Ahşaba 45 yıldır şekil veriyor

Kayseri'de yaşayan 56 yaşındaki ahşap ustası Rasim Doğanlar, fabrikasyon üretimlerin yaygınlaşmasına rağmen 45 yıldır ahşaba şekil veriyor.

Okuldan kaçtığı için babasının ahşap ustasının yanına 11 yaşında çırak olarak verdiği Doğanlar, aradan geçen uzun yıllara rağmen ilk günkü heyecanla sanatını yapmaya devam ediyor.
Ahşap işlemeciliğine büyük bir tutkuyla bağlanan Doğanlar, mesleğe ilk olarak getir götür işiyle başlasa da kısa sürede ustasının güvenini kazanarak kütüğe şekil veren torna makinesinin başına geçmeyi başardı.
Uzun yıllar koca kütüklere şekil veren Doğanlar, ömrünün yettiği yere kadar bu işi yapmak istiyor. İşini büyük bir keyifle yapan Doğanlar, nostaljik beşik ve sandalye gibi ürünleri yaparak müşterilerinin de yüzünü güldürüyor.
Doğanlar, AA muhabirine, yaptığı işten büyük keyif aldığını söyledi. Doğanlar, 'Kayseri'de bundan yaklaşık 50 yıl önce okumak pek revaçta değildi. Bizim insanımız için sanat öğrenmek çok önemliydi. Ben de ortaokul yıllarının son dönemlerinde okuldan kaçmaya başladım. Okumaya heves etmedik. Babamda beni sanayiye getirdi. O zamanki, şu an rahmetli olan ustamın yanına 'eti senin kemiği benim' diye çırak olarak verdi. Yaklaşık 12-13 yaşındaydım. Orada getir götür işleriyle başladım. Sonra ustam beni tornaya geçirdi. Yavaş yavaş ağacın kabasını almaya başladık. Daha sonraki süreçte de sanat öğrendik.' dedi.
Yaklaşık 45 yıldır da bu sanatın içerisinde olduğunu anlatan Doğanlar, ağaç üzerine genelde tornada yapılabilecek her türlü nesneyi yapabildiğini, örneğin merdiven korkulukları, masa, sehpa ayakları, 'fiskos' diye tabir edilen sehpa ayakları ve diğer ahşap dekoratif süslerin hepsini yaptığını, ağaç üzerine her şeyi işlediğini ifade etti.



'Burada şifa buluyorum'
Günümüzde gençlerin rahat iş istediğini ve çırak bulmakta zorlandıklarını anlatan Doğanlar, şu ifadeleri kullandı:
'Artık çırak olayı bitti. Günümüz gençliğinde yaşam şartlarının verdiği olayla, sigorta, yüksek maaş veya değişik idealler düşünüyorlar. Çırak olayı artık yok. Zaten olmasına da imkan yok. 20 yaşına kadar okul var. Daha sonra da askerlik var. Askerden gelen bir insana da çıraklık yaptıramazsın. Ondan dolayı da onlar büyük fabrikaları tercih ediyorlar. Şimdi de genelde meslek hep fabrikasyon olayına döndü. Sanat işi pek kalmadı. Bizden sonrada yetişecek nesil pek yok. Günümüzün gençliği şimdi iş beğenmiyor. Daha rahat iş arıyorlar. Bundan dolayı işsiz kalmaları da gayet doğal. Günü kafe ya da parklarda geçiriyorlar. Bu da gençliğimiz için üzücü bir durum.'
Çalıştığı zaman kendini daha zinde hissettiğini aktaran Doğanlar, 'Buraya geldiğim zaman ağacın kokusu ve işe kendimi vermemle kendimi daha zinde ve daha sağlıklı hissediyorum. Bir nevi şifa buluyorum. Evde ya da kahve köşesinde boş otursam beklide hastalığım nüksedecek. Burada ben tamamen şifa buluyorum. Çalışmak çok güzel bir şey diyorum.' şeklinde konuştu.
Gücünün yettiği yere kadar mesleğini sürdüreceğini vurgulayan Doğanlar, 'Bu sanatı elimden bıçak düşene kadar götüreceğim. Ayaklarım üstünde durana kadar götüreceğim. Öyle düşünüyorum. İnşallah öyle de devam eder.' diye konuştu.

Bakmadan Geçme