çok önemli bir tarihçiyi kaybettiğini ifade ederek İnalcık'a Allah'tan rahmet diledi. İnalcık'ın büyük eserler ortaya koyduğunu ve Türk tarihiyle ilgili ciddi araştırmalara imza attığını dile getiren Halaçoğlu, 'Yerini nasıl dolduracağımızı bilemiyorum. Üniversitelerde büyük bir boşluk doğacak. Yaptığı çalışmalarla Türkiye'nin dışarıda tanıtımıyla araştırmacı sıfatıyla her bakımdan, gerçekten büyük bir bilim adamıydı.' dedi.
'Pek çok genç tarihçinin ufkunu açmış simge bir hocaydı'
TTK Başkanı Prof. Dr. Refik Turan ise çok üzgün olduklarını belirterek İnalcık'ın Türk tarihinin duayeni olduğunu, yerinin doldurulamayacağını söyledi. Turan, şöyle devam etti:
'Türk bilim dünyasını hakkıyla temsil etmiş bir şahsiyetti. Yeri doldurulmaz bir tarihçi. Pek çok genç tarihçinin ufkunu açmış simge bir hocaydı. Çeşitli ödülleri vardı. Belki bir tarihçinin başaramayacağı kadar başarı yakalamıştı. Genç öğrencilere sembol olarak gösterdiğimiz mümtaz bir hocamızdı. Onu özleyeceğiz. Tabii ki üzgünüz. Allah rahmet etsin. TTK'nın mümtaz üyelerindendi. Kurul olarak onun anısına bazı faaliyetler yapacağız.'
'Bir asırlık ömrünün 80 yılını araştırmayla geçirdi'
Öğrencilerinden tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı da iki hafta önce gerçekleştirdikleri görüşmede, İnalcık'ın kendilerini hayrete düşürecek bir hafıza gücüyle kuruluş dönemi Osmanlı tarihine ilişkin yorumlar yaptığını aktardı.
İnalcık'ın yaşına rağmen kabuğuna çekilmediğine işaret eden Ortaylı, bir asırlık ömrünün 80 yılının devamlı araştırma ve yazmayla geçtiğini vurguladı.
İnalcık'ın Osmanlı tarihinin bir anıtı olduğuna dikkati çeken Ortaylı, 'Kendinden evvelkileri geçti, kendinden sonrakilerin de onu geçeceği şu anda şüpheli. Ümit ederiz ki Allah'ın rahmeti onun üzerine olsun. Allah'ın himmetiyle genç nesiller ona layık şekilde bu mirası değerlendirsinler. Türkiye ürünüdür. Tamamen Türkiye'de okumuş, yabancı dilleri burada öğrenmiştir. Dışarıda talebelik yapmadı, doğrudan hocalık yaptı. Dünyanın her yerinde yetiştirdiği öğrenciler var.' dedi.
Ortaylı, İnalcık'ın bu hafta içerisinde Karacaahmet Mezarlığı'nda annesinin yanına defnedileceğini belirtti.
Cumhurbaşkanı'ndan açıklama
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 100 yaşında vefat eden tarihçi ve yazar Halil İnalcık'ın, ömrünü Türk ve dünya tarihi araştırmalarına adadığını, tarafsız ve nitelikli eserleriyle dünyanın sayılı tarihçileri arasında yer aldığını, kitapları, inceleme ve değerlendirmeleriyle eşsiz bir miras bıraktığını bildirdi.
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, Prof. Dr. İnalcık'ın vefatı nedeniyle yayımladığı mesajda, İnalcık'ın vefatını derin bir teessürle öğrendiğini belirtti.
Erdoğan, mesajında şunları kaydetti:
'Ömrünü Türk ve dünya tarihi araştırmalarına adayan, tarafsız ve nitelikli eserleriyle dünyanın sayılı tarihçileri arasında yer alan Halil İnalcık, kitapları, inceleme ve değerlendirmeleri ile bizlere eşsiz bir miras bırakmıştır.
Dünyanın saygın üniversitelerinde dersler veren, araştırmalarıyla tarihe ışık tutan saygıdeğer hocamız, yetiştirdiği talebeleriyle de her zaman sevgi ve saygıyla yad edilecektir.
Türk tarihçiliğinin büyük ismi, hocaların hocası merhum Halil İnalcık'a Cenab-ı Allah'tan rahmet niyaz ediyor, yakınlarına başsağlığı diliyorum.'
Başbakan'dan açıklama,
Başbakanlık Basın Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre Başbakan Yıldırım, yayımladığı mesajda, sosyal ilimler alanında dünyanın saygın ilim adamları arasında yer alan 'Tarihçilerin Kutbu' Prof. Dr. Halil İnalcık'ın vefatını teessürle öğrendiğini belirtti.
İlim dünyasının çok kıymetli bir mensubunu kaybettiğine işaret eden Yıldırım, şunları ifade etti:
'Osmanlı tarihi üzerine verdiği önemli eserler ile tarih literatürüne büyük katkılar sunan, ilmi titizliği ile dünya ölçeğinde hem meslektaşlarının hem de tarih araştırmacılarının takdirine mazhar olan Prof. Dr. Halil İnalcık daima mümtaz bir bilim adamı olarak hatırlanacaktır. İlim dünyamız çok kıymetli bir mensubunu, Türkiye çok kıymetli bir değerini kaybetmiştir. Duayen tarihçi Halil İnalcık'a Allah'tan rahmet, ailesine, akademi dünyamıza ve bütün sevenlerine başsağlığı diliyorum.'
Halil İnalcık kimdir?
Dünyaca ünlü tarihçimiz Halil İnalcık, 26 Mayıs 1916'da İstanbul'da dünyaya geldi. Çocukluğu hep savaş yıllarında geçen İnalcık, 1924 yılında, ailesiyle birlikte Ankara'ya yerleşti ve ilkokulu burada, Gazi İlkokulu'nda bitirdi. Babası Seyit bey ailesini bırakıp Mısır'a yerleştiği için Halil İnalcık'ı annesi büyüttü. Ortaokulda yatılı olarak Sivas Öğretmen Okulu'na verilen İnalcık, 1932 yılında ise Balıkesir Necatibey Öğretmen Okulu'na nakledildi. Burada, fizik dalında Nusret Kürkçüoğlu, edebiyat dalında ise edebiyat tarihçisi Abdülbaki Gölpınarlı gibi ünlü hocalardan ders aldı.
1935'de, öğretmen okulundan mezun olduktan sonra, Atatürk'ün tarih tezini bilimsel temellere dayandırmak için kurduğu Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'ne başladı. İnalcık, üniversite eğitimi sırasında da dönemin önemli isimlerinden der aldı. Bunlar arasında Fuad Köprülü, Şemsettin Günaltay, Muzaffer Göker, Yusuf Hikmet Bayur gibi isimleri sayabiliriz.
Ortaçağ tarihi derslerini aldığı Köprülü, İnalcık üzerinde büyük bir etki bıraktı ve meslek yaşamı boyunca kendisine örnek oldu. İnalcık, 1940 yılında mezun olduktan sonra Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nde kaldı ve Yakınçağ Tarihi Bölümü'nde asistan oldu.
İnalcık, tarihçilik anlayışını Fransız Annales ekolu doğrultusunda tanımlar ve çalışmalarını temelde bu bağlamda sürdürür. Bunun en önemli örneğini 1977 yılında Fernand Braudel Araştırma Merkezi'nde Immanuel Wallerstein'ın düzenlediği uluslararası bir konferansta sunduğu bir bildiride görmek mümkündür. İnalcık, bu bildiride Annales yönteminin Osmanlı ekonomik ve sosyal tarihine bakışta kökten değişiklikler getirebileceğinden nasıl yararlı olabileceğinden söz eder. UNESCO'nun çıkarmayı tasarladığı 'Dünya Tarihi' adlı kitapta kendisine görev verilmesi, onun tarihçiliğine olan uluslararası saygının bir işareti sayılabilir.
Derleyen: Tuba Köksal (Stajyer)