28 ŞUBAT MAĞDURiYETLERi DEVAM EDiYOR
Türk siyasi tarihinde kara bir leke olarak anılan 28 Şubat 1997'den bu yana 20 yıl geçti. Postmodern darbe olarak adlandırılan sürecin yıldönümünde bazı sivil toplum kuruluşlarından açıklama geldi.
MAZLUMDER ve ASDER tarafından ortak basın toplantısı düzenlenerek, 28 Şubat'ın ortaya çıkardığı olumsuzlukların halen devam ettiği vurgusu yapıldı. TEMAD Kayseri Şubesi'nce yapılan açıklamada da 28 Şubat sorumlularının ceza almamasından dolayı duyulan üzüntü dile getirildi.
MAZLUMDER Şube Başkanı Taş:
28 Şubat'ın mağduriyetleri sürüyor
MAZLUMDER Şube Başkanı Ahmet Taş, yakın tarihimizde basın, sermaye, siyaset, sivil toplum, bürokrasi, silahlı kuvvetleri kullanarak milletin seçtiği hükümete karşı anayasa ayaklar altına alınarak bir darbe yapıldığını ve ülkemize verdiği ekonomik zararın 310 milyar doları aştığını hatırlattı.
'Cemaat ve fikir kulüplerinin ileri gelenleri iftiralarla işlemedikleri suçlar ve karışmadıkları olaylarla ilgili olarak hukuksuzca yargılandı, hapse atıldı ve hl hapislerde çürümeye devam ettiriliyorlar.' diyen Taş, yanlış uygulamaların acilen ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi.
Başkan Ahmet Taş, dönemin gasp ettiği haklardan iade edilen olumlu gelişmeleri şu şekilde sıraladı:
1.İmam Hatip Orta Okullarının ve Kur'an kurslarının yeniden açılması,
2.Meslek Lisesi mezunlarına üniversiteye girişte uygulanan katsayı engelinin kaldırılması,
3.Üniversitelerde öğrenci ve öğretim üyelerine dayatılan başörtü yasağının kaldırılması,
4.Hukuk tanımadan alınan askeri şura kararlarıyla görevinden alınan askeri personelin bir kısım haklarının iade edilmesi,
5. 28 Şubat'ın asker ayağındaki komuta kademesinin bir kısım üyelerinin yargı önüne çıkarılması, kamu kurumlarında başörtü yasağının kaldırılması, başörtülü oldukları için görevlerine son verilen veya irtica suçlamalarıyla görevden alınan bayan öğretmenler ve diğer personelin görevlerine iade edilmeleri, hukuksuz yargılamalar ile cezaevine girenlerin salıverilmeleri olumlu gelişmelerdir.
ASDER Şube Başkanı Halit Erdoğan:
İbret alınsaydı tarih tekerrür eder miydi?
28 Şubat YAŞ mağdurlarından olan ASDER Kayseri Şubesi yöneticileri de yaptıkları açıklamada bir daha o günlerin yaşanmaması temennisinde bulundular.
'1996 Temmuz ayında yapılan seçimler sonucunda bugünkü iktidarın temelini teşkil eden Refah Partisi en fazla oyu alarak Doğru Yol Partisi ile koalisyon kurdu. Ancak bu koalisyonu kabullenemeyen dönemin medya, bürokrasi ve siyasileri meşru hükümeti iktidardan indirmek için baskıya başladılar.' diyen Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) Şube Başkanı Halit Erdoğan; 'Çeşitli baskılarla hükümet icraat yapamaz, görev yapamaz hale getirilerek istifa etmeye zorlandı ve sonuçta siyasi oyunlarla ve tehditle hükümet istifa etmek zorunda kaldı. Ülkenin en fazla milletvekiline sahip Refah Partisi, baskı altındaki yargı tarafından kapatıldı.
Ardından ülke ekonomik ve siyasi kriz içine girerek bankalar battı, fabrikalar kapandı, milyonlarca kişi işsiz kaldı. Ülke ekonomisi 310 milyar $ zarara uğratıldı. Dini hassasiyete sahip halk tahrik edilerek isyan etmeye yönlendirildi. Ancak duyarlı halkımız bu tahriklere kapılmayarak 2001 seçimlerinde dönemin siyasilerini demokratik yoldan sandığa gömerek günümüz iktidarına yetki verdi. Bugün bürokratik vesayetin baskısından kurtulmuş olarak 1000 yıl süreceği ifade edilen 28 Şubat 1997'nin izlerini silmek ve mağduriyetlerin son bulmasını arzulamaktayız. Bu nedenle 28 Şubat döneminde gasp edilen hakların verilmesini ve dönemin taraflı yargısınca verilen cezaların kaldırılmasını ve bu döneme sebep olanların cezalandırılmasını talep etmekteyiz.' diye konuştu.
TEMAD Başkanı Karahan:
28 Şubat sorumluları bedelini ödemeli
Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği Şube Başkanı Ertunç Karahan da 28 Şubat'ın sorumlularının bedelini ödemediği için çok rahatsız olduklarını aktararak o günleri şu sözlerle anlattı:
'Bazıları rahmetli Necmettin Erbakan'ın başbakanlığını hazmedemedi. Hazımsızlık sonucu irtica hortladı. Türkiye ihram alacak, iyi bir yönetim gelecek diye özellikle medyada sürekli karalama kampanyaları başlatıldı. Bu karalamaya Türkiye'deki STK'ların geneli dahil oldu. Özellikle askerlerin siyasete sürekli müdahale ettiği, Türkiye'nin gündemini belirlediği, kanun dışı işlem yaptıkları bir dönemdi. STK'ların içeresinde Atatürk'ü kullananlar bu süreçten çok iyi geçindiler. Bir takım hoş olmayan dini görüntüler bularak halkına önüne koydular ve galeyana getirdiler. Sahte şeyler, sahte hocalar, sahte kadınlar bularak ana haber bültenlerine konu ettiler. O dönemleri anmak bile istemiyoruz. Çünkü Türkiye'yi kasıtlı olarak bir yerlere yönlendirmek isteyen bir kesim vardı. Bunda da kısmen başarılı oldular. Dışarıdan Türkiye bölüp parçalamak isteyen devletler iş birliği yaptılar. Bununla birlikte ülkemiz sürekli krizler yaşadı. Bu krizler sadece ekonomik anlamda değil, kültürünü, inancını etkileyen krizlerdi. Tek başına bir iktidar gelene kadar da zaman zaman başardılar. Bu süreçte askerin sivillerin gazına gelerek sokaklara tanklarla çıkmaları, genelkurmayın gaza gelip bir takım açıklamalar yapması, e muhtıra vermesi, hükümeti tehdit etmesi, daha sonra meclisteki milletvekilleri parti liderlerini bir araya getirerek tehdit etmesi, aynı zamanda koalisyona direkt müdahale etmesi, bunları hepsi kötü olaylardı. En tehlikesi askerlerin müdahalesiydi. Asker 15 Temmuz'da nasıl ihanet etmişse, 28 Şubat'ta da aynı ihanet olmuştu. Bu yapılırken de çağdaşlık kullanılmıştır. Bunu yapan insanlar da zaten toplumca hatırlanmak istenmez. Biz de hatırlamak istemiyoruz. Çünkü Silahlı Kuvvetlere de Türkiye'ye de ciddi zararlar verdiler. 28 Şubat Türkiye için her türlü ihanetin oynandığı, yabancı ülkelerin çıkarlarına hizmet eden ayarı bozulmuş, hazımsızlardan oluşan, haddini aşan çirkef insanların oyunuydu. Maalesef bunların büyük çoğunluğu ceza almadı. En büyük üzüntümüz de bu. Yaptıkları yanlarına kar kaldı. 28 Şubatçılar bedelini ödemediler. Bundan çok rahatsızız' diye konuştu.
Haber-Foto: Ramazan KARAKUŞ
MAZLUMDER Şube Başkanı Taş:
28 Şubat'ın mağduriyetleri sürüyor
MAZLUMDER Şube Başkanı Ahmet Taş, yakın tarihimizde basın, sermaye, siyaset, sivil toplum, bürokrasi, silahlı kuvvetleri kullanarak milletin seçtiği hükümete karşı anayasa ayaklar altına alınarak bir darbe yapıldığını ve ülkemize verdiği ekonomik zararın 310 milyar doları aştığını hatırlattı.
'Cemaat ve fikir kulüplerinin ileri gelenleri iftiralarla işlemedikleri suçlar ve karışmadıkları olaylarla ilgili olarak hukuksuzca yargılandı, hapse atıldı ve hl hapislerde çürümeye devam ettiriliyorlar.' diyen Taş, yanlış uygulamaların acilen ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi.
Başkan Ahmet Taş, dönemin gasp ettiği haklardan iade edilen olumlu gelişmeleri şu şekilde sıraladı:
1.İmam Hatip Orta Okullarının ve Kur'an kurslarının yeniden açılması,
2.Meslek Lisesi mezunlarına üniversiteye girişte uygulanan katsayı engelinin kaldırılması,
3.Üniversitelerde öğrenci ve öğretim üyelerine dayatılan başörtü yasağının kaldırılması,
4.Hukuk tanımadan alınan askeri şura kararlarıyla görevinden alınan askeri personelin bir kısım haklarının iade edilmesi,
5. 28 Şubat'ın asker ayağındaki komuta kademesinin bir kısım üyelerinin yargı önüne çıkarılması, kamu kurumlarında başörtü yasağının kaldırılması, başörtülü oldukları için görevlerine son verilen veya irtica suçlamalarıyla görevden alınan bayan öğretmenler ve diğer personelin görevlerine iade edilmeleri, hukuksuz yargılamalar ile cezaevine girenlerin salıverilmeleri olumlu gelişmelerdir.
ASDER Şube Başkanı Halit Erdoğan:
İbret alınsaydı tarih tekerrür eder miydi?
'1996 Temmuz ayında yapılan seçimler sonucunda bugünkü iktidarın temelini teşkil eden Refah Partisi en fazla oyu alarak Doğru Yol Partisi ile koalisyon kurdu. Ancak bu koalisyonu kabullenemeyen dönemin medya, bürokrasi ve siyasileri meşru hükümeti iktidardan indirmek için baskıya başladılar.' diyen Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) Şube Başkanı Halit Erdoğan; 'Çeşitli baskılarla hükümet icraat yapamaz, görev yapamaz hale getirilerek istifa etmeye zorlandı ve sonuçta siyasi oyunlarla ve tehditle hükümet istifa etmek zorunda kaldı. Ülkenin en fazla milletvekiline sahip Refah Partisi, baskı altındaki yargı tarafından kapatıldı.
Ardından ülke ekonomik ve siyasi kriz içine girerek bankalar battı, fabrikalar kapandı, milyonlarca kişi işsiz kaldı. Ülke ekonomisi 310 milyar $ zarara uğratıldı. Dini hassasiyete sahip halk tahrik edilerek isyan etmeye yönlendirildi. Ancak duyarlı halkımız bu tahriklere kapılmayarak 2001 seçimlerinde dönemin siyasilerini demokratik yoldan sandığa gömerek günümüz iktidarına yetki verdi. Bugün bürokratik vesayetin baskısından kurtulmuş olarak 1000 yıl süreceği ifade edilen 28 Şubat 1997'nin izlerini silmek ve mağduriyetlerin son bulmasını arzulamaktayız. Bu nedenle 28 Şubat döneminde gasp edilen hakların verilmesini ve dönemin taraflı yargısınca verilen cezaların kaldırılmasını ve bu döneme sebep olanların cezalandırılmasını talep etmekteyiz.' diye konuştu.
TEMAD Başkanı Karahan:
28 Şubat sorumluları bedelini ödemeli
'Bazıları rahmetli Necmettin Erbakan'ın başbakanlığını hazmedemedi. Hazımsızlık sonucu irtica hortladı. Türkiye ihram alacak, iyi bir yönetim gelecek diye özellikle medyada sürekli karalama kampanyaları başlatıldı. Bu karalamaya Türkiye'deki STK'ların geneli dahil oldu. Özellikle askerlerin siyasete sürekli müdahale ettiği, Türkiye'nin gündemini belirlediği, kanun dışı işlem yaptıkları bir dönemdi. STK'ların içeresinde Atatürk'ü kullananlar bu süreçten çok iyi geçindiler. Bir takım hoş olmayan dini görüntüler bularak halkına önüne koydular ve galeyana getirdiler. Sahte şeyler, sahte hocalar, sahte kadınlar bularak ana haber bültenlerine konu ettiler. O dönemleri anmak bile istemiyoruz. Çünkü Türkiye'yi kasıtlı olarak bir yerlere yönlendirmek isteyen bir kesim vardı. Bunda da kısmen başarılı oldular. Dışarıdan Türkiye bölüp parçalamak isteyen devletler iş birliği yaptılar. Bununla birlikte ülkemiz sürekli krizler yaşadı. Bu krizler sadece ekonomik anlamda değil, kültürünü, inancını etkileyen krizlerdi. Tek başına bir iktidar gelene kadar da zaman zaman başardılar. Bu süreçte askerin sivillerin gazına gelerek sokaklara tanklarla çıkmaları, genelkurmayın gaza gelip bir takım açıklamalar yapması, e muhtıra vermesi, hükümeti tehdit etmesi, daha sonra meclisteki milletvekilleri parti liderlerini bir araya getirerek tehdit etmesi, aynı zamanda koalisyona direkt müdahale etmesi, bunları hepsi kötü olaylardı. En tehlikesi askerlerin müdahalesiydi. Asker 15 Temmuz'da nasıl ihanet etmişse, 28 Şubat'ta da aynı ihanet olmuştu. Bu yapılırken de çağdaşlık kullanılmıştır. Bunu yapan insanlar da zaten toplumca hatırlanmak istenmez. Biz de hatırlamak istemiyoruz. Çünkü Silahlı Kuvvetlere de Türkiye'ye de ciddi zararlar verdiler. 28 Şubat Türkiye için her türlü ihanetin oynandığı, yabancı ülkelerin çıkarlarına hizmet eden ayarı bozulmuş, hazımsızlardan oluşan, haddini aşan çirkef insanların oyunuydu. Maalesef bunların büyük çoğunluğu ceza almadı. En büyük üzüntümüz de bu. Yaptıkları yanlarına kar kaldı. 28 Şubatçılar bedelini ödemediler. Bundan çok rahatsızız' diye konuştu.
Haber-Foto: Ramazan KARAKUŞ