'Sayın Erdoğan'ın yaşanan tartışmalardan rahatsız olduğunu biliyoruz...'
Yeni Şafak gazetesi yazarı İbrahim Tenekeci, bugünkü köşesinde ' Sayın Erdoğan'ın yaşanan tartışmalardan ve bazı iddialardan rahatsız olduğunu, üzüntü duyduğunu kesinlikle biliyoruz. Biraz daha sabır' diye yazdı.
İbrahim Tenekeci, bugünkü köşesinde “Nereye geldik?” başlıklı bir yazı kaleme aldu. Yazısında Cem Küçük ile başlayan tartışmaya dair görüşlerini yazdı.
Tenekeci'nin yazısının ilgili bölümleri şu şekilde:
“Yıl 1987. Ağır rutubet kokan küçük bir salonda beş kişiyiz. Recep Tayyip Erdoğan'ı dinliyoruz. Bir saat geride kaldı. Heyecanından ve ciddiyetinden zerre kaybetmeden konuşmasını sürdürüyor. O konuşma bir buçuk saatin sonunda bitti. Beş kişiye bu kadar uzun süre konuşma yapmak nasıl bir şeydi? Şimdi partinin en alt kademesindeki genç kardeşimiz bile böyle bir 'kalabalığa' seslenmeye tenezzül etmez."
“Sonra camia büyüdü. Sayı arttı. Sorunlu büyüyorduk sanki. Bunu hep dile getirdik, çekincelerimizi söyledik” diyen İbrahim Tenekeci eleştirilerini şöyle sürdürdü:
“İnsana gidenler ile imkâna gelenler aynı çatı altındaydı. İmkânı imtihan olarak görenler ile fırsat bilenler aynı geminin içindeydi. Ne yazık ki diğerlerinin sayısı her geçen gün artıyordu. Bu durum, özellikle belediyecilik alanında ve medya sektöründe etkisini gösteriyor. Ülkeyi yönetmeye talip olduğunuz vakit, bazı şeyler kaçınılmazdır. Burada, birtakım mecburiyetleri kastetmiyoruz. İnsanları kucaklamayalım demiyoruz. Akan çeşmeye uzanan iki el var. Biri israf olmasın diye çeşmeyi kapatmak istiyor. Diğeri de küp getirmiş.”
İbrahim Tenekeci “Son günlerdeki tartışmalara, daha doğrusu düşmanlıklara işte buralardan bakıyoruz. Bazı eleştirilerin şahsiyat boyutuna ulaştığını görüyor ve üzülüyoruz. Yıpranma payına itirazımız yok. Yıpratma kısmına karşıyız” dedi.
“Dışarıya yansıyan görüntümüz budur: Yokluğu bölüşen insanlar varlığı paylaşamaz hale geldi” değerlendirmesinde bulunan Tenekeci şöyle devam etti:
“İçeriye gelince. Sayın Erdoğan'ın yaşanan tartışmalardan ve bazı iddialardan rahatsız olduğunu, üzüntü duyduğunu kesinlikle biliyoruz. Biraz daha sabır. 1987 yılından günümüze geliyoruz. Acilen ve ihtiyaçtan: Kaybettiğimiz dayanışma duygusunu yeniden kazanmamız gerekiyor. Müslüman, kendisinden emin olunan kimsedir. Önce bu bölümü tahkim etmemiz şarttır. Sadece Allah'tan ve namuslu insanlardan korkarız. Bunun da bilinmesini isteriz. Acı hakikat: İnsanları yemeye en iyi yerinden başlıyoruz. En güzel huyu veya marifeti neyse, oradan. Mesela ahlaklı birine 'ahlaksız' damgası vurmaktan çekinmiyoruz. Sadıkları hainlik suçlamasıyla korkutmaya çalışıyoruz. En maharetli olduğu konuda onu beceriksiz ilân edebiliyoruz."
NELER YAŞANDI?
Cem Küçük, Mavi Marmara şehit ve katılımcılarına 'İslamcı manyaklar' , 'kafadan İsrail düşmanları' , 'kafadan Batı düşmanları' demişti. Küçük, "Erdoğan'ın partinin başına geçtiğinde bu manyak tiplerle yolunu ayırması gerektiğini" de söyledi.
TİMETÜRK