Seni, sana bırakmazlar. Seni, senli kabulleri imkansız ve sen, senceliğe sarıldıkça seni, öz ellerin ile boğmak için baskılarlar...
Mecbursun sen onlara göre; eşeklerini sürmeye, keyiflerini yelpazelemeye...
Aksi halde; seni kafaya takarlar. kafayı seninle bozup, ayarlarındaki herkesi sana karşı doldururlar.
Ne demeli?
Şıracının şahidi bozacı...
Dolunayda aya doğru kafayı kaldırıp uluyan kurtların sesi aya ulaşmaz; ama görüntüleri efsanelere ve belgesellere malzeme olur...
*
Birini tanımanın en sağlıklı yöntemi, onun, başka biri hakkındaki yargısına kulak kesilmektir. O, başkada aslında kendini anlatır. Beğeni, nefret, sevgi, öfke, kin, husumet, sempati, ilgi vb. derken, neyi var neyi yok her bir şeyini ortaya saçar...
Bir başka ölçüt de şudur:
Rüyalar beklenti, korku, ümit, arzu, niyet belirteçleridir. İyi bir analizci rüyasını anlatanın her bir haline muttali olur.
*
Medeniyeti inkişaf halinde olan cemiyetlerdeki her tanzimat, muhakkak bir tazminata sebep olmuştur.
*
Yere düşürdüğü birinin kafasına tekme atmayı, öldürmeye teşebbüs olarak değerlendirmeyen bir hukuk sisteminin daha çok fırın ekmek yemesi gerekmektedir.
*
Mut'a kafayı takmışız. Bizi mutlu edecek ne Varsa heybeye; mutsuzluktansa kaçmalı Uzaklara. Mutluluk ve mutsuzluk esasta bir Paranoyadan ibaret, Bütün bu arayış sonuçta Hormonik siyaset.
Geviş getiren inek mutsuz mu ayağından bağlıyken ve gövdesinde zevkten salyası akan sinek, diğer sineğin tepesindeyken üstlerine Düşen ineğin kuyruğunun gölgesinden Habersizce tuttukları işle nesillerine ve evrene Katkı adına. İş bu muhatap sinek olunca mutla Ne alaka; ama sen olunca yandı gülüm keten Helva. O an onlara bunu yaptırtanla keyfine Keder kaşıntının rahatsızlığından ineğe Kuyruğunu kaldırtan ve sineklerin tepesine Çaktırtan kimin ayarınca
Çalış beyin,
Solu havayı ciğer,
Öksür ruh ve kus...
O sineğin hücreleri ineğinkinden ve ineğin etini Tüketeninden daha mı önemsiz yaşamda?
Tek bir halka kırılsa aslında ne sinek, ne inek, Bilumum nebatat, hayvanat, börtü böcek Cümlemizin sonu aynı.
Hücrelerin senfonisi birbirini didiklemesi Tepişip kakışıp düzenli ve ritmik oynaşmaları
Bir minik amip şef, elinde koca bir def
Göz ve kulaksız, dolayısıyla ayarlı bir ayarsız olup bitmede ne oluyorsa notacının dilince...
Ya da de ki deyneği elinde sallıyor cüssesince...
Antep’in hamamları
Sallanır külhanları
Hoşgör mahallesinin
Dipdibedir damları
Hey yaşlı ve akan zaman, tutamadığımız ömür, Durmayan, yıkılmayan, daralmayan anlarda Yaşam an an yaşamayı beceremeyen biz mutlu Mutsuzlardan gün günü devirirken bizler Yaşlanıyoruz, gelişip genişledikçe de, büzülüyor Ve süzülüyoruz. Hep farkındayız. Üstelik güne ’Dur’ deme olanağımız henüz ötelerde bir yerde. O ’dur’ denilene kadar öndekinin gelişini Kutlasam ne yazar, kutsamasam ne?
Hem kime ne? Söylesene. Bana ne sana ne?
Avucunda milyonlarca tanrı tanesi,
Toprağın bol olsun ...
*
Kafa işi
Kısaca şöyle de diyebilirsiniz:
Kafaya taktığını aldığında, kafandan çıkıyor mu?
Bu araba, iş, karşı cins; fark etmez, aldığında, sende almadan önceki değerinde kalamıyorsa o, bu senin şişirme, üfürme, indirme, bindirme seanslarının türevi kesinlikle.
Tatminsize dengesiz biçimde zarar verici bir virüs gibi etki ettiğinde, ettiği, etmediğine de sokulması kaçınılmaz oluyor.
Yanan canlardan canı yanmayanın yangınından korunmak çok zordur. Bu nedenle, yangını gördüğünde yüzünü koru. Herkes gider bir sen kalırsın geride.