Açıkta satılan bitkilerin tüketimine dikkat
Fitoterapi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ekrem Sezik, bitkisel çay ve benzeri amaçlar için kullanılacak bitkilerin tüketiminde dikkat edilmesi gereken hususlar ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Açıkta satılan bitkilerin çay ve benzeri amaçlar için kullanılmasının zararlı olabileceğinden bahseden Prof. Dr. Ekrem Sezik, “gıda, bitkisel çay, takviye edici gıda ve ilaç olarak kullanılan bitkiler ya doğadan veya yetiştirilme yani kültür yoluyla elde edilmektedir. Her iki durumda da bitkiler dış etkenlerin, çevre şartlarının, yetiştiği toprağın kimyasal yapısının etkisindedir. Birkaç örnek verelim: Bitki eğer otoyolların yakınında yetişiyor veya yetiştiriliyorsa, yoldan geçen arabaların egzoz gazlarındaki ağır metalleri ve bilhassa kadmiyumu tutar. Çevredeki tarlalarda yetiştirilen diğer ürünler için kullanılan, istenmeyen bitkilerin yetişmesini önleyen herbisit, zararlı böceklerin üremesine mani olan pestisit gibi kimyasal maddeler bitkinin yetiştiği bölgeye ulaşıp bu maddeleri, toplanacak bitkilere bulaştırabilir. Toprak eğer istenmeyen bazı maddeleri mesela ağır metal tuzlarını taşıyorsa, bu maddeler topraktan bitkiye geçebilir." dedi.
Hasat, depolama ve işleme çok önemli
Bitkilerin toplanması, depolanması ve işlenmesi sırasında da zarar görebileceğini ve bitkilerin sağlıklı bir şekilde bu işlemlerden geçirilmesi gerektiğini belirten Ekrem Sezik, "Hasattan sonra, uygun şartlarda ve bitkinin kullanılan kısmının özelliğine göre kurutulması gerekir. Mesela uçucu yağ taşıyan kekik, nane gibi bitkilerin güneşte kurutulmaması gerekir, çünkü uçucu yağ kaybı olabilir. Havadan mikroorganizmalar, böcekler veya larvaları bulaşabilir. Eğer yeteri kadar kurutulmamışsa, uygun ortam bulduklarında, bunlar ürer, bitki veya bitki kısımlarının küflenmesine hatta çürümesine sebep olabilirler. Tarladan depolara nakli sırasında eğer açıkta ve özensiz bir şekilde nakledilirse toz, taş, toprak gibi maddeler karışabilir. Depolar ve ambalaj şekli uygun değilse bu bulaşmalar artabilir. Depolar uygun nem, sıcaklık ve raf sistemine sahip olmalıdır. Kaliteli bitki veya kısımlarını üreten fabrikalarda bitki kısımlarında önce ön analizler yapılır. Eğer uygun raporu alırsa depolarda uygun şartlarda saklanır. İşlemede ise bitki önce taşıyabileceği toz, toprak, metal parçalarından kurtarılır. Daha sonra özel yöntemlerle taşıyabileceği mikroorganizmalar ya tamamen yok edilir veya gıdalar için kabul edilen uluslararası miktarlara indirilir. İşlemler bittikten sonra ağır metal, pestisit, herbisit, mikroorganizma analizleri yapılır. Bulunan sonuçların hepsi gıda veya ilaç olarak kullanılacak bitki kısımları için verilen değerlere uygunsa özel ambalajlara konur. Bu ürünler, standart şartlara (nem, ısı, raf sistemi) sahip depolarda saklanır." şeklinde konuştu
Hangi depoda saklandığı belli olmayan ürünler
"Maalesef, aktarlarda veya diğer satıcılarda çuvallarda, kutuların içinde saklanıp bazen plastik torba içinde satılan bitkilerde bu analizler yapılmamaktadır. Yani alınan ürünlerde pestisit, herbisit artıkları var mı? Ağır metaller hangi seviyede? Mikroorganizma bulaşması olmuş mu? Aflatoksin adı verilen zararlı maddeler var mı? Bu soruların cevaplarını alamadığım için ve ayrıca kaç yıl önce nereden toplandıkları, hangi depolarda saklandıkları belli olmayan ürünleri tavsiye edemiyorum. "diyen Sezik, sözlerini şöyle tamamladı;
"Sağlığa yararlı olması için alınan bir bitkinin, kısaca belirttiğim şekilde elde edilmediği zaman, taşıdığı etkili maddeleri kaybetmesinin yanında, taşıyabilecekleri ağır metaller, pestisit ve herbisit artıkları ve mikroorganizmalardan dolayı zararlı olabileceği hususu akıldan çıkarılmamalıdır."
Kurum Haberi