İsmail ARSLAN

Yeni 15 Temmuzlar nasıl yaşanmaz

İsmail ARSLAN

Ne zaman ki bizi önderler değil, ilkeler heyecanlandırır ve yönlendirir ise, bir arpa boyu da olsa, insanlığımız adına yol alma imkanı doğmuş olacaktır. Önder, ilkeden saptığında ondan vaz geçememek 15 Temmuzların yaşanma sebebidir.
Bugün başta en baştaki olmak üzere hiçbir siyasi 15 Temmuzu ağzına almamalı, zira devlet kurgusu hala emperyalistlerin dayattığı bürokratik yapı üzerinde devam etmekte ve yurdun muhtelif yerlerinde düğmeleri onların ellerinde onlarla atom bombası bulunmakta.
Tam bağımsız olmadan şaklabanlık ile göz boyamak ancak emperyalistlerin eğlenmesene yarar.


15 Temmuz'da fetö maşası ile Evangelistler başarılı olsa idiler, layt islam projesi, büyük yahudi krallığını emeli gerçekleşecek, uyum sağlayan ve itaat edenler müreffeh bir dünya hayatına kavuşacaklardı.
Ahiret mi?
Hocaefendi dedikleri köpek onları koyun cebinde sırattan geçirip cennete ulaştıracaktı.
Tabii ki biz gibiler yok edilecekti. Ne yani bir de bizi mi besleyeceklerdi.
Layt islam ve krallık gayelerinden Evangelistlerin vazgeçmeyecekleri vakıa olduğu için, taşeron arayışında bitmeyecektir.
Biz güçlü olmalıyız, ama devletimizi daha önce ahlaki değerleri, adaleti gözeterek yeniden inşa etmeli ve samimiyetten ayrılmamalıyız.
--
Geçen yine bir engelli derttaşımın araç ÖTV MTV bağışıklığına rağmen, hatalı yorum sebebiyle gönderilen ihbarnameyi dava ettim ki bu işten vazgeçen idarelerin yanında, ısrarla yanlış yapmaya devam eden idareler de var. Kaç defa ve nice etkili ve yetkiliye durumu izah etmemize rağmen devam eden yanlış, akla çok daha farklı hatalar yapıldığı ihtimallerini getiriyor. Açtığımız davaları kazanıyoruz ve vergiler cezalarla birlikte iptal ediliyor da hiç mi bu kararları okumaz tepe idare, bırakmaz yanlışı? Nedir olay? Dava etmeyenlerden paşalar gibi yaparız tahsilatımızı kafası adil bir idareye yakışır mı?  Ya da daha derin bir problem mi var? 15 Temmuz arefesinde hala güç bende diyenler mi var yoksa!
--
Kişi kendinden razı olasıya kadar, Allah'ın kendinden razı olmasından ümidini kesmesi isabetli ameldir. Mailis Nalars Sarpust Yazıtları
--
Hukuk devletinin olmazsa olmazları; hukuki güvenlik, belirlilik, öngörülebilirlik
 
Hukuki güvenlik ve belirlilik ilkeleri, hukuk devletinin önkoşullarındandır. Hukuki güvenlik ilkesi, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar. Belirlilik ilkesi ise yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olmasını, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesini ifade etmektedir. Bu bakımdan, kanunun metni, bireylerin, gerektiğinde hukuki yardım almak suretiyle, hangi somut eylem ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını belli bir açıklık ve kesinlikte öngörebilmelerine imkân verecek düzeyde olmalıdır. Dolayısıyla, uygulanması öncesinde kanunun, muhtemel etki ve sonuçlarının yeterli derecede öngörülebilir olması gereklidir (AYM, E.2012/116, K.2013/32, K.T. 28/2/2013).
 
 

Yazarın Diğer Yazıları