ALLAH'I GÜNDEMDE TUTMAK

Fransız devriminin hedefine ulaştığını ya da küresel bir hal aldığını söylemek mümkündür. Öncelikle Batılı toplumlara yönelik gerçekleştirilen ladini/seküler/laik operasyon daha sonraları İslam coğrafyasını içerisine almıştır. Hatta esasa hedefinin İslam beldeleri olduğu söylenebilir.

         Fransız devriminin hedefine ulaştığını ya da küresel bir hal aldığını söylemek mümkündür. Öncelikle Batılı toplumlara yönelik gerçekleştirilen ladini/seküler/laik operasyon daha sonraları İslam coğrafyasını içerisine almıştır. Hatta esasa hedefinin İslam beldeleri olduğu söylenebilir.
         Fransız devriminin temel hedefi birey ve toplumların ve onların örgütlü hali olan devletin din ile ilişkilerini kesmektir. Bir başka ifade ile dinin yaşam üzerindeki yönetici ve kontrol olma rolüne son vermekti. Devrimle birlikte papaz, rahip ve hahamlar kilise ve sinagoglarına çekilirken; İncil yalnızca pazar günleri okunan bir ilahiye dönüştü(rüldü). Ve insanlar (Batı diliyle) Tanrı ile ilişkilerini ya kestiler veya en aza indirdiler. Hatta bazıları onu öldürdüler! Niche gibi…
         Batı felsefesi cehennem ateşini kendi elleri ile tutuşturdu. Ancak orada yalnız olmak istemediler. Küresel anlamda tüm insanlığı ama öncelikle Müslümanların o ateşin içerisinde yer almalarını istediler. İstenilen yönetimler boyutunda gerçekleştirildi. Ama halk yığınları buna karşı direndiler ve direnmeye devam ediyor.   
         Hedef belliydi; gündemi Allah’ın (cc) belirlediği bir yaşam tarzından insanlığı uzaklaştırmaktı. Gündemi Allah olmayan bir sosyal, siyasal ve ekonomik bir dünya kurmaktı. Bunun için hile yaptılar, tuzak kurdular, aldattılar ve savaş çıkardılar; öldürdüler. Felsefi sistemler ortaya attılar; Faşizm, Sosyalizm, Komünizm, Kapitalizm ve Liberalizm gibi…
         Hâlbuki tüm peygamberlerin gönderilme gayesi Allah’ı (cc) gündemde tutmaktı. Tüm suhuf ve kitaplar bunun için inzal olmuştu, Havariler bunun içine dünyaya dağıldılar, sahabeler bunun için kıtaları mesken tuttular, fakihler bunun için ay ışığında içtihatlar yapıp eserler ortaya koydular, şehitler bunun için anadan, babadan, yardan geçerek canlarını verdiler: Allah’ı Gündemde Tutmak.  
Aslında Allah’ı (cc) gündemde tutmak; iman ettiğini söyleyen ve ben Müslümanlardanım diyen kadın ve erkeklerin; hal ve galidir. Çünkü bu hal üzere olmayan, Allah ile birlikte gündemi belirlemeyen bireylerle ilişkisini Allah kesmektedir. Allah’ı unutanları Allah’ta unutmaktadır. Ondan uzaklaşanlardan uzaklaşmaktadır. O’nun yardımını ve iznini almayanlara uzak durmaktadır. Öyle ki onlar peygamberlerde olsa.
Hani bir gün Mekkeli müşrikler/gündeminde Allah olmayanlar Allah Resulüne soru sormuşlardı;  Mekkede artık gündemi vahyin kontrolünde Hz. Peygamber belirliyordu. Lat, Menat putların bağlıları; Ebu cehiller, Ebu Lehepler, çılgına dönüyordu. Gündemi yine kendileri belirlemeliydiler. Bunun için müşrikler, Resûlullah'ın peygam­berliğini sorgulamak adına; Nadr b. Haris ile Utbe b. Muayt'ı Medine'de­ki yahudi bilginlerine/şirk içerikli Allah tasavvuru olanlara gönderip kendilerine şu talimatı verdiler:
  "Muhammed'in durumunu onlara sorun, vasıflarını ve söylediklerini anlatın; onlar kitap ehlidir, peygamberler hakkında bizim bilmediklerimizi bilirler." Bu iki adam, Medine'ye giderek meseleyi yahudi bilginlerine anlattılar. Onlarda, "Muhammed'e, geçmiş zamanlarda yaşamış olan yiğit gençleri (mağara arkadaşlarını); dünyanın doğusu­nu ve batısını dolaşmışolan adamı; ruhun ne olduğunu sorun; eğer budan size bil­dirirse o bir peygamberdir, ona uyun; aksi takdirde bir falcıdır, ona İstediğinizi ya­pabilirsiniz" dediler.
Nadr ile arkadaşıMekke'ye dönüp bunları Hz. Peygamber'e sordular. O da "Sorularınıza yarın cevap veririm" dedi. Fakat "İnşallah" demesi gerekirken bunu ihmal ettiği için o günden itibaren onbeş gün vahiy gelmedi, Bunun üzerine Mek­ke halkı, "Muhammedbize, 'Sorularınıza yarın cevap veririm' diye söz vermişti. Ancak aradan onbeş gün geçtiği halde hâlâ sorularımıza cevap vermedi" diyerek dedikoduya başladılar.”  
Beilki unutma belkide ihmal ya da unutturulma sonucu; inşaallah/Allah dilerse/Allah izin verirse demeyen Hz. Peygamber böylesi bir yaptırımla karşı karşıya kalıyordu ve vahiy son nebiyeİnşallah” de buyuruyordu; Allah gündemli bir hayat.
Müslümanlarınvarlıknedeniveimanlarınınifadesi; gündemiAllah’ınbelirlediğibirhayatıinşaetmektir. Bireyin, aileninvetoplumunyaşamkurallarınıbelirleyen Allah (cc); sosyalsözleşmeürünüolandevletin de gündeminibelirlemelidir
Gündeminde Allah (cc) olan kadın/erkeğin dilinde Onun zikri, öğretmenin elinde Onun kalemi, yargıcın kararında Onun hükmü, hanımların üzerinde Onun tesettürü, AVM’lerde Onun helal kıldıkları, yasama ve yürütmede Onun indirdikleri; Gündem O (cc). 

F. yılmaz ALTUNÖZ

Bakmadan Geçme