Ahmet Kavas Afrika'yı anlattı
Başbakanlık Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ve Medeniyetin Burçları Derneği tarafından ortaklaşa yürütülen Uluslararası Öğrenciler Akademisi'nin I. ve II. Kademe ortak konferansını İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi, eski Çad Büyükelçisi Prof. Dr. Ahmet Kavas verdi. Kavas özellikle AK Parti hükümetlerinin Afrika konusundaki açılımlarında önemli görevler üstlenen bir akademisyen olarak biliniyor. Kavas konferansında Afrika tarihini ele aldıktan sonra bilinmeyen yönlerini de anlattı.
Prof. Dr. Ahmet Kavas kendi alanı olan Afrika Araştırmaları ile ilgili bilgiler verdi ve kendisinin 30 yıldır bu araştırmaları sürdürdüğünü belirtti. Afrika’nın üç beş cümle ile anlatılacak bir kıta olmadığını vurguladı. Maalesef bugüne kadar elde edilen bilgilerin sadece Avrupalı sömürgecilerin, askerlerin hatıraları sınırlı kaldığını ve bunun asla Afrika’yı anlatmaya yetmeyeceğinin altını çizdi. Afrika’nın çok büyük bir kıta olduğunu ve kendisinin her okuduğu kaynakla daha yeni şeyler öğrendiğini belirtti.
Prof. Dr. Ahmet Kavas, konuşmasında Afrika’nın binlerce yıl geriye giden tarihi ile ilgili de kısa kısa bilgiler verdi. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde Afrika ile olan ilişkilere değindi. Osmanlının Afrika’ya büyük önem verdiğini ve Afrika içlerinde bu izlerin hala taptaze olarak yaşamaya devam ettiğini ifade etti.
Kavas, Afrika’nın kalkınması için oradan gelen öğrencilerin çok çalışmaları ve projeler üretmeleri gerektiğini belirtti. Batı’da elli yıl altmış yıl Afrika üzerine araştırma yapan insanların olduğunu ve bunu kim yaparsa kazanacağını ifade etti. Osmanlı döneminde birçok kitabın yazıldığını bu kitapların hepsinin Osmanlıca olduğunu ve harf değişimi ile okunamaz hale geldiğini anlattı. Bu kaynakları okumak gerektiğini belirtti. Arşivlerde Afrika ile ilgili çok önemli belgelerin ve bilgilerin olduğunu belirtti. Bunların okunması ve akademik çalışmalara dönüşmesi gerektiğini anlattı. Afrika’nın zengin tarihinin yeniden yazmak gerektiğini belirtti.
Osmanlı Afrika’ya sömürmek için gitmedi
Ahmet Kavas bugün dünya üzerindeki ve Afrika içindeki çatışmaların kökenine değinerek bu çatışmaları körükleyenlerin amaçlarının aynı olduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Afrika dünyanın üçte biri büyüklüğünde bir kıtadır. Etnik ırkçılık en büyük tehlikedir. Afrika’da da, Asya’da da tarih unutturuldu. Bizim kendi tarihimizi daha iyi okumamız gerekiyor. Tarihte büyük medeniyetleri kuran insanlar tarihlerini bilseler böyle olmaz. Etnik ırkçılık dünyanın her yerinde en büyük tehlikelidir. Avrupalılar etnik milliyetçiliğe başladıklarında milyonlarda insan öldü. Birinci Dünya Savaşı’nda 10 milyon, İkinci Dünya Savaşı’nda 60 milyon insan öldü. Savaşlar nerede çıkarsa çıksın öldürücüdür. Çad’da insanlar çok incedir ama bu ülkede 48 yıl iç savaş yaşanmış. Afrika’nın en büyük en uzun imparatorluğu Çad’da kurulmuştu. Oysa Kanig Bornu Sultanlığı 19. yüzyılın başında İngilizler tarafından yıkıldı. 1500 yıllarda Osmanlıya elçi gönderiyordu. İstanbul oraya elçi gönderiyordu. 1900’lü yıllardan sonra ancak biz Çad diye bir ülkenin varlığını 2013 yılına kadar Çad diye bir ülkenin ancak ismini biliyorduk. Elçilik ancak 2013 yılında elçilik açılabildi. 500 sene önce yürüyerek geldiler. Bugün uçakla 5 saatle gidilebiliyor. Bizim artık mazeretimiz yok. Artık üretmek ve öğrenmek okumak ve yazmak zorundayız. Yazmazsanız zaten okumazsınız. Mutlaka bir şeyler yazın. Ben Fransızlardan çok şey öğrendim. Bunu Fransızlardan mı öğrenmek zorundaydım. Osmanlı Afrika’ya hiçbir zaman sömürge amacı ile gitmedi. Afrikalılar da İstanbul’a gelenler oradan hanımlar gelmediği için onlar da bu toplumun içinde kaynayıp gittiler. Ağalık görevi çok hassas görevlerdi. Hizmeti bitince Mısır’a gönderiliyordu. Bunlar içinde Padişahları tayin ederlerdi. Kabe’de Ravzada kırk tane ağa bulunurdu. Osmanlı Afrika’daki ülkelerinde 1800’lü yıllarda hem asker hem memur gönderiyordu. Uganda ve Orta Afrika üzerinde Zübeyir Paşa diye bir komutan tayin etti. O bölgeleri Osmanlı himayesine almaya çalıştı. Daha sonra Zübeyir Paşa’nın 15 komutanından biri Rabih Orta Afrika’yı ele geçirdi. Ancak Fransızlar Afrika’daki tüm askerlerini üzerine göndererek 1900’lü yılların başında onu öldürdü ve imparatorluğunu yıktı.”
Diğer ülkelerin amacı aynı
Osmanlı’nın Afrika’da nüfuz alanlarını nasıl genişlettiğini ve asla sömürgecilik yapmadığının altını çizerek şunları kaydetti:
“Türkler hiçbir zaman ne balkanlarda, ne Afrika’da sömürge kurmadılar. Vatan kim üzerinde yaşarsa yaşasın asla satılmaz. Osmanlı 30 milyonun 14 milyonu üzerinde hakimiyetini sürdürdü. Ya vali göndererek ya da sultanlar vasıtası ile yönetti. Mesela Sudan’da Sidnar, Darfur Sultanlığı, Çad’da Kaniborlu Sultanlığı vardı. Bütün bu sultanlıklarla Osmanlının ilişkisi vardı ama oralara vali göndermek gibi derdi yoktu. Sömürgecilik başlayınca baktı ki oralar elden gidiyor oralara askerler gönderdi. Osmanlı yıkılmasaydı oralar sömürgeleştirilemezdi. O dönemde de insanlar Avrupa’ya bakıyorlardı. O zaman ki Avrupa’da bizi sevmiyordu. Bugünküler de bizi sevmiyor. Ben Türkiye’yi seven bir Fransız görmedim. Kendilerinin icad ettiği meseleler üzerinde duruyorlar. Fransa’da Afganistan için, Darfur için kitaplar yazılıyor. Güney Sudan’ı ayırdılar 1 milyon insan ayrıldı, yüzbinlerce insan öldü. Eskiden Hristiyanlar öldürülüyor diyorlardı şimdi kim öldürülüyor kendi insanlarını öldürtüyorlar. Bizim her iki taraf ile de ilişkimiz var. Avrupa’da yedi ülke Afrika’yı istila etti. Bugün de büyük çalışmalar yapıyorlar. Önlerinde 4 ülkeyi engel görüyorlar. Çin, Hindistan, Brezilya ve Türkiye. İlk üçünün aşağı yukarı amaçları aynı. Afrika’dan faydalanmak istiyor. Türkiye’nin durumu farklı.”
Prof. Dr. Ahmet Kavas, özellikle Fransa’nın Afrika’da ve Çad’da yürüttüğü çalışmalar ve planlar ile ilgili bilgiler verdi. Afrika’nın kendi içinde kafası çalışan yorulan insanların çalışmalarının ortaya çıkarılması ve ortaya konması gerektiğinin altını çizdi. Afrika’yı sömürgeleştirmek isteyenlerin amaçlarının aynı olduğunu vurguladı. Özellikle Çin’in Afrika içinde büyük amaçlarının olduğunu belirterek Çin’le bu anlamda rekabet etmenin çok zor olduğunu anlattı.
Prof. Ahmet Kavas Afrika ülkeleri içinde ortaya çıkan terör yapıları ile ilgili de bilgilerini paylaşarak oraların nasıl karıştırılmak istendiğinin altını çizdi. Ülkelerin kalkınmaması için bu tür örgütlerin nasıl ortaya çıkarıldığını belirtti. Bu teröristlerin usullerinin Avrupalıların usullerine benzediğini bu kötü işleri Müslümanlık için yaptıklarını iddia ediyorlar. Silahların çoğunun Avrupa kaynaklı olduğunu vurguladı. Boko Haram’a birçok öldürücü silahın nasıl verildiğini anlattı bu örgütlerin Müslümanlıkla alakasının olmadığını belirtti. Bu durumdan çıkışın mümkün olduğunu ve bunun yolunun da buradaki öğrenci sayıları gibi öğrencilerin sayısının artması ile mümkün olabileceğini vurguladı. Avrupalıların Afrika’ya Türkiye’nin girmesini istemediklerini ve oraları sömürmek dışında amaçlarının olmadığının altını çizdi. Afrika ülkelerinin birçok imkanı olduğunu ve bundan faydalanılması gerektiğinin belirtti. Afrika ülkeleri içinde Çad’ın da önemli bir yere sahip olduğunu belirterek, Çad’ın ekonomik yapısı, yer altı zenginlikleri ve tarım arazileri ile ilgili de bilgiler verdi. Bu anlamda birçok alanda çok önemli potansiyelinin olduğunu belirterek bu potansiyellerinin ortaya çıkarılması gerektiğini ifade etti. Afrika’da parası olanların daha iyi kalkındığını, Nijerya’nın bu anlamda avantajlı olduğunu belirtti. Afrika’nın yeni yüzyılda büyük hamleler yapacağına inandığını ve 21. yüzyılın Afrika yüzyılı olacağına inandığını vurguladı.
Prof. Dr. Ahmet Kavas konu ile ilgili öğrencilerin sorularını aldı. Daha sonra bu sorularla ilgili görüşlerini ifade etti. Konferans öğrencilerle birlikte çekilen toplu fotoğrafla sona erdi. Daha sonra katılımcı öğrencilere Prof. Dr. Ahmet Kavas’ın “Osmanlı-Afrika İlişkileri” adlı kitabı dağıtıldı.
(Kayseri Gündem)
Çok teşekkürler ederim Prof. Dr. Ahmet Kavaş. Konuşmasının çok eğlenceli ve beğendik