• Haberler
  • 'AKŞEMSEDDİN OLMAYA ADAYIZ'

'AKŞEMSEDDİN OLMAYA ADAYIZ'

KİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Seyit Halil Yüzgeç ile gerçekleştirdiğimiz özel söyleşide Yüzgeç KİMDER olarak gençlerin Fatih ülküsünü gerçekleştirmeleri için Akşemseddin olmaya aday olduklarını söyledi.

Kayseri İmam Hatip Mezunları Derneği (KİMDER) Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Seyit Halil Yüzgeç ile özel bir söyleşi gerçekleştirdik. Yüzgeç ile gerçekleştirdiğimiz söyleşide geçmişten günümüze değişen imam hatip algısını konuştuk. İmam hatip algısı üzerinden Yüzgeç, günümüz gençlerine nasıl baktıklarını aktararak şunları söyledi; “Gençliğimizin Fatih olma ülküsüne inandık ve biz bugün Akşemseddin olmaya adayız. Eğer 40 yaşındaki Murat Hüdavendigar gibi 20 yaşındaki gençleri düşündürmeye başlamazsanız bunların Fatih olma ülküsünü elinden alırsınız.”
100 yıla yakın bir zamandır tartışmaların odağında olan ve büyük haksızlıklara uğrayan imam hatiplerin bugünkü konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
                Bu tartışmaların geride kaldığını düşünüyorum. Türkiye’de imam hatipler hep din eğitimi algısı ile anılmış ve dinini ve diyanetini bilen orta düzeyde bir kurum olarak görülmüştür. Bu tür kurumlar da toplum tarafından talep görmüş ve bu talebin devlet eliyle gerçekleştirilmesi istenmiştir. Ama maalesef Türkiye’de uzunca bir dönem imam hatipler hep törpülenen bir kurum haline gelmiş. Hatta bir dönem insanlar cenazelerini yıkayamayacak bir duruma gelmiştir.  İmam hatipler bir nevi devletin de vermesi gereken din eğitiminin halkın mücadelesiyle alınmıştır. Din eğitimi bu şekilde kaçınılmaz bir şekilde devlet eliyle örgütlenmiştir. Yapılan araştırmalarda da halkın devletten makul bir talebi olarak görülmüştür. İmam hatipler bu isteklerin tezahürüdür aslında… Ama hep kavgalarla geçmiş ve devam etmiştir. Biz bugün bu kavgaların son bulduğuna inanıyoruz.
“Sadece imam hatip penceresinden bakmıyoruz”
                Bugün artık imam hatipler doğru bir bakışın ürünü olarak görülüyor. Ciddi bir öğrenci sirkülâsyonu da söz konusu. Özellikle katsayının kalkmasıyla beraber imam hatip öğrencilerinin özlenilen seviyeye geldiğini görüyoruz. Bugün Kayseri’de 13 binin üzerinde imam hatipli var. Diğer altı çizilmesi gereken nokta ise siyer-i nebi ve Kur’an derslerinin 50 bin öğrenci tarafından seçildiğini görüyoruz.
                Biz Türkiye profiline sadece imam hatip penceresinden bakmıyoruz. Biz bütün gençlerimizi kucaklayacak ve kapsayacak bir gözle bakıyoruz. Kayseri profilini de böyle görüyoruz. Baktığımız zaman öğrencilerimizin %50’lik kısmın Siyer-i Nebi ve Kur’an derslerini seçtiklerini görüyoruz. %10’luk kısımda imam hatipleri seçmiş.
“Bizde imam hatipli fikri düzeyde olur”
Bizim fotoğrafımızın birinci kısmında imam hatipler var. Ama onun dışında Siyer ve Kur’an derslerini seçen yani yeşil ışık yakan bir grup insan var karşımızda. Onun dışında imam hatipli olmayan ve bu dersleri de seçmeyen bir grup var. Acaba neden diye soruyoruz ve bunun sorumluluğumuz olduğunu düşünerek özel bir çalışma alanımız olarak görüyoruz. Dolayısıyla bu kardeşlerimizle ilgili özel çalışmalarımız var. Bu insanların imam hatipli olmasına gerek yok. Bizim imam hatipli tarifimizde bu toplumun dini, milli ve diğer ortak değerlerine sahip olan herkes bizim için imam hatiplidir. Bizim için imam hatipli olmak algısı bu fikri düzeye sahip olmaktır. Bazen bize soranlar oluyor. Ben imam hatipte okumadık bizim suçumuz ne veya biz Müslüman değil miyiz diyorlar. Biz mikro düzeyde okul milliyetçiliği yapan insanlar değiliz. Biz değerlerine barışık olan herkesi aynı kefeye koyuyoruz. İmam Hatip Derneğimizdeki çalışmaları da bu minval üzerine kurduk ve bu minvalde çalışmaya da devam edeceğiz.
Gençleri kucaklamak adına ne gibi çalışmalar yürüteceksiniz?               
Gençlerle ilgili bir genç KİMDER oluşumumuz var. Genç arkadaşlarımızla da sürekli bu programla da beraberiz. Biz gençlere iki şey veriyoruz: ilk önce onlara değer veriyoruz. Gençlerimiz bugün hor görülen ve bizim zamanımızda şöyleydi veya bizim zamanımızda böyleydi algısı içerisinde sürekli küçük düşürülen geleceğe yönelik umudu söndürülen bir gençlik var. Gençlerin mevcut hallerine değer verilmiyor. Biz gençlerin mevcut hallerine değer veriyoruz. Biz gençlerimize istibdatları noktasında değer veriyoruz. Değerle beraber imkan veriyoruz. Biz hangi kabiliyetleri varsa ona göre yol açmak istiyoruz. Sanat, spor ve akademik olarak becerisi ve isteği varsa o yönde gelişmesini arzu ediyoruz. Hedef gençliğin mutlaka bir sanat veya spor dalıyla uğraşması bizim için çok önemlidir. Biz gençlerimizi bu tarz donelerle süslemeye gayret ediyoruz. Bu nedenle biz gençlerin mevcut halini eleştiren bir gözle bakmıyoruz.
“Akşemseddin olmaya adayız”
Biz bugün Akşemseddin olmaya adayız. Biz gençliğimizin Fatih olma ülküsüne inandık. Eğer 40 yaşındaki Murat Hüdavendigar  gibi 20 yaşındaki gençleri düşündürmeye başlamazsanız bunların Fatih olma ülküsünü elinden alırsınız. 20 yaşındaki gençlerin Fatih olduğuna biz baştan iman ettik ve onların Fatih olma kabiliyetlerini sıkıştıkları yerde Akşemseddin gibi gidip mücadeleler vermek gibi görevimiz var. Biz KİMDER olarak bu vazifeyi üstleniyoruz. Gençlerimiz bu manada ciddi bir teveccüh gösteriyorlar. Biz de gençlerimiz bu manada yol haritası çizmek adına yardımcı olacağız.
                 Biz gençlerimizin problemli ve yok olmaya namzet olduklarını düşünmüyoruz. Ancak gençlerimiz bugün çok ciddi çeldiricilerle karşı karşıyadır. Geçlerimizin sevgi anlamında hayata bakışlarının okullara girdikleri şekilde mezun olmaları bizim için önemli bir hedeftir. Öyle bir eğitim sistemimiz var ki gençlerimiz mezun olduktan sonra aşkları ve idealleri yok oluyor. Biz bunu ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Gençler neyi hayal ediyorsa bırakalım da onu hayal etmeye devam etsinler. Çünkü muhakkak bizden daha iyisini hayal edeceklerdir. Bu anlamda biz gençleri böyle görüyoruz. Gençlerimizin bu boyutuyla problemli olduğunu düşünmüyoruz.
                Eğer kardeşlerimiz alkol alınan bir yerde bulunursa içmese de sarhoş gibi sallanmaya çalışır. Namaz kılınan bir yerde bulunursa abdest almasa da namaz kılmaya çalışır. Bu nedenle biz gençlerimizin yanında daha iyi örneklik yapabilecek ya da kendisine daha iyi yol arkadaşlığı yapabilecek arkadaşlarımızı çoğaltmak ve beraber hareket etme çabalarını artırmak istiyoruz. Bu tip sivil toplum örgütlerinin ana işlevlerinden birisi de budur. Gençler, bize göre daha fazla teknolojik aletler kullanıyorlar ve bizden daha çok bilgiye sahipler. Bize göre özgüvenleri de daha yüksek.
                Bugün iyi veya kötü bir Türkiye profiline sahibiz. Bu profil kırk yıl öncesinde yetişmiştir.  40 yıl sonraki ağacın profili de bugünkü gençlerde gizlidir. Bugün ne diktiğiniz çok kıymetlidir. Eğer bu diktiğiniz tohumu örseleyerek, döverek, kırarak ve üstüne basarak engellerseniz ağaç çıkmama veya ağacın problemli çıkma ve meyve vermeme ihtimali de var.
                Çok önemli bir noktaya temas ettiniz. İmam hatip fikrini paylaşanları çeşitli sanat ve spor dallarına kanalize edeceğinizi söylediniz. Çünkü geçmişte insanların bu alanlara kanalize edilmemesinden dolayı bugünkü sorunları yaşıyoruz. Siz de bunun bilincinde bir çalışma yapıyorsunuz.
                Bizim KİMDER akademi diye bir oluşumumuz var. Geçen sene Eskişehir bağlarında pilot uygulamasını yaptık. Akademimizde 21’e yakın kursumuz var. Tamamı Milli Eğitim ve Spor Bakanlığı’nın izniyle ve protokolleriyle gerçekleştiriyoruz. Bunun 7-8’i de sanat dallarıyla ilgili. Bizim amaçlarımızdan biri de ilkokulda bulunan çocuklarımızın kışın leğen ile kaymasını engellemektir. Kayseri gibi bir turizm merkezinde bulunacaklar, Erciyes Dağı’na bu kadar yakın olacaklar ve karla bu kadar hemhal olacaklar ama hayatları boyunca kayağı hiç takmamış olacaklar. Biz böyle bir nesil olarak yetiştik. Biz gençlerimizi aklınıza gelebilecek birçok branşta başarılı olacak nesiller olarak yetiştirmek istiyoruz.

Söyleşi: Bünyamin Gültekin

Söyleşinin devamı yarın gazeteniz KG’de

Bakmadan Geçme