750 yıllık Selçuklu Mimarisi 'Hacı Kılıç Cami ve Medresesi'

 Camiler, gerek mimari yapısı gerekse atmosferi sayesinde bizleri adeta büyüler. Kayseride selçuklu mimarisinin izlerini taşıdığı bir çok cami bulunur bunlardan bir tanesi  'Hacı Kılıç Cami ve Medresesi' dir.

Selçuklu devletinin son dönemlerinden kalma bir eser olarak 750 yılı aşan yaşına rağmen hala dimdik ayakta duran Hacı Kılıç Cami, taçkapısı ve mihrabındaki süslemelerle Kayseri'deki tarihi eserler arasında özgün bir yere sahiptir.
Kayseri şehir merkezinde ve İstasyon Caddesi üzerindeki Hacı Kılıç Cami, Selçuklu döneminin önemli eserlerinden biridir. Kayseri'nin sahip olduğu dini yapılar arasında önemli bir yeri bulunan Hacı Kılıç Cami; Selçuklu devletinin son dönemlerinde 647 (M. 1249) tarihinde Ebu'l-Kâsım Bin Ali Tûsî tarafından yaptırılmıştır.
MİMARİ YAPISI
Hacı Kılıç Cami, yanındaki medrese ile bir bütün oluşturmaktadır. Her iki yapı da kesme taştan yapılmıştır. Cami ve medreseyi meydana getiren yapı, kıble istikametinde 52x37 m. ölçülerinde, kalın taş duvarlarla çevrilmiş dikdörtgen bir plana sahiptir. Güney cephede üstte kemerli üç pencere vardır. Ortada dışa doğru çıkıntılı mihrap bolümü bariz bir şekilde görülmektedir. Medresenin kuzey batı köşesinde kare, camiin güney doğu köşesinde silindirik biçimde yapılmış köşe kuleleri vardır. Külliyenin doğu cephesinde camiye ait iki büyük pencere yer almaktadır. İlk pencere iki bölümdür; alt kısmı dikdörtgendir, üstte de sivri kemer içine de küçük bir pencere yerleştirilmiştir. İkinci pencerenin önüne büyük bir taş minare yapılarak kapatılmıştır, pencerenin sadece kenarı görülebilmektedir. Minarenin hemen yanında Kayseri Mirlivası Hüseyin Bey'e ait bir mezar bulunmaktadır. Kitabesinde 953 Ramazan (M.1552) tarihi okunmakta olan bu mezar önceleri caminin önünde bulunmakta iken, buradan cadde açılması üzerine caminin minaresi bitişiğine nakledilmiş, mezar taşları da minare kaidesine yerleştirilmiştir.
Caminin giriş cephesinde, kapının iki yanında birer dikdörtgen pencere bulunmaktadır. Bunlardan sağ taraftakinin önü sonradan yapılmış minare kaidesi ile kapatılmıştır. İbadet mekanında, mihrap duvarında üç, batı duvarında da iki pencere daha bulunmakta olup, bunlar mazgal pencere niteliğindedir. Mihrap nişi geometrik örgülü yıldız geçmelerden meydana gelmiş bir bordürle çevrilmiştir.
Caminin ve medresenin köşelerinde destek kuleleri bulunmaktadır. Bunlardan medrese ve cami arasındaki alana, dikdörtgen kaide üzerinde, yuvarlak gövdeli tek şerefeli taş minare oturtulmuştur.
Hacı Kılıç Cami mihrap duvarına dik beş sivri tonozlu çatı ve dört köşe kesitli örme ayaklara dayanmaktadırlar. Bu örme ayakları hafifçe beşik tonozlara girmiş bulunan dolgu kemerler birbirlerine bağlamaktadır. Yan sahınlardan daha geniş olan orta sahın mihrap önüne rastlayan bölümü pandantifli bir kubbe ile örtülüdür. Bu kubbenin içinde dikdörtgen üç küçük aydınlık penceresi bulunmaktadır. Ayaklar, kemerler ve tonozlar perdahlı sıva ile örtülmüşlerdir.
Hacı Kılıç Cami'nde mihrap kıble duvarındaki üç sıra yassı profilli sivri kemerin altına yerleştirilmiştir. İnce taş işçiliği ile gayet nefis bir tarzda işlenen bu mihrabın dış pervazını kenarda kenarı silmeli daha dar bir bordür takip eder, içteki ince bordür ise içeriye doğru iyice eğiktir. Mukarnaslı mihrap nişini üstte kalkık kemerli, rumi desenli bir rölyef kabartma çevrelemektedir Bunun da dışında köşelerde birbirine düğümlerle geçen üç şerit halinde yassı profil bulunmaktadır.
Mihrap nişi, üç cepheli küçük nişlerle övülmüştür. Ve etrafı baklava dilimli kafeslerle tanzim edilmiştir. Kenardaki sutunçelerin gövdesi yine geometrik kompozisyonlarla tezyin edilmiştir ve başlıkları küçük mukarnaslarla süslüdür. Kemer aynasında iki adet kabartma gül bulunan bu mihrap, söz konusu bütün özellikleriyle taçkapılardan sonra Hacı Kılıç Külliyesi'nin çok kıymetli bir bölümünü meydana getirmektedir.
Girişteki mukarnaslı nişin altında celi sülüsle yazılmış bir kuşakta Tevbe Suresi'nin 18. ayeti yer almaktadır: "Allah'ın mescidierini ancak Allah'a ve ahiret gününe imân eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah'tan başkasından korkmayan kimseler imâr eder. İşte doğru yola ermişlerden olmaları umulanlar bunlardır." âyet-i kelimesi yazılıdır.

1ha

Bakmadan Geçme