Rafet URAL

Anadolu'dan Yakılan Kardeşlik Meşalesi

Rafet URAL

      Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'de hem de hadislerde “kardeşlik” sürekli vurgulanmıştır. Bu kardeşlik, varlık sebebini aynı dine mensup olmaktan alarak zengin-fakir, siyah-beyaz, kadın-erkek ayrımı yapmadan, etnik ve kültürel farklılıkları ayrılık sebebi değil, birleştirici unsurlar olarak görmeyi gerektiren toplumsal bir bağ oluşturur. Bu bağlamda mü'minler kardeşçe yaşamanın tüm sorumluluklarını yerine getirmekle yükümlüdür. Din kardeşi olmak didişmeyi değil dayanışmayı, aldatmayı değil paylaşmayı, umursamazlığı değil diğergâm olmayı gerektirir.
        Kur'ân-ı Kerim'in ifadesi olan; "Mü'minler ancak kardeştirler." âyeti kerimesinden ve "Hiçbiriniz kendi nefsiniz için arzu ettiğinizi kardeşiniz için etmedikçe iman etmiş olmazsınız" hadis-i şerifinden de açıkça anlaşılacağı üzere, İslâm dininde, iman bağıyla bir araya gelenler kardeş olarak kabul edilmektedirler.
Kayseri İlim ve Hikmet Vakfından Dev Sempozyum
       Kayseri İlim Hikmet Vakfı’nın organize ettiği ve üç hafta sonu devam eden dev sempozyumun son oturumu geçtiğimiz cumartesi günü Melikgazi Belediyesi konferans salonunda yüksek bir katılım ile gerçekleştirildi.
        İlim Hikmet Vakfı Başkanı Osman Gerçek ve vakıf gönüllülerinin büyük bir özveri ile hazırlıklarını yaptıkları üç hafta süren sempozyum duyuruya çıktığı andan itibaren gerek akademik çevrede gerekse Kayseri halkında büyük bir heyecan uyandırdı.
        İslami Düşünce’nin geçmişten günümüze ve geleceğe dair ülke genelinde ve özelinde Kayseri için ne anlam ifade ettiği; siyaset, diyanet, sivil toplum kuruluşları, ekonomi, medya ve daha birçok başlık altında çok kıymetli katılımcıların sunumları ile gerçekleşti.
        Ben de açılış ve kapanış oturumuna katılma şansını yakaladım. Şans diyorum çünkü yaptığım küçük bir araştırma neticesinde daha önce Kayseri ve Orta Anadolu kentlerinin hiç birinde bu ölçekte ve konu genişliğinde bir sempozyum veya panel gerçekleştirilmemiş.
       Bu anlamda Anadolu kentleri arasında “İslami Düşünce ve Hayat Sempozyumu” ilk olma özelliği taşımasıyla da güzel bir örnek teşkil ediyor. Bu büyük organizasyonun, bu kadim toprakların geleneği olan vakıf müktesebatı tarafından gerçekleştirilmiş olması, bu organizasyona ayrı bir güzellik katıyor.
          Dolu dolu geçen üç haftalık süreç içerisinde Kayseri de adeta fikir şöleni yaşandı dersek abartmış olmayız.
        Dev sempozyum Hunat Camii İmamı Kurra Hafız Abdullah İslam’ın o güzel sesinden muhteşem bir Kur’an-ı Kerim Tilaveti ile başladı. Daha sonra hayırlara vesile olması temennileri ile dualar eşliğinde devam edildi. En son oturumun ardından okunan sonuç bildirgesi ile son buldu.
       Altı oturum ve 19 konuşmacının isim ve sunum listelerini okuduğumda aslında yapılan işin ne denli zor olduğunu bir kez daha idrak ettim. Neden mi? Çünkü son dönemlerde yurdum insanı, kafasına göre bir hoca ve yaşantısını uyduracağı fetva arayışı içinde. Bunun neticesinde İslam aleminde ayrışma ve parçalanmalar baş gösteriyor. İşte bu ortamda Kayseri de yapılan bu sempozyumda İslama dair söyleyecek sözü olan her kesimden insan vardı.
        İçinde bulunduğumuz Ramazan ayından basit bir örnek ile açıkladığımda, vurgulamak istediğim şeyi siz kıymetli okurlar daha iyi anlayacaktır. Misal olarak, itikadi bir mesele de bile birleşemiyoruz. Ümmet olarak Ramazan ayına yine farklı farklı tarihlerde başlıyoruz...
        Bu açıdan baktığımızda Anadolu’nun ortasından yakılan bu kardeşlik meşalesi,  dalga dalga ülkemize ve ardından sınırlarımız dışındaki tüm İslam alemine yayılır. Çünkü insanlığın bu birlik ve beraberliğe her zamankinden daha çok ihtiyacı var.
       Kardeş olmanın gereği olarak tam bu noktada birlik ve beraberliği sağlamak için Müslümanlara çok büyük görevler düşmektedir. Bugün darmadağın vaziyette olan Müslümanların  durumları ortada… Kan var, gözyaşı var, açlık var, sefalet var, işkence ve zulüm var… O hasreti ile yüreğimizin kavrulduğu birlik ve beraberlik tam anlamıyla yok ne yazık ki…
       Sempozyumun bitiminde okunan yirmi maddelik sonuç bildirgesinde de özellikle buna vurgu yapıldı. Sonuç bildirgesi;  “Vakit ayrışma, ayrılma değil, değerlerimize sahip çıkarak birleşme ve kardeşlik vaktidir” diyerek anlamlı bir mesaj içermektedir.
       Sempozyumda başından  sonuna kadar “kardeşlik” , “birlik ve beraberlik” mesajının somut olarak karşılık bulması,  son derece önem arz etmekte. Devamının başka şehirlerde, ardından ülke çapında ve akabinde tüm İslam coğrafyasında yapılması elzemdir.

     Yüce Rabbim bizi birbirimizden ayırmasın. Birlikteliğimizi bozmak isteyenlere fırsat vermesin. Vatanımıza dirlik, milletimize ve İslam alemine birlik nasip etsin.
 
 
 
 
 

Yazarın Diğer Yazıları