Mürşide ASLAN

HELALLEŞTİK-Mİ?

Mürşide ASLAN

“ Ey insanlar! Sizden ayrılma vaktim oldukça yaklaşmıştır. Sizden birine vurmuşsam, işte sırtım gelsin vursun. Birinizin malını almışsam, gelsin hakkını alsın.”

“Sakın hak sahibi, ‘şayet kısas talebinde bulunursam, Rasulullah bana darılır.’ diye düşünmesin! Bilmelisiniz ki, benden hakkını isteyene darılmak benim fıtratımda yoktur. Benim yanımda en sevimliniz, hakkı varsa gelip benden onu isteyen kimsedir. Yahut helal edendir. Ben Rabbimin huzuruna üzerinde kul hakkı olmadan varmak istiyorum.” 

Hastalığının en şiddetli olduğu bir günde yardımla ayağa zor kalkan peygamber efendimizin son vasiyeti idi bu. Hem ashabına hem insanlığa son kez seslenmek, onlara oldukça önemli bir kural bırakmak istiyordu. 

“…Ben Rabbimin huzuruna üzerinde kul hakkı olmadan varmak istiyorum.”

Hassasiyete bakar mısınız? Konunun inceliğinin derinliğinin farkında mısınız?

‘’Bana hakkınızı helal edin ey ashabım’’  dese, etmiyoruz mu diyeceklerdi? Etmezler miydi? Salt Helal olsun Ya Rasulullah (isteyerek ya da istemeyerek) demek yeterli idiyse bunu demesi  durumu çözmez miydi?

Ama O haklarını almaya, haklarını istemeye teşvik ediyor. Doğru örneklik, kalıcı bir yöntem bırakıyor. Helalleşmek isteyene de gerçekte helalleşme nasıl olur yolunu gösteriyor. 

Günümüzde maalesef  ‘kul hakkı’ ndan, “ helal ” kaygısından fersah fersah uzaklaşmış vaziyetteyiz. Haramlarımıza, hak ihlallerimize, menfaatlerimize, muhteris kararlarımıza yasal kılıflar arıyoruz. Bir topluluğa ya da kişilere olan kinimiz adaletli, hakkaniyetli davranmamızın önüne geçiyor. 
 Kusuru kıyısından köşesinden kabul , eder gibi yaptıktan sonra gelen bir “ hakkını helal et” sözü  aslında “insanı uğraştırma helal et şu içimiz bi rahatlasın”  kabilinden kalıyor. Onca hakkın üstüne oturup, karşı tarafı sırf hatıra gönüle zorlamalarla helallik aldığını sanmak, nezaketen ‘’helal olsun’’ demek…

Helalleşmek bu olmasa gerek…

Allah Rasulü nün bile “… Ben Rabbimin huzuruna kul hakkıyla çıkmak istemiyorum” demesinden sonra,  sizce de fazla cesur davranmıyor muyuz?

İnsan kendini bilir, yaptığını ettiğini, üzerine geçirdiği hakları bilir. Helalleşmek için bu hakları maddi manevi telafi etmesi gerekmez mi? Unuttuğu varsa hatırlatmasını ister, yoksa hakkını bağışlamasını rica eder. Nezaketle, nedametle… Unutmayalım ki nihai varış noktasında vereceğimiz bir hesap var.
 

Yazarın Diğer Yazıları