İsmail ARSLAN

'Çarek'

İsmail ARSLAN

Öğretmenliğimin ilk yılı. 5. sınıfı okutuyorum. Teneffüste bir öğrencimin duvar kenarında oturduğunu gördüm. Yanına gidip "Arkadaşlarınla neden oynamıyorsun?" dedim. 

"Beni oynatmıyorlar öğretmenim" dedi. 

"Neden?" dedim. 

"Ben çarekim öğretmenim."  "Çarek ne demek? 

"Çarek işte öğretmenim."

Hemen hizmetliyi çağırıp "Çarek ne demek?" diye sordum. 

"Hocam  buralarda Alevilere çarek denir." dedi. 

Hemen bahçeye dönüp "5. sınıf hemen sınıfa" diye bir kaç kez bağırdım. 

Çocuklar birbirlerine "neden" sorularıyla sınıfa gittiler. Hışımla dersliğe girip "Yılmaz ile neden oynamıyorsunuz" soruma tek yanıt geldi "Çarek!" 

Bir ders insan olmanın erdemlerini anlattım, ikna oldular. 

Bir öğrencim "Öğretmenim biz Yılmaz'ı çok seviyoruz ama babalarımız izin vermiyor " dedi. "Eve gidin babanıza "Ben bundan sonra Yılmaz ile oyun oynayacağım deyin.

Eğer kabul etmiyorsan öğretmenimin yanına gitmeliymişsin" diye söyleyin dedim. Sağolsunlar kimse yanıma gelmedi. 

Aradan günler geçti. Yılmaz'ın babasının kıraathanesinden içeri girdim. Bir masada üç kişi oturuyordu. Oturanları tanımıyordum. Beni görünce ayağa kalktılar, mahçup oldum, benden yaşça büyük olan insanların ayağa kalkmasına. Selam verdim ve "Lütfen rahatsız olmayın" deyip ilerdeki bir masaya oturup "Hasan abi bana bir çay ver" dedim. Üç kişlik grubun en genci yanıma gelip "Hocam masamıza gelip, bizimle beş dakika oturursanız bize onur verirsiniz." dedi. "Estağfurullah " deyip hemen kalkıp masalarına gittim. Özür dileyerek kendilerini tanımadığımı, tanışıyorsak bile anımsamadığımı söyledim. En yaşlı olan, omurlarının kendini eğmesine meydan okurcasına diklenerek ve işaret parmağıyla uzakları gösterip "Sen bizi tanımazsın ama aha bu dağların hepsi seni söyler, seni tanır" dedi. Şaşırmıştım, gülümseyerek "Estağfurullah ben kimim ki dağlar beni söylesin" dedim. "Hasan'ın oğlu için yaptıklarını biliyoruz" dediler. Bu arada kahveci Hasan abi çayımı getirdi. "Hocam böyle şeyleri sevmediğini bildiğim için konuyu sana hiç açmadım. Çok teşekkür ederim. Bil ki bu yiğitliği bu güne kadar bir tek sen gösterdin" dedi. 

Neyse o günden sonra Yılmaz'ın da arkadaşlarıyla birlikte şen kahkahalarını hep duydum. O günleri hala onur ve gururla anımsarım.

Birileri toplum mühendisliğine soyunup bizi birbirimize düşürmeseler sevgiyi de saygı duymayı da iyi biliriz. 

Ne olursak olalım bizi ötekileştirdiklerinde  rahatsız olacaksak aynı şekilde ötekileştirdiğimizde de karşımızdakinin kırılacağını lütfen unutmayalım. Empati, psikolojik açıdan iyi bir doktordur.

Düştüğümde bir elin beni kaldırmak için yanımda olacağını bilmek ülkemin güzelliğidir. 

Güzel günlere...

Bir gün mutlaka birlikte yaşamanın tadına varacağız.
Av. Mustafa Bayram sayfasından alıntı

Yorumlar 2
İsmail Arslan 12 Ağustos 2022 13:48

Yazıyı biravukat meslektaşımın kişisel sayfasından iktibas ettim. Doğrudur, bu konuda bilgim yok. Selametle

Mesut Barış 11 Ağustos 2022 18:56

İsmail Bey, Yazı öğretmen Hasan Koçak'a ait. Emeğe saygı için lütfen düzeltin.

Yazarın Diğer Yazıları