Algı operasyonu yapılıyor
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, bir gazetede Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile ilgili yapılan haberlere ilişkin, 'Bilinen konuları bir gizem içerisinde bir sırmış gibi sunmaya çalışmak bir algı operasyonunun parçası haline getirmek anlamına geliyor' dedi.
Seçim çalışmaları kapsamında Hal Kompleksini ziyaret eden Enerji ve Tabii Kayaklar Bakanı Taner Yıldız, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Yıldız, bugün bir gazetenin Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile ilgili haberine ilişkin olarak, şunları söyledi:
'Özellikle seçim öncesinde bir kısım algı operasyonları oluşturulmak istenmektedir ve bu da onun bir parçası. Devlet her evrakını gazetelerle ve televizyonlar ile paylaşmaz. Paylaşmadığı her evrakta sır demek değildir. Bir kere o sırsa, sizin gazetede ne arıyor? Sizin manşetinize nereden geliyor o sırsa. Bunun sır olmadığını söylüyoruz. 2013 yılında bizim talebimiz ile Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'na başlatılan ve tavsiyeleri, önerileri nedir Türkiye için dediğimizde çünkü biz bir nükleer serüvene giriyoruz. Bu konuda önerileriniz nedir diye soruyoruz. Bu raporlanıyor. Raporda, bizim kanuni bazı düzenlemeler yapmamız gerekiyor. Evet yaptık. Şu anda meclise de gönderdik. Meclisin son 3-4 aydaki performansını, muhalefetin yerlere yattığını ve yüzüne bazı maskeler taktığı bir ortamda biz bunları görüşüyoruz. Genel müdürlükler ile bir takım bazı düzenlemeler yapın deniliyor. Tavsiyemiz budur deniyor. Biz doğru diyoruz. TAİK'in özerk hale getirilmesi gerektiği deniliyor. TAİK şuanda Enerji Bakanlığı'na bağlıdır. Biz gönderdiğimiz kanun tasarısında Başbakanlıkta bunlar görüşülüyor. Bunun Enerji Bakanlığı'ndan çıkarılmasını, Enerji Bakanlığı'na bağlı olan yapının farklılıklaştırılmasını istedik. ÇED'le alakalı bir süreçten bahsediliyor. Bu güncelliğini de yitirmiş bir rapordur. 2014'ün Şubat ayında tamamlanan ve ondan sonra ÇED alınması lazım deniliyor. Zaten ÇED alındı. O yüzden bütün bilinen bu konuları bir gizem içerisinde bir sırmış gibi sunmaya çalışmak, bence gazetenin kendine PR yapmasının yanında artık bir algı operasyonunun parçası haline getirmek anlamına geliyor. Orada 2-3 tane temel konu var. Nükleer atıklar nerede olacak deniliyor. Biz bunu internette yayınladık. Uluslararası hükümetler arası anlaşmalarımız da ve ev sahipliği anlaşmalarında nükleer atıkları Rusya'ya gönderilir deniyor. Bunun herhangi bir sırrı yok ki. Bu da aramıza kalsın 78 milyon kişi duydu. Bunu belki 10'uncu kez söylüyorum. Bugün gazete bunu manşet olarak 'ben bir sır yakaladım' olarak söylemesini ciddi bir kayıp olarak görüyorum. Onun haricinde özellikle herhangi bir kaza anında sorumluluk işletene aittir. Bu da yine aynı şekilde hükümetler arası anlaşmada, yazıyor ve TBMM'nin onayından geçti. 550 tane milletvekilimiz onu aldı, okudu ve ondan sonra internette yayınlandı. Bunu yalnızca Türkiye'de ki gazeteler değil, Afrika'da ki birinin de elde etme imkanı var. Bunlarda bizim açımızdan herhangi bir sır değil. Oluşturulmaya çalışılan algı operasyonları AK Parti'nin gizli ve gizemli bir iş yaptığı üzerine kurgulamadır. Bizim her işimiz açık, net, şeffaf ve biz gücümüzü şeffaflıktan alan bir partiyiz. Bir önce ki seçimler de biz nükleer güç santral kuracağız diye yüze 50'liler civarında oy aldık. Vatandaşına karşı popülizm yapan, vaatleri ile 'ben mazotu 1.5 TL yapacağım' diyerek popülizm yapan veya HDP gibi gerçek yüzünü göstermeyen vatandaşımızın ümitleri ile kardeşimizin üzerinden istismar yapan herhangi bir siyaset gütmüyor AK Parti. Her şey açık ve net ortadadır ve neleri yapacağını, neler yapmayacağını söyleyen bir partiyiz. Mazotu 1.5 TL'ye düşürmeyecek AK Parti. Bunun gerçekçi olmadığını ve maiyetinin altında olduğun biliyorum. Biz bunları açıkça söylüyoruz. O yüzden bugünkü atılan manşetin sır olmadığını, algı ile yapılan operasyonların bir parçası olduğunu bir kez daha söylemek isterim. Birçok teknik detay var. Bunlarla alakalı detaylarda, ilgili kişiler tarafından yönetiliyor. 40 yıldan beri, bizden önceki bütün hükümetlerin yapmak isteyip de, yapamadığı bir nükleer güç santralinden bahsediyoruz. Önceden daire başkanlığına düşürülen bir statünün, bundan sonra genel müdürlük ve özerk bir yapıya kavuşmasını istiyoruz. Türkiye 8 tane ünite yapacak. Yaklaşık 100 milyar TL'nin üzerinde para harcayacak. Bunu yönetecek olan özel şirketler harcayacak. Bunu yönetecek olan kamunun, mutlaka yeniden düzenlenmesi ihtiyacı var. Onu yapıyoruz. Yazıktır, günahtır. Vatandaşımız eğer o gazeteyi okuyorsa, güvendiği için okuyacaktı, bundan sonra güvenerek okumaz.'
'Özellikle seçim öncesinde bir kısım algı operasyonları oluşturulmak istenmektedir ve bu da onun bir parçası. Devlet her evrakını gazetelerle ve televizyonlar ile paylaşmaz. Paylaşmadığı her evrakta sır demek değildir. Bir kere o sırsa, sizin gazetede ne arıyor? Sizin manşetinize nereden geliyor o sırsa. Bunun sır olmadığını söylüyoruz. 2013 yılında bizim talebimiz ile Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'na başlatılan ve tavsiyeleri, önerileri nedir Türkiye için dediğimizde çünkü biz bir nükleer serüvene giriyoruz. Bu konuda önerileriniz nedir diye soruyoruz. Bu raporlanıyor. Raporda, bizim kanuni bazı düzenlemeler yapmamız gerekiyor. Evet yaptık. Şu anda meclise de gönderdik. Meclisin son 3-4 aydaki performansını, muhalefetin yerlere yattığını ve yüzüne bazı maskeler taktığı bir ortamda biz bunları görüşüyoruz. Genel müdürlükler ile bir takım bazı düzenlemeler yapın deniliyor. Tavsiyemiz budur deniyor. Biz doğru diyoruz. TAİK'in özerk hale getirilmesi gerektiği deniliyor. TAİK şuanda Enerji Bakanlığı'na bağlıdır. Biz gönderdiğimiz kanun tasarısında Başbakanlıkta bunlar görüşülüyor. Bunun Enerji Bakanlığı'ndan çıkarılmasını, Enerji Bakanlığı'na bağlı olan yapının farklılıklaştırılmasını istedik. ÇED'le alakalı bir süreçten bahsediliyor. Bu güncelliğini de yitirmiş bir rapordur. 2014'ün Şubat ayında tamamlanan ve ondan sonra ÇED alınması lazım deniliyor. Zaten ÇED alındı. O yüzden bütün bilinen bu konuları bir gizem içerisinde bir sırmış gibi sunmaya çalışmak, bence gazetenin kendine PR yapmasının yanında artık bir algı operasyonunun parçası haline getirmek anlamına geliyor. Orada 2-3 tane temel konu var. Nükleer atıklar nerede olacak deniliyor. Biz bunu internette yayınladık. Uluslararası hükümetler arası anlaşmalarımız da ve ev sahipliği anlaşmalarında nükleer atıkları Rusya'ya gönderilir deniyor. Bunun herhangi bir sırrı yok ki. Bu da aramıza kalsın 78 milyon kişi duydu. Bunu belki 10'uncu kez söylüyorum. Bugün gazete bunu manşet olarak 'ben bir sır yakaladım' olarak söylemesini ciddi bir kayıp olarak görüyorum. Onun haricinde özellikle herhangi bir kaza anında sorumluluk işletene aittir. Bu da yine aynı şekilde hükümetler arası anlaşmada, yazıyor ve TBMM'nin onayından geçti. 550 tane milletvekilimiz onu aldı, okudu ve ondan sonra internette yayınlandı. Bunu yalnızca Türkiye'de ki gazeteler değil, Afrika'da ki birinin de elde etme imkanı var. Bunlarda bizim açımızdan herhangi bir sır değil. Oluşturulmaya çalışılan algı operasyonları AK Parti'nin gizli ve gizemli bir iş yaptığı üzerine kurgulamadır. Bizim her işimiz açık, net, şeffaf ve biz gücümüzü şeffaflıktan alan bir partiyiz. Bir önce ki seçimler de biz nükleer güç santral kuracağız diye yüze 50'liler civarında oy aldık. Vatandaşına karşı popülizm yapan, vaatleri ile 'ben mazotu 1.5 TL yapacağım' diyerek popülizm yapan veya HDP gibi gerçek yüzünü göstermeyen vatandaşımızın ümitleri ile kardeşimizin üzerinden istismar yapan herhangi bir siyaset gütmüyor AK Parti. Her şey açık ve net ortadadır ve neleri yapacağını, neler yapmayacağını söyleyen bir partiyiz. Mazotu 1.5 TL'ye düşürmeyecek AK Parti. Bunun gerçekçi olmadığını ve maiyetinin altında olduğun biliyorum. Biz bunları açıkça söylüyoruz. O yüzden bugünkü atılan manşetin sır olmadığını, algı ile yapılan operasyonların bir parçası olduğunu bir kez daha söylemek isterim. Birçok teknik detay var. Bunlarla alakalı detaylarda, ilgili kişiler tarafından yönetiliyor. 40 yıldan beri, bizden önceki bütün hükümetlerin yapmak isteyip de, yapamadığı bir nükleer güç santralinden bahsediyoruz. Önceden daire başkanlığına düşürülen bir statünün, bundan sonra genel müdürlük ve özerk bir yapıya kavuşmasını istiyoruz. Türkiye 8 tane ünite yapacak. Yaklaşık 100 milyar TL'nin üzerinde para harcayacak. Bunu yönetecek olan özel şirketler harcayacak. Bunu yönetecek olan kamunun, mutlaka yeniden düzenlenmesi ihtiyacı var. Onu yapıyoruz. Yazıktır, günahtır. Vatandaşımız eğer o gazeteyi okuyorsa, güvendiği için okuyacaktı, bundan sonra güvenerek okumaz.'