Vedat ÖNAL

ÇANAKKALE VE MEDİNE

Vedat ÖNAL

18 Mart’ta Çanakkale Zaferi’nin 103. sene-i devriyesini kutladık. Tarihe altın harflerle yazılan bu büyük zafer müttefikler tarafından bir milletin ve İslam ümmetinin tarih sahnesinden silinmesi için yapılmış büyük bir saldırıydı. Peki, ama bundan birkaç yıl sonra Çanakkale geçilmedi mi? Evet maalesef Osmanlı birçok cephede başarılı olsa da müttefiki Almanya ve diğerlerinin yenilmesi ve teslim olması üzerine Osmanlı da teslim olmak zorunda kaldı ve Çanakkale’de, İstanbul’da müttefikler tarafından işgal edildi. 
Peki, o zaman Çanakkale’yi bu kadar önemli ve değerli kılan sebep nedir. Bu soruya verilebilecek en güzel cevabı Çanakkale’de bulunan şehitlikleri gezdiğinizde görüyorsunuz. Çanakkale bir ümmetin topyekûn mücadele ettiği en son savaş olması bakımından önemlidir. Ve aynı zamanda Birinci Dünya Savaşı da aynı şekilde ümmetin her coğrafyasından Müslümanların katılmasıyla ümmet bilincini ortaya koyan son savaş olması bakımından önemlidir.
Çanakkale ile ilgili yapılan değerlendirmelerde bu husus çok da ön plana çıkarılmıyor maalesef. Oysa Çanakkale’nin şehitliklerini gezdiğinizde Müslümanların yaşadığı ümmet coğrafyasının tüm bölgelerinden gelip burada Çanakkale’de şehit olanları görüyorsunuz. İşte bu yüzden önemlidir Çanakkale. Çanakkale sadece bir savaş, sıradan bir bölgenin düşmandan korunması için yapılan bir mücadele değildir. Çanakkale’de gelip savaşan Müslümanların tamamı İslam Halifesinin cihat çağrısı üzerine Çanakkale’ye kadar gelip ölümüne mücadele ettiler. Bunu gören başta İngilizler ve diğer batılı sömürgeci güçler bundan kurtulmak için planlar yapmışlardır. İngilizler 100 yıllık planlarını gerçekleştirmek için Halifelik makamını hedeflerine koydular ve mutlaka ortadan kaldırılması için her türlü oyunu ve entrikayı çevirdiler. Bu belki de üzerinde önemle durulması gereken bir başka konudur. Onun da ayrıca ele almak gerekiyor.
Burada bir diğer önemli müdafaayı daha dile getirmek istiyorum. O da birkaç yıldır gündemimize gelen Büyük Komutan Fahreddin Paşa’nın Medine Müdafaası. Çanakkale kadar önemli olmasına rağmen Medine Müdafaasının daha yeni yeni birkaç yıldır gündemimize gelmesi de oldukça acıdır. Böylesine önemli bir tarihi başarıyı niçin bu güne kadar yeterli şekilde gündeme getiremedik. Bu durum en az bu başarının anlatılmaması kadar önemlidir. Tarihimizin bu altın sayfaları hangi gerekçelerle hangi sebeplerle bizden gizlendi. Tarihçilerin bunun üzerinde de durması gerekiyor. Fahreddin Paşa’nın Medine’de verdiği destansı mücadelede elbette yanında birçok kahraman vardı. Bu kahramanlarda tıpkı Çanakkale’de olduğu gibi ümmet coğrafyasının birçok yerinden gelen isimsiz kahramanlardı.
Birinci Dünya Savaşı’nın da, Çanakkale Zaferi’nin de, Medine Müdafaasının da, Kut’ul Amare zaferinin de bu bilinçle eli alınıp yeniden yazılması gerekiyor. Bu zaferlerin ortak noktalarını bulup bunları yeni kuşaklara anlatmak zorundayız. Kuru kuru zafer nutukları atarak bir yere varamayız. Bu başarıları meydana çıkaran ümmet bilincini, bu bilincin bize katacağı değerleri iyi tespit ederek bunlara yoğunlaşmamız gerekiyor.
Bugün bin bir türlü sebepler ortaya atılarak parça parça edilen İslam coğrafyasının ayrılıkları değil vahdeti gündeme getirmesi gerekiyor. Topyekûn Müslümanların kurtuluşu bundan geçiyor. Milliyetçilik anlayışı ile verilecek mücadelelerin sömürgeci emperyalistlerin işine geleceğini ve bugüne kadar böyle olduğunu unutmamak gerekiyor.
 
 

Yazarın Diğer Yazıları