• Haberler
  • Asayiş
  • 'Yazıcıoğlu yaşıyor' bilgisi FETÖ'cü müdürden geldi

'Yazıcıoğlu yaşıyor' bilgisi FETÖ'cü müdürden geldi

FETÖ'nün darbe girişimi soruşturması kapsamında tutuklanan bir dönem Kahramanmaraş İstihbarat Şube Müdürü olan Dursun Özmen'in Yazıcıoğlu suikastinde izi olduğu ortaya çıktı. Gerçek Hayat, dönemin Kayseri Valisi Mevlüt Bilici'nin açıklamalarıyla Yazıcıoğlu suikastında bilinmeyenlerini günyüzüne çıkardı.

 25 Mart 2009'da Kahramanmaraş mitinginden Yozgat-Yerköy mitingine hareket etmek üzere yola çıkan Yazıcıoğlu'nun helikopteri bilinmeyen bir sebepten dolayı düşmüş, Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişi hayatını kaybetmişti. Dönemin Kayseri Valisi Mevlüt Bilici, istihbarat bilgisinin Kahramanmaraş Emniyeti'nden geldiği net olarak kayıtlara geçtiği halde, Yazıcıoğlu'nun yaşadığı bilgisini paylaştığı için karalama kampanyalarından kurtulamadı. Yıllarca “aramaları sabote eden adam" olarak anılan Bilici'nin hakkında FETÖ medyası olumsuz haberler yaptı, ölüm tehditleri aldı. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Muhsin Yazıcıoğlu'nun davası yeniden açıldı. İstihbaratın geldiği Kahramanmaraş İstihbarat Şube'nin o dönem müdür yardımcısı olan Dursun Özmen FETÖ darbe girişiminin ardından tutuklanınca, akıllara Mevlüt Bilici'ye kasıtlı olarak bir karalama kampanyası yapıldığı geldi. Gerçek Hayat’tan Sevda Dursun, Bilici ile kendisine yapılan itibar suikastını ve Yazıcıoğlu'nun helikopterinin düşürülmesinin ardından yaşadıklarını sordu. İşte o söyleşiden öne çıkan bölümler;

Emniyet müdüründen bilgi notu geldi

Kazanın yaşandığı dönemde Kayseri Valisi olarak görev yapıyordum. Olay günü odamda o zaman başkan vekili, aynı zamanda Kayseri milletvekili olan Sadık Yakut, kardeşi Ömer Yakut ve İl Genel Sekreteri Mustafa Atsız'la oturuyordum. O sırada Kayseri Emniyet Müdürü Orhan Özdemir aradı ve Muhsin Yazıcıoğlu'nun kaza yaptığı haberini verdi. Hepimiz çok üzüldük. Televizyon açık olmadığı için olayları takip edemedik. Bir müddet sonra Emniyet Müdürü beni tekrar arayarak, eline bir bilgi notu geldiğini, bilgi notunda Yazıcıoğlu'nun kaza yaptığı yere ekiplerin ulaştığı, Yazıcıoğlu'nun ayağının kırık bir vaziyette bulunduğu, diğerlerinin yaralı olduğu ve hastaneye kaldırılacağının yazıldığını belirtti. Ben de bu habere sevindim. Odadaki misafirlerimle paylaştım. Bir süre sonra dönemin BBP Genel Sekreteri Yalçın Topçu arayarak “Sayın valim, içimiz yanıyor, bir haber var mı?" diye sordu. Ben de ona böyle bir bilgi olduğunu ama teyit edilmediğini söyledim. Tamamen insani bir ilişki bu. Herhangi bir kanala çıkıp basın açıklaması yapmadım. Öğrendiğim kadarıyla onun yanında gazeteciler varmış. Bu konuşma basına “Kayseri Valisi'nden açıklama" olarak lanse edildi.

İstihbarat Maraş’tan geldi

Dönemin Kayseri Emniyet Müdürü Orhan Özdemir'in telefonda verdiği bu bilginin yazılı notu elinize ne zaman geçti?

Aradan on-on beş dakika geçince bu haberin doğru olmadığı ortaya çıktı. Ben de Emniyet Müdürünü makama çağırdım. Bu haberin doğru olup olmadığını, bunu nereden aldığını sordum. O da istihbarattan aldığını söyledi. Bunun bilgilerini ve teyidini çıkartıp getirmesini istedim. Akşama doğru, zannediyorum sekiz civarında getirdi notu. Kayseri İstihbarat, Maraş istihbarattan bilgiyi aldığını söylemiş. İstihbarat çıktısını bilgisayar çıktısı olarak bana da sundu. Ben zaten sonradan soruşturma yapıp bunları tespit ettirdim.

Ölüm tehditleri aldım

O günden sonra sizinle ilgili olumsuz bir kampanya başlatıldı. Bu süreçte neler geldi başınıza?

Paralel yapının basın yayın grubu, inanılmaz bir kampanya yürüterek aleyhimde haberler yapmaya başladı. Özellikle en kötü fotoğrafımı kullanıyorlardı. 'Bu hedef göstermedir, öldürülürsem müsebbibi sizsiniz' diye çok söyledim. Ama dinletemedim. Onların internet sitelerinde çokça haber yapıldı, yazı yazıldı, hakaret ve ölüm tehditleri aldım. Bunun benim ailem üzerindeki olumsuz etkilerini takdir edersiniz. Çocuğuma okulunda benimle ilgili olumsuz ifadeler kullanıyorlardı. Bütün ailem, sülalem her şeyi bildiği halde, izah etmek zorunda kalıyorduk. İspatlayamıyorsunuz ki. Haberlerin tamamı 'Kayseri Valisi'nin açıklaması' şeklinde çıkıyordu. Benim öyle bir açıklamam yok. Basının karşısına çıkıp bir şey söylemişliğim yok. Anlatamadım bunu.

Kendi adamları Kayseri'ye vali olsun istiyorlardı

Yazıcıoğlu'nun helikopterinin düşürülmesi olayından önce de paralel yapının sizinle uğraştığı bilgisi var. Bunun sebepleri ne sizce?

Hayalet bir güçle savaştık

17-25 Aralık sürecinde paralel yapının birçok kişiyi dinlediğini öğrendik. Sizi de dinlemişler mi?

O dönem benimle ilgili muhtemelen gayri resmi dinleme yapılıyordu, ama resmi olarak 2011 yılında dinleme talebinde bulunmuşlar. “Bilgi kirliliğine neden olmak suçu kapsamında gönderilen talep kapsamı dışında terör örgütü faaliyetleri kapsamında suç delillerini yok etme" suçundan dinlemişler. Aslında böyle bir dinleme hakları yok. Ama örgüt suçu olarak ifade ettiklerinde kanunsuz bir şekilde dinleyebiliyorlar. 1 sene kadar dinlemişler. 2012 yılında Kayseri Valiliği'nden ayrılınca dinlemelerin anlamı kalmadı tabii. HSYK'dan bir müfettiş beni çağırıp böyle bir dinlemenin olduğunu, şikayetçi olup olmayacağımı sordu. Ben de şikayetçi olduğumu söyledim. Eğer merkeze alınmasaydım, o dinlemelerle birlikte 17-25 Aralık operasyonlarında tutuklanabilirdim muhtemelen. Her şeyi yapabilirlerdi o dönem. Allah korudu. Bunu sadece bana yapmıyorlar. Birçok insana bu şekilde itibar suikastı yapıldı. Kim iade edecek bizim itibarımızı? “Niye anlatmıyorsunuz?" diyorlar. Kimi suçlayacaksın. Somut bir şey mi var ortada. “Şudur" diye gösteremiyorsun. Hayalet bir güçle uğraşıyorsun.

Yazıcıoğlu davası yeniden görülüyor. Davaya müdahil olacak mısınız?

Zaten orada bu bilgiyi verdiğim için dosya devam etmiş olacak. Ama ben de haksız yere beni suçlayanlar hakkında dava açmayı düşünüyorum.

Bakmadan Geçme