42. YILINDA KIBRIS BARIŞ HAREKATI
Kıbrıs Barış Harekatı Cumhuriyetimizin yakın tarihindeki unutulmaz olaylardan birisidir. Türk milletini eşi benzeri olmayan bir biçimde kenetleyen, başarılı bir zaferdir. Buradaki amacımız da, 20 Temmuz 1974'te Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kıbrıs'ta başlattığı ve 14 Ağustos'ta Türk Birlikleri'nin başkent Lefkoşa'ya girmesiyle sonuçlanan askerî harektı yeniden anmak ve o gün yaşananları hatırlayabilmek.
Olayların başlangıcı
Yunanistan desteğiyle Rumlar, Kıbrıs'ta III.Makarios'u devirmişlerdi. Böylece enosis, yani Kıbrıs'ın Yunanistan'a katılmasının ilk adımları atılmıştı. Başbakan Bülent Ecevit, derhal konuyu görüşmek için İngiltere'ye gitti. Ecevit'in talimatıyla Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan, çoktan Milli Güvenlik Kurulunu toplamış, yapılacak harekatın detayları görüşülüyordu. Harekatın başarılı olmasında Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ve Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan'ın büyük katkıları olmuştur. Tarihçi Prof. Dr. Mustafa Sıtkı Bilgin ise İngiliz arşivlerine dayandırdığı araştırmasında Kıbrıs Barış Harekatı'nın asıl mimarının Necmettin Erbakan olduğunu aktarır.
İlk harekat 20 Temmuz sabahı saatler 06.05'i gösterdiğinde gökyüzü Türk paraşütçüleriyle dolmuştu. Paraşütçüler Lefkoşa yakınlarına inecekler ve Girne'ye çıkartma yapan birliklerle buluşacaklardı. Kıbrıs'taki Türk halkı askerleri sevinç ve coşkuyla karşıladı. Halk artık Rum çetelerinin tacizinden kurtulacaktı. Fakat ilerleyen saatlerde harekatın hiç de kolay olamayacağı ortaya çıktı. İndirme yapan askerler diğer birliklerle birleşmek için dağları aşmak zorundaydılar. Fakat Beşparmak Dağlarında beklenmedik bir taarruz ateşi başladı. Her kayanın altı temizlenmeli, düşmanlar imha edilerek ilerlenmeliydi. Böylece askerlerin hızı yavaşlıyor, vakit gecikiyor, buluşma zorlaşıyordu. Hava karardığında ise helikopterler bir şey göremediği için askerlere destek veremez oldu. Karanlıkta kendi askerimizi vurabileceği için, denizden gelen ateş desteği de kesildi. Mehmetçik Beşparmak Dağlarında tek başınaydı, gün doğana kadar direnebilirlerse harekat başarıya ulaşacaktı.
Gün doğumu ve zafer O gece başta Bülent Ecevit olmak üzere, devlet görevlilerinden çoğu sabaha kadar uyuyamamıştı. Çünkü askerlerimizden haber alınamıyordu. Gün doğumuyla herkes derin bir nefes aldı. Sabahın ilk saatlerinde gökyüzünde Türk jetleri görünmüştü, askerlerimiz gece boyu başarıyla direnmişlerdi. Hava, deniz ve karadan gerçekleştirilen müşterek harekat sonucu Rumlar kısa sürede bastırılmıştı. Fakat çevreye dağılan Rum çeteleri, bu sefer Türk köylerine daha sert tacizlerde bulunmaya başlamıştı. Harekat devam etmeliydi.
Cenevre görüşmeleri ABD ve İngiltere çatışmanın masada bitirilmesini istiyordu. Bu sebeple Türk ve Yunan tarafları Cenevre'ye davet edildi. Türkiye, Kıbrıs üzerindeki bütün Türklerin güvenliğini sağlamak istiyordu. Ateşkesin şartları büyük ölçüde kabul edilmiş gibi görünse de, Rumların asıl hedefi Türk askerini Kıbrıs'tan çıkartmaktı. Cenevre'deki görüşmeler sürerken adadaki Türk köyleri tehdit altındaydı. Her geçen dakika çok önemliydi, ya harekata devam edilecekti, veya bir antlaşma sağlanacaktı. Görüşmelerden bir sonuç çıkamayacağını anlayan Dışişleri Bakanı Turan Güneş, Ankara'yı aradı ve o tarihi cümleyi kurdu:
''Ayşe tatile çıkabilir.'' II. Harekat başlıyor Ayşe, Turan Güneş'in kızının ismiydi, II. Harekatın parolası olarak bu cümle seçilmişti. Harekat kısa sürede başarıya ulaştı. Adanın yüzde 35'i ele geçirilmiş ve bölgede yaşayan Türk halkı güvene kavuşturulmuştu. Bu zafer sonucunda Türkiye bir daha örneği görülmeyecek bir biçimde birbirine kenetlendi. Farklı eğitimden, farklı siyasi görüşten ve farklı hayat bakışına sahip insanların hepsi bir aradaydı. Fakat bu mutluluk uzun sürmeyecekti, batı ülkeleri bu harekatın sonucundan hiç de memnun değillerdi.
Ambargo dönemi Daha Kıbrıs Harekatı gerçekleşmeden evvel, temmuz ayının başında haşhaş ekimi serbest bırakıldığı için ABD, Türkiye'ye ambargo uygulama kararı almıştı. Üstüne bir de batının istemediği Kıbrıs Barış Harekatı eklenmişti. Türkiye artık ekonomik bunalımlarla sürecek bir dönemin içerisine girmişti. Sonuç olarak Amerika'nın sıkıştırmaları etkili olmuştu. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kuruluşu Netice itibarıyla Kıbrıs Barış Harekatı sonucunda, adada yaşayan Türk unsurları diğer ülkeler tarafından tanınmıştı. Günümüzdeki sınırlar çizildi ve 1975 yılında Rauf Denktaş, K.K.T.C'nin ilk Cumhurbaşkanı seçildi. Denktaş 2005 yılına kadar art arda görevine tekrar seçildi. 2005 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ise aday olmadı. 13 Ocak 2012'de 88 yaşında hayata veda etti. Kayseri Gündem
İlk harekat 20 Temmuz sabahı saatler 06.05'i gösterdiğinde gökyüzü Türk paraşütçüleriyle dolmuştu. Paraşütçüler Lefkoşa yakınlarına inecekler ve Girne'ye çıkartma yapan birliklerle buluşacaklardı. Kıbrıs'taki Türk halkı askerleri sevinç ve coşkuyla karşıladı. Halk artık Rum çetelerinin tacizinden kurtulacaktı. Fakat ilerleyen saatlerde harekatın hiç de kolay olamayacağı ortaya çıktı. İndirme yapan askerler diğer birliklerle birleşmek için dağları aşmak zorundaydılar. Fakat Beşparmak Dağlarında beklenmedik bir taarruz ateşi başladı. Her kayanın altı temizlenmeli, düşmanlar imha edilerek ilerlenmeliydi. Böylece askerlerin hızı yavaşlıyor, vakit gecikiyor, buluşma zorlaşıyordu. Hava karardığında ise helikopterler bir şey göremediği için askerlere destek veremez oldu. Karanlıkta kendi askerimizi vurabileceği için, denizden gelen ateş desteği de kesildi. Mehmetçik Beşparmak Dağlarında tek başınaydı, gün doğana kadar direnebilirlerse harekat başarıya ulaşacaktı.
Gün doğumu ve zafer O gece başta Bülent Ecevit olmak üzere, devlet görevlilerinden çoğu sabaha kadar uyuyamamıştı. Çünkü askerlerimizden haber alınamıyordu. Gün doğumuyla herkes derin bir nefes aldı. Sabahın ilk saatlerinde gökyüzünde Türk jetleri görünmüştü, askerlerimiz gece boyu başarıyla direnmişlerdi. Hava, deniz ve karadan gerçekleştirilen müşterek harekat sonucu Rumlar kısa sürede bastırılmıştı. Fakat çevreye dağılan Rum çeteleri, bu sefer Türk köylerine daha sert tacizlerde bulunmaya başlamıştı. Harekat devam etmeliydi.
Cenevre görüşmeleri ABD ve İngiltere çatışmanın masada bitirilmesini istiyordu. Bu sebeple Türk ve Yunan tarafları Cenevre'ye davet edildi. Türkiye, Kıbrıs üzerindeki bütün Türklerin güvenliğini sağlamak istiyordu. Ateşkesin şartları büyük ölçüde kabul edilmiş gibi görünse de, Rumların asıl hedefi Türk askerini Kıbrıs'tan çıkartmaktı. Cenevre'deki görüşmeler sürerken adadaki Türk köyleri tehdit altındaydı. Her geçen dakika çok önemliydi, ya harekata devam edilecekti, veya bir antlaşma sağlanacaktı. Görüşmelerden bir sonuç çıkamayacağını anlayan Dışişleri Bakanı Turan Güneş, Ankara'yı aradı ve o tarihi cümleyi kurdu:
''Ayşe tatile çıkabilir.'' II. Harekat başlıyor Ayşe, Turan Güneş'in kızının ismiydi, II. Harekatın parolası olarak bu cümle seçilmişti. Harekat kısa sürede başarıya ulaştı. Adanın yüzde 35'i ele geçirilmiş ve bölgede yaşayan Türk halkı güvene kavuşturulmuştu. Bu zafer sonucunda Türkiye bir daha örneği görülmeyecek bir biçimde birbirine kenetlendi. Farklı eğitimden, farklı siyasi görüşten ve farklı hayat bakışına sahip insanların hepsi bir aradaydı. Fakat bu mutluluk uzun sürmeyecekti, batı ülkeleri bu harekatın sonucundan hiç de memnun değillerdi.
Ambargo dönemi Daha Kıbrıs Harekatı gerçekleşmeden evvel, temmuz ayının başında haşhaş ekimi serbest bırakıldığı için ABD, Türkiye'ye ambargo uygulama kararı almıştı. Üstüne bir de batının istemediği Kıbrıs Barış Harekatı eklenmişti. Türkiye artık ekonomik bunalımlarla sürecek bir dönemin içerisine girmişti. Sonuç olarak Amerika'nın sıkıştırmaları etkili olmuştu. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kuruluşu Netice itibarıyla Kıbrıs Barış Harekatı sonucunda, adada yaşayan Türk unsurları diğer ülkeler tarafından tanınmıştı. Günümüzdeki sınırlar çizildi ve 1975 yılında Rauf Denktaş, K.K.T.C'nin ilk Cumhurbaşkanı seçildi. Denktaş 2005 yılına kadar art arda görevine tekrar seçildi. 2005 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ise aday olmadı. 13 Ocak 2012'de 88 yaşında hayata veda etti. Kayseri Gündem