AK Parti ile ittifaka sıcak bakmıyoruz
Saadet Partisi Kayseri İl Başkanı Mahmut Arıkan, partisinin MHP, AK Parti ittifakının içinde yer alıp almayacağıyla ilgili gazetemize açıklamalarda bulundu. Arıkan 'Bu ittifakta bizim de yer almamız noktasında partimize ciddi bir baskı söz konusu. Dün de bu baskı vardı. Bugün de hala genel merkezimizde görüşmeler yapılıyor. Prensipler etrafında birleşmemiz mümkün olmadığı için böyle bir ittifaka biz sıcak bakmıyoruz. Ancak iktidar partisi, 15-16 yıllık politikalarından vazgeçtiği takdirde biz bu ittifakın içerisinde yer alabiliriz.' dedi.
Kayseri Gündem Gazetesi olarak Saadet Partisi Kayseri İl Başkanı Mahmut Arıkan'ı ziyaret ettik. Keyifli bir sohbet geçirdiğimiz Arıkan'la; 2019 seçimlerini, ilçe yapılanmalarını, AK Parti, MHP ittifakı içinde yer alıp almayacaklarını, parti ziyaretlerini ve Kayseri siyasetini konuştuk.
İlçelerde yeni bir yapılanmaya gittiniz. Felahiye, Sarız ve Hacılar'da teşkilatlar yenilendi. Diğer ilçeler ne durumda?
Dediğiniz gibi ilçelerde yeni bir yapılanma söz konusu. Geçmişte teşkilat çalışmalarında yorgunluk gösteren arkadaşlarımızda nöbet değişimi yaptık. İlk etapta Felahiye, Sarız ve Hacılar'da bunu gerçekleştirdik. Bu çalışmalara Özvatan, Akkışla ve Pınarbaşı'nı da ekleyeceğiz. Diğer ilçelerimizde bir sıkıntı söz konusu değil. Onlar aynı yönetimle devam edecek. 2019'da bildiğiniz üzere iki seçim var. Bu seçimler için tüm teşkilatlarda Refah Partisi'ndeki heyecanın aynısını yaşayan arkadaşlarımızla çalışmalarımıza devam ediyoruz. Son dönemde Saadet Partisi politikaları da partiyi bir cazibe merkezi haline getirdi. Buna örnek olarak ben Hacılar'ı verebilirim. Hacılar, AK Parti'nin son seçimlerde Türkiye'de rekor kırdığı ilçelerden bir tanesi ve geçtiğimiz günlerde 30'a yakın arkadaşımızın çoğu AK Parti'den olmak üzere istifa edip partimize katıldılar. Aynı şekilde Felahiye'de kongremizi gerçekleştirdik. Felahiye de AK Parti ile CHP'nin başabaş gittiği bir ilçeydi. Gerek kongremiz esnasında, gerekse kongre sonrasında yaptığımız esnaf ziyaretlerinde partimize ciddi bir teveccüh olduğuna şahitlik ettik. Bunu diğer ilçelerimize de güzel bir şekilde yansıtacağız.
YUKARI DOĞRU BİR İVME SÖZ KONUSU
SP 2019 seçimlerinde nasıl bir yol izleyecek? Seçim çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
İl başkanlığı emanetini 8 yıldır taşıyan birisiyim. İlk defa partimize bakış açısının bu kadar olumlu olduğunu, partimizin bu kadar hareketli olduğunu görüyoruz. Seçime 1 yıl var. Organize şekilde gayret gösteriyoruz. Genel başkanımızın söylemleri partimizin politikaları, toplumda karşılık görüyor. Türkiye'deki ana muhalefet partisinin Saadet Partisi olduğu iddiasındayım. Meclisteki ve meclis dışındaki partilerimize baktığımızda Türkiye'nin sorunlarını gündeme taşıyan tek partinin biz olduğunu görüyoruz. Körükörüne bir duygu ile muhalefet yapmıyoruz. İktidarın eksilerini söylüyoruz. Bu eksilerin artıya dönmesi için de çözüm önerilerimizi sunuyoruz. Bunlar da toplumda bize bakış açısını değiştiriyor. Türkiye'de son dönemdeki sıkıntılardan bir tanesi insanların siyasetten çok hızlı bir şekilde uzaklaşması… Bugün 'siyaset' deyince tabir yerindeyse insanlar kaçıyor. Oysa, siyaseti önemsemeyen Müslümanları siyaseti önemsemeyen Müslümanlar yönetir. Yani bugün Cumhurbaşkanının bir özeleştiri bağlamında ifade ettiği bir gerçek var: AB uyum yasaları çerçevesinde Türkiye'de zina suç olmaktan çıkarıldı. Biz bunu 15-16 yıldır dillendiren bir siyasi partiydik ve hiçbir siyasi hareket bu konuyu gündeme taşımadı. Yıllar boyunca meydanlara çıktık, imza kampanyaları düzenledik. Meclise teklifler sunmaya gayret gösterdik. Ama bugün Cumhurbaşkanı o yasanın bir hata olduğunu kendi ağızıyla ifade etmiş oldu. Bunun Saadet Partisi'nin bir başarısı olduğu kanaatindeyim. Tabi akla şu soru geliyor: SP bu kadar haklı da neden yavaş büyüyor, neden 15-16 yıldır meclis dışında? Ben bu soruya şu yanıtı veriyorum; 'İnsanın görme kapasitesi 150-200 metre ama Saadet Partisi 500 metre ötedeki tehlikeyi gördüğü için biraz geç algılanıyor.' Parti olarak haklı çıktığımıza üzülüyoruz keşke haksız çıksaydık, keşke olacak dediğimiz şeyler olmasaydı. FETÖ hareketiyle alakalı, 30 yıldır malum PKK çözüm süreciyle alakalı, AB, İsrail, Arap Baharı, ekonomiyle alakalı ne söylediysek haklı çıktık. Son dönemde en moda cümle 'Hoca haklıymış.' Erbakan Hocanın konuşmalarını dinliyor ve 'Hoca ne kadar haklıymış' diyorlar. Erbakan hocanın 'olacak' dediği ve olmamış bir sürü olay var. Bari onlara dikkat kesilelim, onlarla alakalı tedbirlerimizi alalım diye insanlara çağrıda bulunuyoruz. Bunlarla alakalı Kasım 2019'a kadar Saadet Partisi'nde çok ciddi değişiklikler olacak. Yukarı doğru bir ivme söz konusu.
İTTİFAKA SICAK BAKMIYORUZ
Seçimlerde MHP, AK Parti ittifakı söz konusu. Saadet Partisi bu ittifakın içinde olacak mı? Ya da MHP'nin boşluğu partinize yansıyacak mı?
Saadet Partisi hiçbir zaman politikasını rant üzerine kurmadı. Yoksa bugün partimizin genel başkanından tutun en alt birimindeki insana kadar birçok partide görev alacak nitelikteler. Rant olarak baksalardı herkes bugün bir yerlerde makam, mevki, mal mülk sahibi olabilirlerdi. Ama biz değerler siyaseti yapıyoruz. Milli görüş prensiplerimiz var. 1969'dan bu tarafa 50 yıla yakın bir siyasi hareketiz. Bundan dolayı o birlikteliğin bize faydası olur mu, olmaz mı? Oralarda değiliz. Bu ittifakta bizim de yer almamız noktasında partimize ciddi bir baskı söz konusu. Dün de bu baskı vardı, bugün de... Hala genel merkezimizde bunla alakalı görüşmeler söz konusu. Ama prensipler etrafında birleşmemiz mümkün olmadığı için böyle bir ittifaka biz sıcak bakmıyoruz. Genel Başkanımız çok net bir ifadeyle aktardı. İktidar partisi 15-16 yıllık politikalarından vazgeçtiği takdirde biz bu ittifakın içerisinde yer alırız. Neyde ittifak edeceğiz? Konu ne olacak? İslam birliğini kuracak mıyız? İslam Birleşmiş Milletleri'ni kuracak mıyız? İslam ortak para birimine geçecek miyiz? Bunların hiçbiri gündemde olmayan şeyler. Amerika'nın Dışişleri Bakanı ve Savunma Bakanı Türkiye'ye ziyarette bulundu. Herkes de bir merak söz konusuydu. Acaba ABD Dışişleri Bakanına, karşı masaya yumruğumuzu vurabilecek miyiz? Veya Amerika'dan isteklerimizi koparabilecek miyiz? Ertesi gün açıklamada 'İlişkilerde normalleşme olacak' dediler. Bu cevap karşısında şaşırmayan tek siyasi partiyiz. Amerika'nın İslam coğrafyası ve Türkiye için hiçbir adımı müspet olacak bir adım değildir. O gün masada İncirlik var mıydı? Kürecik radar sistemi var mıydı? Yoktu. Ben de net bir şekilde söylüyorum; İncirlik'teki Amerikan üssü kapatılmadığı sürece bu ülkeyle ilişkimizi normalleştirmemiz bizim ve İslam coğrafyasının aleyhine olacaktır. Suriye'de akan kan ve gözyaşının daha fazla akmasına, Afrin'den gelen şehit haberlerinin artmasına sebep olacaktır. Onun için MHP ve AK Parti birlikteliği bizi çok ilgilendirmiyor. Tam tersi neyde bir birliktelik olduğu önemli… Biz üslubumuzda ötekileştirici bir dil kullanmamaya dikkat ediyoruz. Kendimizi mümkün olduğunca dışarda tutmaya gayret gösteriyoruz. Onlar için de hayırlısı neyse o olsun. Ama 2019 seçimlerinde Saadet Partisi yükselen yıldız olacaktır. Türkiye'nin idaresinde parti olarak söz hakkını elde etmediğimiz sürece konuştuğumuz sıkıntıların, problemlerin artarak devam edeceği kanaatindeyim.
BELEDİYELERİ TEKRAR ALACAĞIZ
Yerel seçimlerde beklentiniz nedir?
8 yıldır bu görevi yapıyorum ve ilk defa teşkilatlarımızın bu kadar heyecanlı olduğunu şahitlik ediyorum. 1994 yılında üniversite 1'inci sınıfta Refah Partisi çatısı altında, gençlik kollarına katıldım. O zamanki seçimlerin heyecanını bugünde teşkilatlarımızda görüyorum. Bu seçimlerde yerelde de Saadet Partisi büyük bir sıçrama yapacaktır. Belediyelerde çok iddialıyız. En basit örnek Kayseri Büyükşehir Belediyesi 1994 yılı ile 2004 yılı arasında 'Milli Görüş' çatısı altında seçilen insanlarla yönetildi. Ve 2004 seçimlerindeki çalışmalarda Büyükşehir Belediyesinin kullandığı en önemli argüman kasadaki 10 milyon dolar paraydı. Bunu 2004 seçiminde kullandılar. 2018'e geldiğimizde Büyükşehir Belediyesinin ne kadar borcu olduğumuzu sorduğumuzda bu sorunun cevabını alamaz bir noktaya geldik.
Bu anlamda belediyecilikte de Milli Görüş'ün çok hızlı bir şekilde tekrar iş başına gelmesi gerekiyor; aksi takdirde Kayseri'nin kangren haline gelen sorunları var. Bunlardan en önemlisinin ahlaki ve manevi erozyon olduğunu düşünüyorum. Belediyecilik dediğimizde, yerel yönetim dediğimizde, sadece yol, asfalt, kaldırım anlaşılmaması gerekir. Kayseri'de olan biten her şeyle alakalı yerel yöneticilerin elini taşın altına koyması gerektiği kanaatindeyim. Gün geçmiyor ki gazetemizde bir intihar haberi, bir çocuk istismar haberi yani toplumsal suç anlamında bir haber yer almasın. Bununla alakalı Kayseri maalesef en üst sıralarda olan bir şehir. Bunun için bir an önce Milli Görüş belediyeciliğinin tekrar Kayseri'de hkim olması gerektiğini düşünüyorum. Belediye seçimlerinde de Allah'ın izniyle 1994'teki heyecan ile tekrar belediyeleri alacağımızı düşünüyorum.
'Biz çatışma değil, diyalog partisiyiz' demiştiniz. Bu anlamda diğer partileri ziyaret ediyorsunuz. Ziyaretlerle ilgili olumlu geri dönüşler oluyor mu?
Evet, partileri geziyoruz. İlk olarak Cumhuriyet Halk Partisi'ni ziyarette bulunduk. Türkiye'nin en büyük problemlerinden bir tanesi de kutuplaşma, yani insanların bir araya gelip konuşamaması. Özellikle siyasi parti liderleri ve yerel yöneticiler bir türlü bir araya gelemiyor. Biz bununla alakalı bütün siyasi partileri tek tek ziyaret etme kararı aldık. Hem meclis içinde hem de meclis dışındaki partileri ziyaret edeceğiz. Çeşitli görüş alışverişlerinde bulunacağız. Bu ziyaretleri de mutat hale getirmeye çalışacağız. Bir tane Kayseri var. Bir tane Türkiye var. Bugün Kayseri'deki bir sorun varsa bu sorun bütün partileri ilgilendirir. Hiçbir partinin sorunlar karşısında 'bana ne!' deme şansı yok.
Kayseri'de çalıştaylar düzenleyeceğiz. Bununla alakalı üniversiteden akademisyenlerden, iş adamlarından destek isteyeceğiz. İlk çalıştayımızın konusu da Kayseri'deki intihar vakalarının artması ve önlenmesi noktasında nasıl çalışmalar yapılacağı olacak. Bununla ilgili raporlar hazırlayıp, gerekli yerlere sunacağız. 25 sene öncesine gittiğimizde siyasi parti genel başkanlarının siyah beyaz ekranlarda bir araya gelip açık oturumlarda konuştuğunu internetteki videolarda görebiliyoruz ama bugün parti başkanları televizyonlarda bir araya gelmiyorlar. Ben çıktığım bütün televizyon programlarında bunu dile getiriyorum. 'Beni buraya tek başıma çıkarmayın' diyorum. Diğer partilerin de başkanları gelsin, hep beraber oturalım, Kayseri'yi, Türkiye'yi konuşalım istiyorum ama bunca yıldır davetimize kimse rağbet göstermedi. Yaklaşık 2 yıl önce Mısır'da Mursi darbe ile indirildi ve yerine askeri cunta yönetime geldi. İdamlar söz konusu idi. Biz Kayseri'de il başkanlarına ulaştık. 'Gelin bir araya gelelim, Mısır'da zulüm karşısında mağdur olan kardeşlerimiz için hep beraber bir basın açıklaması yapalım, herkes 5'er dakika söz alsın' dedik. Ama sadece Büyük Birlik Partisi ve Demokrat Parti davetimize icabet etti. Mısır'da zulüm gören kardeşlerimizin mağduriyetinde bile Kayseri'deki siyasi partiler bir araya gelemedi. O zaman herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesi gerekiyor. Biz ne zaman bir araya geleceğiz? Biz bir araya gelmediğimiz müddetçe Allah korusun sonumuz Irak'a Suriye'ye benzeyecek.
BARAJ PROBLEMİMİZ YOK
Yüzde 10'luk seçim barajı konusunda endişesiniz var mı?
Saadet Partisi'nin bugün itibariyle bir baraj problemi yok. Baraj düşürülebilir ama partimizin baraj problemi olmadığı için biz bunu dillendirmiyoruz. Milli Görüş hareketinin en başından beri, 1969'dan beri barajın olmaması gerektiğini savunuyoruz. Baraj, 1980 darbesi ile anayasamıza girmiş bir konu. Darbelerden çektiğimizi söyleyen, demokrasiyi savunan, milli iradeden bahseden kişilerin hala barajı savunmasını kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Bir an önce barajın kalkması gerekir. Hazineden yardım alan partilerin arasındaki dengesizliğin giderilmesi gerekir. Saadet Partisi 16 yıldır kendi kaynakları ile mücadele veren bir parti. Ama bizim karşımızda mücadele veren diğer partilere baktığımızda devletin yardımıyla, kamunun kaynaklarıyla siyaset yapıldığını görüyoruz.
Söyleşi- Fotoğraf: Tuba Köksal