İsmail ARSLAN

Atatürk'ü Anlamak

İsmail ARSLAN

Dini hassasiyeti yoğun vasfı ile arz ı endam edenlerdeki Atatürk düşmanlığı toplumu rencide ediyor. Çanakkale askerlerine dua ederken, Atatürk'ün adını özellikle anmayan bir hoca, şahsında, çok insana da husumet vesilesi bir ameli işlediği için utanmalıdır.
Atatürk'ün muhafazakarlar arasında itibarsızlaştırması gayretlerinin altında kanaatimce İngilizler var. Zira onlar İstanbul'dan çekilmek için şart koştukları nizamı, milletinin selameti için kullanmayı başarma kudretinde bir lider arzu etmiyor ve koşulsuz itaat bekliyor idiler. Atatürk, İngiliz mandasına girmedi ve bunun ceremesini canı ile ödedi. Ardından gelenler ise Amerika mandasına koşulsuz teslim olmasalar ve Atatürk'ün dirayetine sahip olabilselerdi bugün coğrafyasını çekip çeviren bir ülke idik.
Ata'ya düşmanlık yapanların kimin hesabına neyin davasını güttükleri bu zaviyeden bakılınca ayan beyandır.
İslam Teali, Kürt İslam Teali gibi cemiyetlere geçit vermemesi ile İngiliz'in emellerinin önünü kesen Ata, haliyle İngiliz muhiplerince yerilecektir ve firaset sahipleri de yerenlerin esasen kime hizmet ettiklerini fark edeceklerdir.

Bu milletin en ciddi açmazlarından biri de şudur: Ona kanaati, tutumluluğu, tevazuyu tavsiye edenlerin kahır ekseri, sözü ile ameli çelişenlerden oluşmaktadır.
Kanaat önderlerinin, siyasilerin hayat tarzları ortada sonuçta.
Bu işte o bu şu fark etmiyor, imkan eline geçen, dün kınadığı ile kınanan oluveriyor.
Neden diye sormayınız lütfen, maya bozulmuş gibi bir cevabı kaldıramayacak olanlar olabilir aranızda.
--
Son 20 yılda muhafazakarlık arttıkça din azaldı. Öyle ki;

Evvel zaman fakir iken sonradan zenginlemiş, namazında niyazında, kadın, içki ile asla işi olmaz ve sorsan harama hiç yanaşmaz, an itibarıyla 7 nesil sonrasına yetecek memaliğin sahibi, Allah'ın verdikçe verdiği insanlar peydahladı, işçisine 2000 lira ücret veren ve ama itibar için çeşitli kurum ve kuruluşlara aylık 100.000 lira dağıtan...

Derseniz, nereden biliyorsun kalbini mi yardın baktın "itibar" için verdiğini? Derim ki:
İşçisine 2000 lira verirken, değil 100.000, trilyon lira verse, bunun bir kuruşu sadaka olarak kabul edilecek ise mizanda, ben bu dini anlamamışım demektir.
--
100 milyarlık bütçe değil, bir kaç milyon lira ayırarak, Türkiye'de kendilerine ulaşan, modern tıbbın tedavide aciz kaldığı vakalara derman vesilesi olmuş amatör çalışan bitki bilimcileri koordine ederek, ciddi bir ar-ge çalışması ile virüs ve kanser bazlı sıkıntılara çözüm geliştirse devlet, tüm ekonomik problemleri son bulabilir ve dünyada düzeni değiştirebilir.
Mümkün mü ama?
Değil.
Neden?
Değil de ondan.
Sırf bendeniz bile üç isim tanıyorum ki, binlerce hastaya derman vesilesi terkipler geliştirdiler. Ama maalesef, mümkün değil.
--
Hükümetten acil beklentim: Cumhurbaşkanı başdanışmanı Prof. Saracoğlu'nun önereceği bir bağışıklık sistemi destekleyici ürün paketinin tüm yurttaşlara ücretsiz dağıtımının yapılması bu aşamada elzemdir.
--
Yaşlı çınarlara sahip çıkma zamanı!
Bilgi, tecrübe ve yaşanmışlıkla ancak tahsil olunan muhakemede en önde olan 65 yaş üstünü, kendi yarınlarımızın selameti için koruyalım, kollayalım. Şu zamanda dışarı çıkma yasağının tek anlamı, onlara duyulan hürmetin ve yarınlara inancın gereğinin bu olmasıdır.
--
Genel uygulanacak bir sokağa çıkma yasağı, tabii ki kısmi önlemlerden daha etkili olacaktır, lakin böyle bir uygulamanın oluşturacağı sıkıntılarla başa çıkabilecek güçte bir mali ve idari yapının olması olmazsa olmazdır.
Bu anlamda ne ülke kaynaklarımız, ne de yurttaşların variyeti böyle bir kararı kaldırabilecek güçte olmadığı için nokta vuruş önlemler ile süreci takip etmek zorunda kalınıyor.
--
Bu güne kadar yapılan testler pozitif vakaların çevresi ise rakamlar başarı alameti, yok, hastaneye kendi gelen veya sokaktan geçeni yakalayıp yapılan testlerse bu iş çok büyür


 
 

Yazarın Diğer Yazıları