- Haberler
- 1. YEŞİLHİSAR ENGELSİZ SANAT BULUŞMASI…
1. YEŞİLHİSAR ENGELSİZ SANAT BULUŞMASI…
26 Nisan 2014 Cumartesi günü Yeşilhisar Kaymakamlığı, Yeşilhisar Belediye Başkanlığı, Birleşen Yürekler Derneği ve Yeşilhisar Sosyal Yaşamı Geliştirme Derneği tarafından ortaklaşa düzenlenen '1. İlden İlçeye Birleşen Yürekler Sanat Köprüsü' Şöleni, gerçekleşti.
Bu özel ve güzel programı tertip eden Yeşilhisar Kaymakamı Sayın Mehmet Şirin Yaşar’a Yeşilhisar Belediye Başkanı Sayın Abdülkadir Akdeniz’e, Yeşilhisar Sosyal Yaşamı Geliştirme Dermeği Başkanı Sayın Yusuf Ateş’e ve programın emektarı haftalarca koşturan Birleşen Yürekler Derneği Genel Başkanı Sayın Yasemin Meydan’a çok teşekkür ediyoruz. Birleşen Yürekler Derneği ile ilgili kısaca bilgi vermek gerekirse şunları söyleyebiliriz. Birleşen Yürekler Derneği Irk, etnik köken, dil, dini inanış, renk, cinsel yönelim, yaş, engellilik, toplumsal statü, siyasi görüş, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin evrensel mutluluk, adalet ve birliktelik için ihtiyaç sahibi ile bağışlayan arasında maddi ve manevi olarak köprü oluşturma çerçevesinde merkezi Ankara’da olan bir dernek. On aylık kısa bir geçmişe sahip olan Birleşen Yürekler Derneği engelli, engelsiz sanatçıları Birleşen Yürekler kültür, sanat ve edebiyat şölenleriyle sanatseverlerle buluşturuyor. Sanatçıları tanıtmak, kaynaştırmak, engelli sanatçıların sesi olmak, engellerin sadece insanların zihinlerinde olduğunu göstermek için düzenlenen şölende toplumsal kimlikler, statüler tamamen kenara bırakılarak sadece sanat ve edebiyatın dile geldiği samimi programlar gerçekleştirmek. Birleşen Yürekler Derneği Genel Başkanı Yasemin Meydan derneklerinin temel felsefesiyle ilgili şunları söylüyor. Hz. Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaşi Veli gibi gönül erenleri söz ve yaşamlarıyla hep yüreklere dokunmuş yürek insanı olmuşlardır. Yürek en hassas yerimizdir. İyi de oradan kötü de. Bu yüzden en ihtiyaç duyulan da bu dönemde yürek insanı olmaktır. Daha öncede bundan sonra da tek buna ihtiyaç vardır. Birleşen Yürekler Derneği de böyle doğdu yol arkadaşlarım bana inandılar biz olduk ben de onlara inandım biz olduk beni terk ettim. Yüreklerimiz yola, sevgiye, gönüller talip olduk. Hz. Mevlana’nın dediği gibi “Aklın yoksa yandın. Ya kalbin yoksa? O zaman zaten sende yoksun ki” Bu yüzden Hz Mevlana’nın felsefesi evrensel olması ve düşüncelerini şiir sınırsızlığı ile sunabilmiş olmasıdır. Hz. Mevlana “Danışan akıllar, aydınlık kandillere benzer; yirmi kandil, elbette bir kandil, elbette bir kandilden daha fazla aydınlık verir. Olabilir ya belki de aralarında gökyüzünün ışığından uyanmış bir kandil vardır.” İşte onlar biziz ışığımızı yayarsak yaralı yürekler ısınır, yetim, yoksul, muhtaçlar gönülden verince doyar değil mi arkadaşlar. Hz Mevlana’dan “Ey altın sırmalarla süslü giysiler giymeye, kemer takmaya alışmış kişi sonunda sana da dikişsiz elbiseyi giydirecekler.” Bu yüzden merhamet ve sevgiyle mukabelede bulunalım. Hz. Mevlana’dan “Dün geçti gitti, Dün gibi dünün sözü de bitti. Bugün yepyeni bir söz söylemek gerek.” Oda Birleşen Yürekler Derneği Demek Lazım ." Yeşilhisar’da yapılacak olan programın amacı engelsiz sanat buluşmasıyla yüreklerin birleşmesiydi. Engelsiz bir yaşamın hayatın her noktasında olması duygu ve düşüncesiyle yola çıkan engin gönüller ve gül yürekli insanlar iyi ki var. Bu gönül erlerinin toplumdaki hizmetlerini takdirle karşılanmalıdır. Günler önce Birleşen Yürekler Derneği Genel Başkanı Yasemin Meydan kardeşimin telefonuyla heyecanlandım. Engelsiz sanat buluşması için bir program olacağını duyunca yapılacak bu güzellikte benim de bir katkım olur sevinciyle çalışmalara başladık. Kayseri’de yaşayan şair, âşık, ozan, halk müziği sanatçılarından oluşan heyete Ankara ve Nevşehir’den katılan şairlerle Cumartesi saat 11.00 da “Yoğunburç Kültür Evi”nden Yeşilhisar’a hareket edildi. İlk durağımız el bebekleriyle meşhur Soğanlı Köyü idi. Burada tatlı ve güler yüzle karşılandık. Açık havada yenilen etli pilav ve içilen nefis ayran ve şairlerin tatlı muhabbeti yanında tarihi Yılanlı Kilisesi ziyareti ve Belediye Başkanı Sayın Abdülkadir Akdeniz’in her katılımcıya birer bebek hediye etmesi ayrı bir güzellikti. Daha sonra şölen yapılacak yere hareket edildi. Saat 14.30 da başlayan programda açılış konuşmasında Birleşen Yürekler Derneği Genel Başkanı Yasemin Meydan ilkini Ankara’da gerçekleştirdiği Kültür ve Sanat Şölenlerinin dernek adına devam edeceğini ve engelsiz düşüncenin pozitif yanında gerçekleşen birlik ve beraberlik çalışmalarına katkı ve katılım sağlayacaklarını anlattı. Daha sonra söz alan Yeşilhisar Belediye Başkanı Abdülkadir Akdeniz bundan sonraki buluşmanın daha katılımcı, daha paylaşımcı olacağını buna benzer hizmetlere devam edeceklerini söyledi. Programa emek verenlere teşekkür etti Şiir dinletisine Ali Özkanlı, Ayşe Paslanmaz, Selma Türkyılmaz, Vedat Sağlam, Sergül Vural, Turgut Aydın, İsmail Adil Şahin, Süleyman Akbaş, Adem Armağan, Ayhan Bingöl, Ergün Bilgi, Dost Cemali, Ersin Çimen, Mustafa Çölkuşu, Sabiha Dursun, Süleyman Ekinci, Ahmet İlhan, Kadir Karaman, Gülcan Kavaklı, Yüksel Kalkan, Ayhan Kılıç, İbrahim Mucuk, Nusrettin Memiş, Gürhan Olcaytürkan, Âşık Mahrumî ve Ozan Derviş yürek seslerini seslendirdiler. Program sonunda katılımcılara günün anısına katılım ve belgesi ve plaket takdimi yapıldı. Şölen sonrası ülkemizin nadide köşelerinden biri olan, ünü ülke sınırlarını aşan, her yıl binlerce doğasever kuş gözlemcisi, bilim adamı ve araştırmacının ziyaret ettiği 300 den fazla kuş çeşidinin olduğu, dev bir açık hava laboratuarı olan Sultan Sazlığı gezisi görülmeye değerdi. Şairler tarafından müzede ve açık alanda çekilen fotolarla bu güzellik ölümsüzleştirildi. Değerli okuyucular… Bu güzel kültür şöleni vesilesiyle Yeşilhisar, Soğanlı ve Sultan Sazlığı ile ilgili bilgiler vermek istiyorum. Yazalım ki şehrimizin bu güzel köşesi insanlarımız tarafından bilinsin ve ziyaret edilsin. Yeşilhisar Osmanlı padişahı III. Mustafa tarafından Karaman'ın Niğde Sancağı'na bağlanan Yeşilhisar, 1858'de nahiye olarak Kayseri'ye, 1902 yılında ise İncesu ilçesine bağlı bir yerleşim yeri olmuştur. 11 Haziran 1947 tarihinde ilçe olmuştur. Uzun yıllar Develi Karahisar adıyla tanınmış olan belde daha sonra günümüzdeki adını almıştır. İlçe’nin kuruluşu kesin olarak bilinmemekle birlikte, ilk önce Hititler daha sonra Persler MÖ 3500 yıllarında da İskender'in emrine girmiştir. MÖ 317 yılında bu bölge Roma İmparatorluğunun hâkimiyetine geçmiştir. Kapadokya bölgesinin sekiz büyük şehri içinde adı geçen Kbistra veya Siyiera bugünkü Yeşilhisardır. MÖ 256 yılında İran'ın daha sonra tekrar Bizans İmparatorluğunun hakimiyetine giren Kbistra, 672 yılında Battal Gazi’nin fethi ile ilk defa Müslümanların eline geçmiştir. Yeşilhisar zaman içerisinde Abbasiler, Danişmendliler ve 1114 yılında da Selçuklular, İlhanlılar, Karamanoğulları egemenliğine giren Yeşilhisar, Yıldırım Bayezid zamanında Osmanlıların hakimiyetine girmiştir. Fatih Sultan Mehmet, Koçi Bey’i Yeşilhisar’ın fethi için memur etmiştir. Soğanlı köyü Türkmenlerden gelen eskiden kale köyüne bağlı ve 1935 yılında kale köyünden ayrılmış ve köy olmuştur. Tarihi olarak ta M.S. 6 ve 7 yüzyıllarda Bizanslıların yaşadığı ve o dönemde Romalıların mezaliminden kaçmak için gelmişler ve korkularından bir sürü mağara ve dini inançları gereği de kayadan oyma kiliseler oymuşlar. Şu anda gezile bilen 15 kilise ve kayıp olan yaklaşık 50 tanede kilisenin olduğu düşünülmektedir. M.S.1200-1300 yılları arasında köy Bizanslılardan alınarak bir Türk köyü haline getirilmiştir. Soğanlı Köyü Kayseri'nin Yeşilhisar ilçesine bağlı olan Soğanlı Köyü eski bir yerleşim bölgesi olup tarihi 4.yy'a kadar dayanmaktadır. Soğanlı Köyü, Soğanlı Vadisinde kurulmuş olup peri bacaları, doğal güzellikleri, kaya oyma kiliseleri ünlüdür. Soğanlı Bebekleri, eşekli turları ile görülmeye değer bir tabiat harikasıdır. Rivayetlere göre Roma İmparatorluğu döneminde Kapadokya da Hıristiyan din adamlarının yetiştirildiği 365 kilisesi ve büyük toplantı binaları olan merkez konumunda (Vatikan) eşdeğeri bir köydür. Soğanlı Köyü Kayseri'nin Yeşilhisar İlçesi sınırları içerisindedir ve yaklaşık 25 km uzunluğunda bir vadinin içerisindedir. Vadi, yer sarsıntıları sırasında çökmelere uğramış ve çöken alan doğal etkilerle daha da derinleşerek vadi ve platoları meydana getirmiştir. Vadi yamaçlarında yer alan kaya konileri Romalılar tarafından mezarlık, Bizanslılar tarafından kilise olarak kullanılmıştır. Kilise Fresklerinin stil açısından 9. ve 13. yy ait olduğu düşünülmektedir. Vadi boyunca Soğanlı Köyü'nde binlerce mağara ve barınaklar dışında kiliselerde mevcuttur. Bu şaşırtıcı görüntü, dere kenarlarındaki rengârenk ağaçların yumuşak etkisiyle bambaşka bir zamanın sınırlarını zorlar. Soğanlı vadisinde yer alan önemli kiliseler: Karabaş, Yılanlı, Kubbeli ve Azize Barbara kiliseleridir. Karabaş kilisesi Soğanlı Vadisinin sağ yamacında yer alır. Farklı zamanlarda ve farklı yöntemlerle boyanmış olup 11. yy'a aittir. Kubbeli kilise, peribacasının iyi bir şekilde işlenmesi ile oluşturulmuştur. Tonozları apsisleri ile ileri bir mimari özellik gösterir. Kubbeli kilise Kapadokya kültürü içerisinde kayaların dışarıdan şekillendirildiği bir kaç örnekten biri olmasıyla da özel bir yere sahiptir. 10. yy'da yapıldığı sanılan, Azize Barbara Kilisesi ise vadinin sonunda yer alır, Tahtalı kilise adıyla da anılan bu kilise, tek nefli, tek apsisli ve beşik tonozludur. Soğanlı Köyü çevresinden geleneksel biçimde evlerde üretilen Soğanlı Bebekleri yöreye gelen turistlerin ilgisini çekmiş ve giderek bir Soğanlı Bebekleri sektörü oluşmuştur. Yörede yapılan ve çeşitli isimlerle satışa sunulan bez bebeklerin yanı sıra el örgüsü, Anadolu motifleri ile bezeli, eldiven, çorap gibi eşyalar da ilgi çekmektedir. Kapadokya Bölgesinde bir vadi içinde yer alan Soğanlı Köyü, M. S. 4. yüzyıldan itibaren çeşitli uygarlıklara öncülük yapan Hıristiyan âleminin Kapadokya'daki merkezlerinden biri olmuş ve önemini 7. ve 8. yüzyıllarda da sürdürmüştür. Soğanlı Köyü, Yeşilhisar ilçe merkezine 15 km. mesafede, kaya kiliseleri ve mağaraların bugünkü evler ile iç içe girdiği bir yerleşim yeridir. Yaklaşık 25 km uzunlukta olan Soğanlı Vadisi, yer sarsıntısı sırasında çökmelere uğramış ve çöken alan doğal etkilerle daha da derinleşerek vadi ve platoları meydana getirmiştir. Ihlara - Göreme ve Zelve vadilerinde görülen kaya yerleşimleri ve kiliselerin benzerlerini ve bunlardan farklı olarak dünyada örneği sadece bir kaç yerde görülen dışarıdan şekillendirilmiş kubbeli kaya kiliseyi Soğanlı Köyünde görebilirsiniz. 850 yılında Soğanlı Köyünde 200 kadar kilise ve manastır bulunmakta idi. Halen 50 kadar freskli kilise vardır. Ancak bunlardan 10 kadarını gezmek mümkündür. Diğerlerinin kapsı ve pencereleri örülerek kapatılmıştır. Vadide kaya oyuğu yerleşim yerleri dağ eteklerinde görülebilir. Soğanlı Köyünde vadi yamaçlarında yer alan kaya kolonileri ve mağaralar Roma döneminde mezarlık, Bizans döneminde de kilise olarak kullanılmıştır. Kilise freskleri stil açısından 11 ve 13. yüzyıl dönemini yansıtmaktadır. Vadi boyunca Soğanlı Köyünde oyulmuş pek çok kilise ve manastırlar dışında da binlerce mağara ve barınak bulunmaktadır. Tüfler üzerinde kurulu olan Soğanlı Köyünde 50'ye yakın kaya kilise ve mağara mevcut olup, ayrıca peribacalarının güzelliği ile de meşhurdur. Mağara ve kiliselerde mezarlar, İsa Peygamber ve havarilere ait birçok resim bulunmaktadır. Soğanlı Köyünde yer alan önemli kiliseler Karabaş (Saint George), Yılanlı (Church with Snakes), Kubbeli, Saklı (Hidden Church), Geyikli(The church with Deer), Tokalı (Church with a Buckle), Ballık ve Azize Barbara (Church of Saint Barbara) kiliseleridir. Soğanlı Köyü, köyün simgesi haline gelen Soğanlı Bez Bebekleri ile de ünlüdür. Köylü kadınlarca yapılarak bütün Kapadokya bölgesinde satılan ve Soğanlı Bebeği adı ile ün yapan bu bebekler, köyün en önemli gelir kaynaklarından biridir. Sultan Sazlığı Toplam genişliği 17.200 hektar olan alan, Kayseri’ye 70 km. uzaklıktadır. Sultan Sazlığı’na 1988 yılında, Türkiye’nin en geniş sulak alanlarından biri olduğu; çok sayıda endemik sucul ortam bitkisi bulundurduğu ve çok sayıda kuş türü için de son derece uygun üreme ve barınma ortamı sağladığı göz önünde bulundurularak 2873 sayılı Millî Parklar Kanunu’na göre tabiatı koruma alanı statüsü kazandırılmıştır. Ancak, alan, aynı zamanda, 1993 yılında Birinci Derecede Tabiî Sit Alanı yapısına kavuşturulmuştur. Adını ve ününü Osmanlı İmparatorluğu Dönemindeki Sultanların avlak yeri olmasından alan Sultan Sazlığı, ekolojik devirlerde volkanik bir dağ olan Erciyes Dağı’nın yükselişiyle birlikte oluşan Develi-Yahyalı-Yeşilhisar İlçeleri arasında kalan 319.000 Hektarlık kapalı su toplama havzasının ortasında bulunmaktadır. Sultan Sazlığı, step ekosistemi içerisinde eşine az rastlanan tatlı ve tuzlu su ekosistemini bir arada bulundurması, İç Anadolu step ekosistemi içerisinde sahip olduğu zengin biyolojik çeşitliliği ve Afrika ile Avrupa arasındaki göçmen kuşların kullandığı iki ana kuş göç yolunun bu alanda kesişmesi nedeniyle ülkemizdeki en önemli sulak alanlardan birisidir. Ali ÖZKANLI Eğitimci Yazar
Tebrik ederim çok acıklamışsınız