2011'de enkaz devraldık, 650 trilyon borç ödedik
Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi Başkanı Hüseyin Akay, FETÖ'ye finans sağlandığı yönünde hakkında ortaya atılan iddiaları değerlendirdi.
Cemaat yapılanmasının kendisinin hayat felsefesine ters bir yapı olduğunun altını çizen Akay, “Çünkü Papa ile 1998 yılında görüşmüş bir adamı benim tasvip etmem hiçbir şekilde söz konusu olamaz! Türkiye’nin aleyhine olabilecek hiçbir işin yanında olmamız söz konusu değildir. Bu tür hain terör örgütlerine, buradan 1 kuruşluk bile yardım yapılması veya finans sağlanması söz konusu olamaz. Ben geçmişte de bu tür yapılanmalara her zaman karşı çıkmış bir insanım” dedi.
Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay, Kayseri Şeker Fabrikasının Eski Genel Müdürü Levent Benli ile başlayan ve ardından devam eden FETÖ operasyonları sonrası kendisi hakkında ortaya atılan iddiaları değerlendirdi. Sözlerine “Bu gözaltına alınan veya tutuklanan personellerin hiç biri benim zamanımda göreve başlamış değillerdir! Bu insanlar eskiden beri bu kurumda çalışan insanlardır.” şeklinde devam eden Akay, açıklamasında şu ifadeleri kullandı;
“15 Temmuz darbe girişimi sonrası devletimizin refleksleri doğrultusunda biz de tavırlar aldık. Bunu nasıl yaptık? Devletten bize gelen bilgiler çerçevesinde burada bir takım insanların bu tür FETÖ bağlantıları olduğu bize ifade edildi, biz onlarla yollarımızı ayırdık. İş akitleri feshedildi. Kayseri Şeker Fabrikasının Eski Genel Müdürü Levent Benli de emekliliğini istedi, genel kurulunu yaptı ve emekli oldu. Arkasından da 1 hafta sonra bir gözaltı işlemi oldu. Sonra da avukatların ifadesiyle işten çıkarılan bir eski personelin itirafçı olması ve hedef göstermesi nedeniyle tutuklandıkları ifade ediliyor. Biz dosyada gizlilik kararı olduğu için yeterince bilgi sahibi değiliz, yargı aşamasındaki bir konuyu değerlendirmemiz de doğru değil. Ama başka bir pencereden bakacak olursak, bu gözaltına alınan personellerin hiç biri benim zamanımda göreve başlamış değillerdir. Bu insanlar eskiden beri bu kurumda çalışan insanlardır. Biz hiç kimsenin de dışarıda bu tür işler çevirdiğini takip etmemiz mümkün değil. İşten çıktıklarında bir özel hayatları ve özel hayatlarını biz bilemeyiz. Öyle olsaydı şimdi Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar’ın Yaveri FETÖ’cü çıktı, Genel Kurmay Başkanı önlem alırdı. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Yaverleri FETÖ’cü çıktı mesela onlar önlemler alabilirlerdi. Yani bunlar herkes tarafından bilinebilecek, hususlar değildir. Ama devletimiz bizimle bu bilgiyi paylaştıktan sonra biz üzerimize düşen gerekli tavrı ve refleksi zaten gösterdik. Bu konuda aslında Kayseri’de ilk adım atan kuruluşlardan bir tanesi de zaten Kayseri Şeker Fabrikası’dır. Yani böyle bir karar alan ve uygulayan bizleriz. Dolayısıyla bizim bu konuda duruşumuz gayet net ve bunlardan dolayı da bize herhangi bir şeyin bulaşması söz konusu değil. Bizim kendimizde böyle bir bulaşıklık söz konusu olmaz, bu kuruma da bulaştırmayız. Bu kurumun zaten korunması lazım, bu kurum çiftçinin malıdır. Biz olaylara bu anlayışla baktık ve bu anlayışla yönettik, bu anlayışla da yönetmeye devam ediyoruz.”
“FETÖ gibi hain yapılanma ile bizim geçmişimizde de bir bağlantımız yok”
“Biz, devletimize, milletimize, bayrağımıza ve vatanımıza bağlı olarak yetişmiş insanlarız” diyen Akay, “Bizim görev yaptığımız 5 buçuk yıllık görev süremizde Kayseri Şeker Fabrikası, her yönüyle şeffaf ve denetlenebilir bir kurum haline geldi. Zaten kamuoyunda çiftçinin güven duymasının sebebi de bu şeffaf yönetim tarzımızdan kaynaklanıyor. Buranın hesapları kitapları açık herkes her türlü incelemeyi rahatlıkla yapabilir. Devletimiz MASAK, MİT gibi istihbarat kuruluşları var, istedikleri takdirde rahatlıkla gelip Kayseri Şeker Fabrikasında incelemeyi herkes yapabilir. Kayseri Şeker’in gerek FETÖ olsun gerekse başka türlü hiçbir terör örgütüyle bağlantısı söz konusu değildir. Bu tür terör örgütlerine buradan 1 kuruşluk bile yardım yapılması veya finans sağlanması söz konusu değildir. Biz yapı itibariyle her şeyden önce baştan itibaren, devletimize, milletimize, bayrağımıza ve vatanımıza bağlı olarak yetişmiş insanlarız. milliyetçi insanlarız, Türk milliyetçisi olduğumuzu da her şekilde ifade etmekten çekinmeyen insanlarız. Türkiye’nin aleyhine olabilecek hiçbir işin yanında olmamız söz konusu değildir. Bizim hakkımızda çeşitli iddialar ortaya atan iddia sahipleri müracaatlarını yaptığı takdirde burada her türlü inceleme yapılabilir. Çünkü iddiaların doğru olmadığını ispat etmek çok rahat ve mümkündür. Yani birileri çamur ve iftira atıyorlar, tabi bunları temizlemek bize düşüyormuş gibi de ama burada bizim hiçbir şekilde korkacağımız, kaçınacağımız ve çekineceğimiz bir durum söz konusu değildir. Çünkü bu manada bizim bir eylemimizin olması söz konusu değildir. Kaldı ki Hüseyin Akay olarak ben kendi adıma bunu söylüyorum. Bu tür FETÖ gibi hain kuruluşlarla bizim geçmişimizde de bir bağlantımız yok. Söz konusu örgütün 17-15 Aralık öncesi cemaat gibi göründüğü dönemde de bir bağlantımız yok. Benim ne bu FETÖ’nün toplantılarına katılmışlığım var, ne bankalarında bir işlem yapmışlığım var, ne çocuklarım okullarında okudu, ne gazetelerinin aboneliği var, ne dernek ve vakıflarında bir üyeliğimiz var. Hiçbir şekilde bir bağlantımız söz konusu değildir” diye konuştu.
“Amerika da sığıntı olarak yaşayan bir adamın Türk milleti’ne faydalı olabilmesini kabul etmem söz konusu olamaz”
17-15 Aralık öncesinde de cemaat denilen yapının başta kendi hayat felsefesine ters bir yapı olduğunun altını çizen Akay, “17-15 Aralık öncesinde de cemaat denilen yapı başta benim hayat felsefeme ters bir yapıdır. Çünkü Papa ile 1998 yılında görüşmüş bir adamı benim tasvip etmem hiçbir şekilde söz konusu olamaz. Artı Amerika da sığıntı olarak yaşayan bir adamın bu ülkeye, bu millete, Türk Milleti’ne faydalı olabilmesini kabul etmem de söz konusu olamaz. Onun için ben o zamanlardan beri bu yapıya karşı bir insanım. Bu duruşuma da ben her zaman ortaya koyup gösterdim. Böyle bir durumu biz zaten görsek müsaade etmezdik. Bizim bilgimiz dahilinde de böle bir şeyin olması mümkün değildir” şeklinde konuştu.
Hüseyin Akay’ı siyasiler mi koruyor?
Bazı çevreler tarafından ‘Hüseyin Akay’ı siyasiler mi koruyor?’ yönündeki iddialara yanıt veren Kayseri Pancar Ekicileri Yönetim Kurulu Başkanı Akay, “Başta benim öyle korunacak ve korumaya muhtaç kalacak bir suçum söz konusu değildir. Kaldı ki Türkiye Cumhuriyeti’nin adalet mekanizması her türlü siyasi yapının üzerindedir. Yani beni neden korusunlar ki? Pek çok siyasetçinin yakını gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Siyasetçiler aynı şekilde, eski milletvekilleri aynı şekilde gözaltına alınıp sorgulanıyor. Benim bu FETÖ denen hain örgüt ile bir bağlantım söz konusu olsa beni koruyabilecekler mi? Kim nasıl koruyacak? Ama suçu olmayan bir insana da kusura bakmasın kimse suç uydurup yafta yapıştıramaz. Olmayan bir suç varmış gibi ortaya konulamaz. Yüce Türk adaleti suç uyduranlara da gereğini yapmaya kadirdir. Onun için beni kimsenin koruması söz konusu değildir. Biz, Allah’ın bize lütfettiği feraset sayesinde kendimizi bunlardan uzak tuttuk. Kaldı ki; 2011 yılında biz göreve geldiğimizde daha 5 geçmemişken Kayseri’de Türkçe Olimpiyatları yapılacaktı, o zaman bu organizasyonu gerçekleştirecek insanlar, ben kendilerini tanımıyordum ama bize haber gönderip ‘Kayseri Şeker Fabrikası olarak Türkçe Olimpiyatları’na sponsor olun’ dediler. Ben de o günlerde dedim ki, ‘Kesinlikle Kayseri Şeker Fabrikası o tür organizasyonlara sponsor olmaz.’ Tekrar haber geldi, ‘Kayseri Şeker Fabrikasının afişini asalım’ diye bir teklifle geldiler, biz oraya afişimizi dahi astırmadık. 2011 yılı Haziran veya Temmuz ayı bir düşünün. Biz herkesin onlarla beraber olmak için can attığı ve yarıştığı veya onlarla beraber olup da bir takım makamlara gelmek için uğraştığı dönemde bu tavırları ortaya koymuş insanlarız. Onun için bizim hiç kimsenin korumasına ihtiyacımız söz konusu dahi değildir. Bu yapı tamamen bir pislik ve ülkemizin başına açılmak istenen büyük bir beladır. Biz bu belayı daha öncesinden bir şekilde fark ettiğimizi ve bundan uzak durduğumuzu düşünüyoruz. Allah’ın izniyle bu konuda verilemeyecek bir hesabımız söz konusu değildir” dedi. Kayseri Şeker’in çiftçilerin ortak malı olduğunu sözlerine ekleyen Akay, “Biz bu kurumda çiftçinin adına hizmet yapıyoruz. Çiftçinin ekmeğine katık olmaya çalışıyoruz. Burası çiftçinin kuruluşu, Kayseri Şeker milletin ve çiftçinin malı, ortalık malı değil. Biz burada emanet anlayışıyla görev yapıyoruz. Biz gerçekten buraya dört elle sarılıyor ve sahip çıkıyoruz. Bu kuruluş ayakta kaldığı sürece Kayseri ve çevresi Sivas, Yozgat ve Nevşehir olsun bütün bu bölgeye katkı sağlayacak. Kayseri Şeker bu seneki üretimiyle tek başına 1 Milyar TL’lik ciroyu aşacak konuma geldi. Onun için bu şirketin güçlü bir şekilde varlığını sürdürmesi ve sahip çıkılması lazım. Burada bir takım yanlış ve kötü niyetli insanlar Hüseyin Akay’a zarar verelim derken Kayseri Şeker Fabrikası’na ve bunca çiftçiye zarar vermeye kimsenin hakkı yok. Yaptığımız bir yanlış varsa elinde belgesi bilgisi olan kim varsa gerekli yerlere müracaatlarını yapabilir” ifadelerini kullandı.
“Biz 2011’de enkaz devraldık, 650 trilyon borç ödedik”
Kendilerinin görevi devraldıkları 5 buçuk yıllık süre sonunda 650 Trilyon borç ödediklerini ve üremez hale getirilen Kayseri Şeker ve Boğazlıyan Şeker Fabrikalarını borç batağından kurtardıklarını da sözlerine ekleyen Akay, “Biz 2011 yılında göreve geldiğimiz zaman enkaz devraldık. Çiftçi pancar ekemez halde Kayseri Şeker Fabrikası 650 Trilyon borç batağına girmiş ve tüm malları bankalar tarafından ipotek edilmiş durumda idi. İşçiler alacaklarını alamıyor, çiftçiler pancar bedellerini alamıyor, nakliye şirketlerine ödeme yapılamadığı için kamyonlar fabrikaya pancar getiremiyordu. Esnaf o dönem Kayseri Şeker Fabrikası’na verdiği malın parasını alamadığı için çivi dahi satmıyordu. Kayseri Şeker Fabrikası pancar ekemez ve ektiremez duruma gelmişti. Biz göreve geldik Kayseri Şeker Fabrikasının çarkları dönmeye başladı ve Allah’a şükür bu borçlar faizleriyle birlikte ödendi, ipotekler bir bir kalktı. Önce Kayseri Şeker Fabrikası ardından çiftçimiz nefes alır hale geldi. Artık paraya en ihtiyaç duyulan kampanya dönemlerinde dahi kredi çekmeyip öz kaynaklarımızla çiftçilerimize paralar dağıtır hale geldik” dedi.