Ak Parti Menderes'i andı
27 Mayıs 1960 askeri darbesinin 59'uncu yıl dönümü sebebiyle, Ak Parti Kayseri İl Başkanlığı Cumhuriyet Meydanı'nda basın açıklaması yaptı. Ak Parti İl Başkanı Şaban Çopuroğlu konuşmasında, 'Vesayet ve statükonun hüküm sürdüğü bir anlayışla gerçekleştirilen 27 Mayıs darbesi milli iradeden kopan bir zihniyetin ürünü olarak demokrasiye, insanlığa ve vicdanlara yönelik büyük bir ihanettir' dedi.
Cumhuriyet Meydanı'nda Atatürk Anıtı'nın yanında yapılan basın açıklamasına, Ak Parti İl Başkanı Şaban Çopuroğlu, Melikgazi Belediye Başkanı Dr. Mustafa Palancıoğlu, Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar, Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın, Hacılar Belediye Başkanı Bilal Özdoğan, Develi Belediye Başkanı Mehmet Cabbar, Yahyalı Belediye Başkanı Esat Öztürk, Yeşilhisar Belediye Başkanı Halit Taşyapan, Ak Parti İl Kadın Kolları Başkanı Emine Timoçin, İl Gençlik Kolları Başkanları, partililer ve vatandaşlar katıldı.
Kadın kolları üyeleri ellerinde dövizlerle açıklamaya katılırken, basın açıklamasını İl Başkanı Şaban Çopuroğlu yaptı. Açıklamanın Türkiye genelinde aynı anda gerçekleştiği belirtildi. Başkan Çopuroğlu yaşanan süreci izah etmek ve unutturmamak için bu süreci önemsediklerini söyleyerek konuşmasında şunlara değindi: 'Türk milletinin tepeden dizayn etmeye çalışan toplum mühendisliğinin temelleri Cumhuriyet döneminde gerçekleştirilen ilk darbe olma özelliğini taşıyan 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesiyle atılmıştır. Vesayet ve statükonun hüküm sürdüğü bir anlayışla gerçekleştirilen 27 Mayıs darbesi milli iradeden kopan bir zihniyetin ürünü olarak demokrasiye, insanlığa ve vicdanlara yönelik büyük bir ihanettir. Seçilmiş bir başbakanın idama mahkum edilmesiyle demokrasi tarihimizde silinmez bir leke oluşturan 27 Mayıs darbesi, ilerleyen süreçte askeri otoriteye milli iradeyi silah zoruyla tahakküm altına alma imkanının kapılarını da açmıştır.'
Başkan Çopuroğlu, açıklamalarına şöyle devam etti: 'Dönemin tek partili CHP yönetimine karşı rekor bir oyla iktidara gelen Adnan Menderes ve yol arkadaşları kısa zamanda gerçekleştirdikleri projelerle Türkiye'ye çağ atlatmıştır. Milli ve manevi değerlerimize, Anadolu topraklarına sinmeye çalışan tek parti CHP'si anti demokratik uygulamaları izale eden merhum Menderes, özellikle din ve vicdan özgürlüğü adına attığı adımlarla milletimizin gönlünde taht kurmuştur. Tek parti rejiminin en büyük ayıplarından olan Türk Ceza Kanunu'nu özüne döndürerek Anadolu'nun dağında, taşında, havasında, suyunda Ezanı Muhammedi'nin tekrar yankılanmasını sağlamıştır. Tek partili hayattan kalma sorunlara çözüm getiren Menderes'in halkla kurduğu sıkı bağdan rahatsız olanlar yalan ve iftiralarla algı oluşturarak darbeye zemin hazırlamıştır. Milletin iradesini hiçe sayan cuntacı zihniyet demokratik yönetime, anti-demokratik yöntemlerle el koyarak seçilmiş yöneticileri tutuklamış ve hukuk dışı uygulamaların ardından darağacına göndermiştir. Mahkeme başkanı Salim Başol'un 'Sizleri buraya tıkan irade böyle istiyor' sözleri, hukuksuz yargılamaların apaçık yaşandığı bu dönemde tarihe kara bir sayfa olarak işlemiştir. Üzerinden yarım aşırı aşkın bir süre geçmesine rağmen 27 Mayıs darbesinin benzer senaryosu 15 Temmuz hain darbe girişimiyle tekrar karşımıza çıkarılsa da milletimiz vakur duruşuyla bu kez bu oyuna izin vermemiştir. 2016 yılında gerçekleştirilen 15 Temmuz hain darbe girişimine karşı sokağa çıkan milletimizin önemli bir kısmı da bu hadiseye zuhur etmiş ve necip milletimiz bir daha darbecilere geçit vermemek için meydanlara dökülmüştür. O zor gecede genç bir annenin 'babam Menderes için ağladı, ben Turgut Özal için aldım, çocuklarımın Recep Tayyip Erdoğan için ağlamasına izin vermeyeceğim' demesi bu toplumsal tecrübenin açık bir örneğidir. Tüm demokrasi şehitlerimizi ve onları şehit eden demokrasi düşmanlarını unutmadık unutmayacağız.'
Kadın kolları üyeleri ellerinde dövizlerle açıklamaya katılırken, basın açıklamasını İl Başkanı Şaban Çopuroğlu yaptı. Açıklamanın Türkiye genelinde aynı anda gerçekleştiği belirtildi. Başkan Çopuroğlu yaşanan süreci izah etmek ve unutturmamak için bu süreci önemsediklerini söyleyerek konuşmasında şunlara değindi: 'Türk milletinin tepeden dizayn etmeye çalışan toplum mühendisliğinin temelleri Cumhuriyet döneminde gerçekleştirilen ilk darbe olma özelliğini taşıyan 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesiyle atılmıştır. Vesayet ve statükonun hüküm sürdüğü bir anlayışla gerçekleştirilen 27 Mayıs darbesi milli iradeden kopan bir zihniyetin ürünü olarak demokrasiye, insanlığa ve vicdanlara yönelik büyük bir ihanettir. Seçilmiş bir başbakanın idama mahkum edilmesiyle demokrasi tarihimizde silinmez bir leke oluşturan 27 Mayıs darbesi, ilerleyen süreçte askeri otoriteye milli iradeyi silah zoruyla tahakküm altına alma imkanının kapılarını da açmıştır.'
Başkan Çopuroğlu, açıklamalarına şöyle devam etti: 'Dönemin tek partili CHP yönetimine karşı rekor bir oyla iktidara gelen Adnan Menderes ve yol arkadaşları kısa zamanda gerçekleştirdikleri projelerle Türkiye'ye çağ atlatmıştır. Milli ve manevi değerlerimize, Anadolu topraklarına sinmeye çalışan tek parti CHP'si anti demokratik uygulamaları izale eden merhum Menderes, özellikle din ve vicdan özgürlüğü adına attığı adımlarla milletimizin gönlünde taht kurmuştur. Tek parti rejiminin en büyük ayıplarından olan Türk Ceza Kanunu'nu özüne döndürerek Anadolu'nun dağında, taşında, havasında, suyunda Ezanı Muhammedi'nin tekrar yankılanmasını sağlamıştır. Tek partili hayattan kalma sorunlara çözüm getiren Menderes'in halkla kurduğu sıkı bağdan rahatsız olanlar yalan ve iftiralarla algı oluşturarak darbeye zemin hazırlamıştır. Milletin iradesini hiçe sayan cuntacı zihniyet demokratik yönetime, anti-demokratik yöntemlerle el koyarak seçilmiş yöneticileri tutuklamış ve hukuk dışı uygulamaların ardından darağacına göndermiştir. Mahkeme başkanı Salim Başol'un 'Sizleri buraya tıkan irade böyle istiyor' sözleri, hukuksuz yargılamaların apaçık yaşandığı bu dönemde tarihe kara bir sayfa olarak işlemiştir. Üzerinden yarım aşırı aşkın bir süre geçmesine rağmen 27 Mayıs darbesinin benzer senaryosu 15 Temmuz hain darbe girişimiyle tekrar karşımıza çıkarılsa da milletimiz vakur duruşuyla bu kez bu oyuna izin vermemiştir. 2016 yılında gerçekleştirilen 15 Temmuz hain darbe girişimine karşı sokağa çıkan milletimizin önemli bir kısmı da bu hadiseye zuhur etmiş ve necip milletimiz bir daha darbecilere geçit vermemek için meydanlara dökülmüştür. O zor gecede genç bir annenin 'babam Menderes için ağladı, ben Turgut Özal için aldım, çocuklarımın Recep Tayyip Erdoğan için ağlamasına izin vermeyeceğim' demesi bu toplumsal tecrübenin açık bir örneğidir. Tüm demokrasi şehitlerimizi ve onları şehit eden demokrasi düşmanlarını unutmadık unutmayacağız.'