ALLAH SONUMUZU HAYR ETSİN AMA!?

TÜM YAZILARI SON GÜNCELLEME: 17 Nisan 2015 19:46

Bugün içinde bulunduğumuz çağ medya ve iletişim çağı olarak adlandırılıyor. Ama ne iletişim ne medya yani. Allah belasını versin böyle medyanın da, böyle kitle iletişiminin de. İnsan düşününce kafayı yememek elde değil. Biliyorum çok ağır laflar. Bela dilememek hoşgörülü ve anlayışlı olmak gerekir diyoruz ama insanın da bir tahammül sınırı var. İnsan etten ve kemikten, duyguları ve hisleri olan bir varlık. Önceki gün bir internet sitesinin manşet haberlerinden birisi şöyleydi. Bir öğretmen aşırı ilgiden dolayı derse girememiş. Sanki bizim ülkemizde olmuş gibi verilen habere göre, güzel bayan öğretmen aşırı ilgiden dolayı ilk dersini yapamamış. Verdikleri fotoğraflarda son derece dekolte ve erkek öğrencilerle de sarmaş dolaş pozlar. Bu haberi görünce bu internet sitesinin iletişim bölümüne verdim veriştirdim. Ya zaten zıvanadan çıkmış bir nesil elimizin altında. Hiçbir kural, kaide, nizam, ahlaki değer ve anlayış tanımayan bir nesli siz nasıl olur da böyle haberler yaparak iyice zıvanadan çıkarırsınız. Bu nasıl bir medya anlayışı, bu nasıl bir sosyal medya ve iletişimciliktir. Yerin dibine batsın sizin sosyal medyanız da, basın yayınınızda. Bir medya kuruluşunun baş sayfasında manşet haberlerinde bu tür asparagas haberler ne gezer yahu. Bu nasıl bir insanlık anlayışıdır. Bütün bunlar merkez medya diye adlandırılan pespaye mefkutelerin eserleri. Yaz geldi, okullarda çocuklar ele avuca sığmaz hale geldiler. Döğüşler, kavgalar, gürültüler ve bilumum olumsuzluklardan neler varsa hepsi de var. Sakın hafife almaya, küçümsemeye, benim evladım da olmaz demeye kalkmayın. Maalesef çok sorumsuz ve işine geldiği zaman hakkını sonuna kadar arayan ama çocuğuna terbiye vermeye gelince kılını bile kıpırdatmayan bir veli profilimiz ve insanımız var. Arasına kendimizi de koyup bu anlayıştan biran önce kurtulmanın yollarını araştırmamız gerekiyor. Toplum olarak bir arınma seferberliği yapmamız, kapalı mekanlardan kurtulup artık sokaklara çıkmamız gerekiyor. Sokaklar içler acısı, okullar içler acısı, bu gidişin sonunun hiç iyi olmadığını herkes görüyor ama bir türlü kimse hiçbir şeye toz kondurmuyor. Bu disiplinsiz, neme lazımcı ve savsaklayıcı anlayışın kimseye bir faydası olamaz. Bunu medya adeta körüklüyor. Bu işin taşıyıcılığını yapıyor. Bu insanların kendiliğinden düzeleceklerine inanmak safdillik olur. Etkili tedbirler ve yaptırımlar gelmek zorundadır. Bir ortamda birisi konuşma yaptığı zaman nasıl konuşan kişi rahatsız oluyorsa bu tür olumsuzluklardan da tüm toplumun rahatsız olması gerekir. Düşünebiliyor musunuz çocukların önüne adeta örnek öğretmen olarak konulan tip kelimenin tam anlamıyla bir porno yıldızı. Haber öyle veriliyor ki bu sanki bizim ülkemizde olmuş sanki bizim öğrencilerimiz böyle davranıyorlarmış gibi. Bunu gören bizim öğrencilerimiz ne yapıyor. Öğretmenine de aynı şekilde davranmaya kalkıyor. Sosyal medyada fenomen olmuş. Sosyal medyada şöyle olmuş. Allah aşkına bu verilecek, bu fotoğraflar hemen herkesin her yaştan çocuğun girdiği bir sitede yayınlanacak şeyler mi. Batı toplumları bunları pervasızca yaptıkları için bugün acınacak durumdalar. Bizim de aynı duruma düşmemiz bu anlayışla fazla uzun sürmez. Biraz da istedikleri bu gibi duruyor zaten. Kendi toplumunun kuyusunu kazan bir medya anlayışı. Bununla nasıl mücadele edilir, ne yapılır bilemiyorum. Rastladığımız zaman tepkimizi en üst perdeden gösterelim. Mesajlar atalım. Yazılar yazalım. Telefonlar ve mailler atalım. Ama nihayetinde bu tür tepkiler toplumsal olmalı, toplum bundan rahatsız olmalı. Benim, senin yaptığın bireysel tepkiler bir yere kadar etkili, ondan sonrası topluma kalıyor. Maalesef bugün geldiğimiz noktada da bu hassasiyete sahip ne toplumumuz ne de kurumlarımızı göremiyorum. Yazık yazık, Kutlu Doğum Haftası kutluyoruz güya. Bırakalım bu göz boyama programlarını. Toplum elden gidiyor. Gençler elden gidiyor. Geri dönülmez yola girmeye çok aç kaldı. Kötümser olmak istemem ama pembe tablolar çizip yalancılık yapmakta bizlere yakışmaz. Bu eğitim sisteminin birkaç yıl içinde varış toslayacağı yeri görmek için kahin olmaya gerek yok. Bunu içim kan ağlayarak üzülerek söylüyorum ama bu laşkalık, bu disiplinsizlik bu şekilde devam ederse bu toplumun sonu hüsrandır. Vesselam...